One Piece Rpg

Members Login
Username 
 
Password 
    Remember Me  
 

Topic: Adaletin Külleri

Post Info
Yardımcı GM
Status: Offline
Posts: 57
Date: Dec 22, 2012
Adaletin Külleri
Permalink   
 

Sen meslektaşlarının yanına gidip tanışmak istediğinde olabildiğince sıcak bir şekilde kendilerini tanıtıyorlar. İlk önce sana göre en sağda olan konuşmaya başlıyor. Bu subay 20-25 yaşlarında görünen, biraz şişmanca ve en bebek yüzlüsü "Merhaba Zach benim adım Bowdera. Bu yanımdaki güzel bayan ise eşim Mira" Kadın da yine 20-25 yaşlarında kumral saçlı saçını topuz yapmış bir kadındı. Sana bakıp "Merhaba" diyor.

Kadından sonra ortada oturan adam lafa giriyor. Bu adamın görünürde en dikkat çekici özelliği kel olması. Birazcık sert olan mizacını yumuşatmaya çalışarak "Benim adım Defreski 10 yıldır denizciyim" diyip susuyor ve lafı sağındakine bırakıyor.

Yüzüne geçirdiği maske yüzünden adamın ne söylediği pek belli olmasa da adamın adının Kyorut olduğunu zorla anlıyorsun.

Kalan son Adamda en sağdaki ve muhtemelen en konuşkan olandı. En azından sen adamları uzaktan gördüğünde en çok bu adam konuşuyordu. Zaten ne konuştuğunu anlamadığın Kyorut'un sözlerinin birmesini beklemeden konuşmaya başlıyor. "Merhaba, benim adım Zege. Sen bu gemiye gelen altıncı kişisin yani bu gemide bizden ve kaptandan başka kimse yok. Sence de 7 kişi için çok büyük bir gemi ve çok zor bir görev değilmi? Umarım gemiye gelen başkaları da olur."



-- Edited by Scopper gaban on Saturday 22nd of December 2012 12:18:14 AM

__________________
Member
Status: Offline
Posts: 12
Date: Dec 22, 2012
Permalink   
 

Özgürlük mü ?! Yoksa yeni başlayan bir görevin ilk adımlarımıydı bu yoluna koyulduğum. Babamın ve ailemin, cemaatimin ve kardeşlerimin amaçları uğruna girmiştim bu kuruma ve olabildiğim kadar başarılı olmaktı amacım. Başarının yanında kendi adaletimi yayabileceğim bir kurumdu bu. Sınırsız şeytan öldürme şansı geçicekti elime, sınırsız kötü adam öldürme şansı. Ne kadar da şanlıydım, amacıma ve hedefime göre bir kurumdaydım. Adaletimin Külleri yeniden alevleniyor ve yükseliyordu. Ailemin yaktığı ve tutuşturduğu ben, yeniden doğuyordum.

Gemiye varıyordum çabukça. İçeriye giderek kaptanı bulmaktı amacım. Tek bildiğim geminin ismiydi, bende Zafas yazan gemiye girecektim. Kaptanın yanına giderek geldiğimi belirtecektim. Adalet bizlerle olsun...



__________________

tumblr_lruf1mY9VU1qfxm4yo1_500.gif

1757287387-mundoemoti-reverendo-run.gif

Yardımcı GM
Status: Offline
Posts: 57
Date: Dec 22, 2012
Permalink   
 
Gemi kaptanının yanına gidiyorsun. Kaptanın kamarası diğer kamaralara göre birazdaha büyük ve orada bulunan dağınık bir yer yatağının dışında sanki bir ofise benziyor. Çalışma masası yatağın aksine çok daha düzenli üstünde kalemler, dosyalar ve süs eşyaları var. Duvarlarