One Piece Rpg

Sözümü bitirdikten sonra yaşlı adamın cevabını beklemeye koyulmuştum. Bu sırada iç dünyam 'Hadi yaşlı adam beni sen davet etmiştin tayfaya, beni şimdi öldüremezsiniz' Güvertedeki bu sessizliği yine yaşlı adam bozuyordu.Beni tutmaya çalışan iki adama döneek "2. yatakhanede kalıcak. Bandarın ranzasında yatar o buna gemi kurallarını anlatır." dedi ve kamarasına doğru yürüdü ve gözden kayboldu.Gemiyi inceleme fırsatım olduğunda bu geminin ürkütücü bir gemi olduğunu söyleyebilirdim.Gemide üst tarafında iki kamara vardı ve güvertesi baya genişti.Tayfamda garibime giden bir diğer detay ise bu adamların vikingli gibi giyinmesi olmuştu denize atlarken bile bu elbiselerini çıkarmamışlardı.Ama ona rağmen yine iyi yüzüyorlardı.
İlk defa bu kadar büyük bir gemiye biniyordum.Bunları düşünürken aklıma wanted ile yaptığımız konuşma geliyordu.Ona sahip olduğumuz kayığın küçük olduğunu ve büyük bir gemi bulmamız gerektiğini söylemiştim.İşte wanted o büyük gemiyi buldum ama seni ve Edwardı kaybettim.

Şimdi gidip biraz uzanmalıydım.Yaşlı adam Bandar diye bir adamdan söz etti acaba nasıl biriydi inşallah oda Edward gibi horlamıyordur.Ama bu merak fazla uzun sürmeyecekti gidip şu adama bakalım neleri varmış.Ama nerede bu 2. yatakhane.Lanet olasıca adamlar daha bana 2.yatakhaneye kadar eşlik edeceklerdi şimdi güvertede neredeyse yalnızdım ve 2. yatakhaneyi kendim bulmak zorundaydım.Hemen geminin içinde 2. yatakhaneyi aramak için geminin içini dolaşmaya başladım.

-- Edited by idrisovic on Monday 30th of July 2012 10:42:51 AM

-- Edited by idrisovic on Monday 30th of July 2012 11:05:38 AM

Güvertede 2-3 dakika kadar dolanıyorsun geminin ön tarafında bir ejderha figürü dışında geniş ve sade bir gemiydi. Tamamı ahşaptan yapılmış geminin mürettabatı devamlı geminin iç kısmında bulunuyor gibiydi çünkü güverte bomboş görünüyordu. 2.yatakhaneyi bulman gerektiğini düşündüğün için aşağıya giden kapıyı arıyorsun. Güvertenin arka kısmından büyükçe bir merdiven aşağıya doğru iniyor. Merdiveni takip ettiinde iç kısmının geminin büyüklüğünün hakkını verdiğini görüyorsun. Merdiven boşluğundan aşağıya baktığında 3 yada 4 kat daha var gibi gözüküyor. Koridora baktığında geniş bir koridor var sağlı sollu ilk kapılar yatakhane olabilir gibi.. Geniş ve uzun bir yer almışlar. Ardından iki taraftan iki şer kapı daha var.

Uyurken birden gürültülerle kendime gelmiştim.Acaba ne oluyordu etrafa baktığımda daha sabah bile olmamıştı(acaba sabah namazı mı kılıyoruz:D)Ve herkes sıraya girerek hazır ol durumunu almıştı.Hazır olda bekleyen adamalra yanlarından geçen bir kişi yapacakları işi söylüyordu.İlk 6 kişiye yelkenlerle ilgili bir iş verdiğini duyar gibi oldum daha kendime gelememiştim.İyi uyumuştum ve uzun zaman sonra kendimi dinç hissediyordum.
 Demek yeni tayfamda işler bu şekilde yürüyordu daha sabah olmadan herkez kalkıyor ve sıraya giriyordu ve görevlerini alıyorlardı.Bu pek bana göre değildi.Yataktan doğruldum ve emir veren kişiye meraklı gözlerle bakıp ayağa kalktım.Yeni olduğum için beni azarlamazdı galiba henüz tayfaya yeni gelmiştim.Adamın karşısına geçip bana ne görev vereceğini merak eder bir şekilde baktım.

-- Edited by idrisovic on Friday 3rd of August 2012 04:45:06 PM

Adamlar soğuk bir şeklide sorduğum soruya cevap vermişlerdi zaten adamlar ellerindeki silahlarıyla dolaşıyorlardı.Birinin elinde balta diğerinin elinde kılıç vardı.Baltalı adam yanıma yaklaşıp ''Sen tayfanın yeni üyesisin galiba şeytan meyvesi kullanıyor olduğunu söylediler ama birazcık yardım edebilirim 2. yatakhanee en alt kattaki sağdaki kapı git ve boş ranzaya yat. diyor.

Sonunda bu büyük gemide 2.yatakhaneyi bulabilmiştim.En alt katta sağdaki kapıdaymış.Nİye en alt kattı gemi battığında suya en yakın yer en alt kattı.Bu bende bir irkiltiyye sebep olsa da yapacak birşeyim yoktu.Hemen seri bir şeklide en alt kata indim ve sağdaki kapıya doğru yöneldim.İşte mesşhur 2. yatakhane bakalım nasıl bir yatakhaneydi.Özel bir tarafı yok gibiydi.Kapıyı yavaşça açarken kendimi bir suçlu gibi hissediyordum acaba içeride kimler vardı ve beni nasıl karşılayacaklardı.

Bakalım yaşlı adamın bahsettiği Bandar burada mıydı?İçeriye girdim ve boş yatağı arar şeklide içeriyi süzdüm.

İçeriye girdiğimde yatakhanenin 20 kişilik olduğunu farkediyordum.Baltalı adamın bahsettiği boş yatak sağdaki olandı.Hemen dinlenmek için sağdaki yatağa doğru ilerliyorum.Tam ilerlerken birden elimin tutulduğunu hissediyorum ve ardından ''Gel bebeğim bugün çok güzel geçicek'' lafını duyuyorum.Korkudan elimi kimin tuttuğuna bile bakamıyordum nasıl bir tayfaya gelmiştim kimdi bu sapık acaba.Söylediği laflar beynimde en az 10 kere yankılanmıştı.Bu sözler karşısında çok sinirlenmiş tam adama doğru bir yumruk atacakken adamın uyuduğunu fark ettim.Lanet olası pislik beni korkutmuştu ama böyle olması daha iyiydi en azından tayfa sapık değildi.

Adamın elini tersledikten sonra yatağıma doğru yöneldim ve uyumak için yatağa uzandım zaten güzrl bir yatakta uyumayalı baya olmuştu.Ama içimde hala bir tedirginlik vardı tayfada yeniydim ve az önceki olayı daha atlatamamıştım rüya bile olsa.Neyse şimdi yatalım ve yarın tayfayla yavaş yavaş tanışırız.

Büyük bir heyecanla silah odasına girdim ama odanın içi çok karanlıktı birşey görünmüyordu.Yaşlı bunak eline bir meşale alıp yaktığında ise silah deposunun ne kadar çok silahla dolu olduğunu fark ettim.100 tane kırılmış kılıç vardı bu demek oluyordu ki tayfa birçok savaştan çıkmıştı.Ayrıca duvarlarda büyüklü küçüklü baltalar vardı.Diğer tarafta ise kılıçlar vardı ama bunlar diğerlerine göre 2 kat daha büyüktü.Yaşlı adam bana dönerek:İ

Buradan istediğin silahı alabilirsin ama yanından hiç ayırmamalısın uyurken bile yatağının altına koymalısın silahlarını'' diyor ve baltasını eline alıp baltayı göstererek ''Bu balta bile bu odadan çıkmıştı çok iyi hatırlıyorum'' diyip baltasını yerine koyuyordu.

İstediğim silahı alabilirm bu harika bir teklifti.Ama buradaki hangi silah benim işimi görebilirdiki ben saf güçle dövüşen biriydim ayrıca alacağım silah beni yavaşlatmaktan başka bir şeye yaramazdı.Ne kılıç kullanabiliyordum ne de balta  yaşlı adama dönüp bana sadece

Ben fiziksel güçlü dövüşen bir kişiyim.Kılıç ve baltalar beni yavaşlatır.Bana varsa yumruklarımın daha hasarlı olması için çelik bir eldiven lazım diğer silahlarla ilgilenmiyorum.Senin bana önereceğin bir silah var mı reis senin önerilerini dikkate alırım sonuçta benden daha deneyimlisin(yaşlı:D)

-- Edited by idrisovic on Saturday 4th of August 2012 11:23:15 AM

Uykudan tam olarak uyandıığmda adamın yaşlı bir adam olduğunu ama çok güçlü olduğunu farketmiştim.Ayrıca tayfadaki diğer adamlar gibi viking kıyafetlerini giymeyi ihmal etmemişti.Ayrıca biraz da psikopat duruyordu bakalım ne görev verecekti diye yaşlı adama bakarken kafasını sağa doğru eğerek.'' Sen yeni çocuk olmalısın burda şeytan meyvesi kullanıcılarını pek iyi karşılamayız o yüzden sana kötü davranabilirler ben bu katın reisiyim bugün benim yanımda olacaksın sana tayfayı tanıtacağım yarından itibaren tam bir tayfa üyesi olursun artık ama seni bu tayfaya almışlarsa sende iş vardır''dedi
Bugün tayfayı tanımak mı bu benim için iyi bir başlangıç olabilirdi ayrıca neden şeytan meyvesi kullanıcılarını sevmiyorlardı ki.Bugün görev yok yırttık diye sevinerek adamı takip etmeye başladım.Tayfadaki ağır topları(mecaz anlamda gerçek top değil)görmek istiyordum gerçekten.Bizim katın reisi de bu bunak imiş.
Bakalım bugün meşhur sis korsanlarının kaptanıyla tanışabilecek miyim?Yarından sonra artık tam olarak bir sis korsanları üyesi olacaktım.

Reisin peşine takılıp gidiyorduk haydi hayırlısı bakalım.İnşallah nereye gideceğimizi ve benim kim olduğumu unutmaz yaşlı bunak.Biraz yürüdükten sonra her katta 2 yatakhane 1 yemekhane ve 1 silah deposu olduuğnu anlatıyor bizim yaşlı reis.Ayrıca yemekhanelerin diğer bölümlerden büyük olduğunu da bahsetmeden edemiyor sanki benim ne işim vardı yemekhanede.Sonra sabah hayretler içinde izlediğim iş dağılma bölümüne geliyor ve konuşmaya başlıyordu''Burada hergün aynı işi yapamazsın çünkü hergün herkese farklı görevler veririz çünkü hergün yelkenleri indirip kaldırırsan bu işten sıkılırsın bazen kötü işler verilir bazense iyi işler bu yüzden kötü işe giden yarın iyi işe gideceği için işini çabucak bitirmeye bakr ve işten kurtulur ertesi gün başka bir iş verilir ve bu işi seviyordur o yüzden severek yaptığı için yine hızlı yapar tayfamız bu şekilde bir iş dağıolımı yapar Kaptan ve Talim Hocası güvertede kalırlar '' dedikten sonra bizi silah odasına götürüyordu.
Gerçekten şimdi benim dilimden konuşuyorsun yaşlı bunak yemekhaneyi falan geç benim işim silah deposunda bakalım sis korsanlarının silah deposunda neler varmış belkide işime yarar bir silah bulurum ve onu kullanırım diye içimden geçirmeden edemedim.Bakalım yaşlı adam bize neler gösterecekti.Ayrıca kaptan ve talim hocası güvertede kalıyorlarmış bakalım güverteye götürecek miydi beni.

Bunun üzerine en alt kata gitmenizi söylüyor ve en alt kata kadar iniyordunuz en alt kattaki silah odasına girdiğinizde ortada sadece bir sandık vardı içini açtı sana bir eldiven çıkardı eldivenin etrafı pullarla kaplıydı ve sana anlatmaya başlıyor ''Bu eldiven bir ejderhanın pullarından yapılmıştır yumruğu atığında pullar saplanacak şekilde dizayn edilmiştir eğer pullar aplanırsa karşında kişi kaybında bile ölebilir hadi şimdi giy bakalım rahat mı gör'' diyor ve giydiğinde eldivenin içi çok rahat ne ısıtıyor ne soğutuyor elini yumruk şekline getiridiğin pullar dik bir şekilde diken gibi duruyor ve pulun birine dokandığında parmağın kanamaya başlaıyor çok keskin pullardan yapılmış...

Rp out:Eldiven tek yani çift değil sadece bir elinde var... 

Rp out :

Spoiler

Bu üçünü karışımı bir şey kırmızı pullar var en üstteki gibi parmaklarınıda kapatan bir eldiven ve el bileğine kadar geliyor..

 bu adamın elindekiler gibi yani ama parmaklarındada pul var..

Rp in: Silah odasından çıkıyorsunuz ve Reis sana ''Gel senin için bir kaç arkadaş arayalım en iyi seçenek bugün paspas yapanların yanına gidelim'' diyor ve paspas yapan birinin  yanına gidiyor ve onun adının Limkor olduğunu söylüyor ve gidip tanışmanı istiyor...

Limkor ''Aslında paspas işi benim için daha iyi çok güçlü değilim o yüzden bu işi seviyorum sen yeni gelen 5 000 000 Beli ödülü olan çocuksun galiba' diyor. 5 000 000 beli ödül mü?Ne zaman başıma bir ödül konuldu ve neden en son benim haberim oluyor.Ama 5 000 000 beli ödül hiçde fena sayılmazmış.Gördün mü moruk ne kadar güçlü olduğumu(bunu içimden söylüyorum)Ödülümün olduğunu öğrenince yaşadığım şaşkınlık Limkerin dikkatini çekmişti galiba yoksa bilmiyor muydun diye bir soru yöneltti.

Evet ilk defa senden duyuyorum bu ödül marinelerin benden ne kadar korktuğunu gösteriyor ama bu az daha onlara çok şeyler yapacağım.Neyse Limkur sonra görüşürüz şimdi şefle gemiyi dolaşmamız lazım sana kolay gelsin. diyip şefle gemiyi turlamaya devam ediyoruz.Şefe dönerek Kaptanı görebilir miyim şef gerçekten nasıl biri olduğunu merak ediyorum.

Reise kaptanı görmek istediğimi söyleyince''Peki gideliim ama kaptan çok korkunç bir adamdır biraz dikkatli konuş karşısında'' dedi  beni kaptanın yanına götürmek için yola koyuldu.Herne kadar yaşlı ve itici olsada bu adamı sevmeye başlamıştım bir dediğimi iki etmiyordu.Katları yavaş yavaş çıkarken heyecanımda giderek artıyordu sis korsanlarının korkunç ünlü kaptanını görebilecektim sonunda.Merdivenlerden çıkıp güverteye ulaştığımızda kaptanı görmüştüm.Gerçekten korkunç görünümlü bir kişiydi ve yanında da bizim ihtiyardan bile yaşlı görünen bir adam vardı galiba bu kaptanın akıl hocasıydı.Kaptan daha selam vermeden konuşmaya başlamıştı. ''Evlat ödülün çok iyi sen çok daha güçlü bir korsan olacaksın inanıyorum''

Bu sözün ardından yüzümdeki sırıtmaya engel olamamıştım.Sağolun kaptanım.Zaten daha güçlü olmak için sizin gibi güçlü bir korsan tayfasına katılmaya karar verdim sizin gücünüz ve tecrübenizden yararlanarak çok daha güçlü olup düşmanlarımızı kendi ellerimle öldüreceğim.Ayrıca çok daha güçlü olmak istiyorum kaptan hatta sizden bile daha güçlü.Bana güçlü olmamda yardım eder misiniz?

Kaptanın bu sözlerimden sonra sevineceğini düşünmüştüm fakat tam tersine bana karşı bir güç gösterisi yapmasına sebep olmuştum.''Benden güçlü olmak mı kimse benden güçlü olamaz en güçlü benim'.Kaptanın bu sözlerinden sonra benim yanıma gelmesi  ve omzumdan sıkarak beni yere indirmesi beklemediğim bir durumdu.Galiba kaptanım egosu büyük bir adamdı.Kaptan çok güçlüydü yüzüne bakamıyordum çünkü omzumda büyük bir acı vardı.Lastik olmama rağmen bu acı kaptan gerçekten de güçlüydü demekki.

Kaptan durabilir misiniz canım çok yanıyor.Ben sadece sizin düşmanlarınızı yenmek için güçlü olmak istiyordum ve sizin gibi büyük bir korsandan eğitim almak istiyordum.Haddimi aştıysam beni bağışlasyın kaptanım.(sen ileride görürsün:D)

Kaptandan güçlü olmak istiyordum fakat bunu dile getirmemem benim için çok daha iyi olurdu.Ayrıca kaptanımın böyle birisi olması benim hoşuma gitmişti.Çok güçlü olup bir daha böyle acınası bir duruma düşmemeliydim.Bakalım kaptan bu sözlerimden sonra bakalım neler yapacaktı.Gerçekten ihtiyarın dediği kadar varmış karşısında konuuşrken iki kere düşüneceğim bundan sonra.

Kaptan bu sözlerimden sonra yumuşamamıştı bu nasıl bir egoydu.Sonra reise 'Çıkarın bunu burdan '' diye emir vererek beni kastediyordu.Biraz yürüdükten sonra reis bana sinirli bir bakış atıp ''Ben sana ne demiştim kaptanla konuşurken düşünerek konuş demedim mi gerizekalı''

diyor ve bir sevgi yumruğu patlatıyor kafamda bir şişik oluşmuştu.(naminin luffy vurduğu durumları hatırlayın:D)Ve etrafa baktığımda tayfanın maskarası olmuştum.Daha ilk günden böyle bir duruma düşmek benim için kötü olmuştu.Ama bir kişi gülmüyordu oda tanıştığım paspasçı Limkerdi.Gerçekten bana üzülüyormuş gibi bir hali vardı.

Şİmdi reisle ilerliyorduk.Bu ilerleme sırasında gülüşmeler benim sinirimi hayli bozmuştu ama birşey de yapamıyordum.Biraz daha sabredip tayfanın ve kaptanın güvenini ve saygısını kazanmalıydım.Bu işler bir günde olabilecek işler değildi.Reise dönüp bugünkü tanışma safhası bitti mi reis daha işimiz var mı? diye utanarak bir soru yönelttim.

Reis sorduğum soru üzerine ''Hımm seni tanıştırmam gereken kimse kalmadı zaten güneşte batmak üzere serbestsin istediğini yap ama sadece bu günlük ve yarın tek başına olacağın bir işmi vereyim yoksa yanında birilerinin olacağı bir işmi ilk çalışma gününde kendin seçebilirsin'dedi hem sorumu cevapladı hem de bana bir soru yöneltti.

Güzel şimdi rahattım ve güneş de batmak üzereydi.İlk iş olarak en alt kattaki yatakhaneme gidip  eldivenim hakkımda biraz daha bilgi almak için denemeler yapacaktım sonra da yatağıma uzanıp yarına dinç bir şekilde kalkacaktım.

Reisin sorusu üzerine:Tek başıma çalışmak istiyorum reis bugün olanlardan sonra tayfadaki birkaç kişi hariç kimseyle konuşmak istemiyorum.

Tek çalışmak istememin sebebi bugünkü olay hakkında espri yapan kişilerden uzak durmaktı.Sinirlenip kendimi kaybedebilir ve başıma daha çok bela alabilirdim.

Evet şimdi gidip eldivenlerimle biraz antrenman yapmalıydım fakat nerede antrenman yapabilirdim.Reise bu soruyu sorduğumda ''Peki antrenman yapmak istiyorsan 2. kattaki silah odasına git orada direkler var parçalarsan bile gemiye bağlı olmadığı için sorun olmaz yarınki işimi aklımda canlandırdımda keşke arkadaşlarının yanında olacağın bir iş seçseydin'' diyor be müthiş bir kahkaha atıyor KEHAHAHAHAHAHAHAHA bu gülüşten sonra en yakındaki 3 tane adamın oturduğu yere gidiyor ve yanlarına oturuyor 4 kişi konuşmaya başlıyor ve hepsi çok güçlü gözüküyor...

Kimdi bu adamlar sanki herbiri bir katın reisi gibi duruyorlardı.Hepsi oldukça güçlü gorünüyorlardı.Bu tayfada kaç tane güçlü adam vardı ki ve kendisi bu sırlama içindeki yeri neresiydi.Neyse reisin dediği gibi gidip antrenman yapmalıydım.

Hemen 2. kattaki silah odasına girdim ve eldivenimle antrenman yapmaya başladım.Sol kolumla bir direğe vurduğumda eldivenin ne kadar güçlü olduğuna bir kez daha şahit oldum.Sol direk parçalanmıştı bu nasıl bir eldivendi ve bunu kim yapmıştı.Sağ elimle bir yumruk attığımda ise direk sallanmıştı ama devrilmemişti.Bu eldivenin gücünün bir göstergesiydi.ELdivene alışmak için kendi kendime yumruk çalışmaları yapıyordum ama bunu yaparken dikkatli davranıyordum eldivenin ön tarafı bu gemiye rahatlıkla zarar verebilecek türden bir güçteydi.Gemiye herhangi bir zarar gelirse reis onu cezalandırabilirdi.1-2 saat antrenman yaptıktan sonra bitkin düşmüştüm ve yemek yiyip uyumam gerekiyordu.Önce en alt kata inip yemekhanede yemeğimi yedim ve karnımı doyurdum.Sonra ise yatakhanedeki yatağıma yarın ne tür bir görev alacağımı düşünerek erkenden uykuya daldım.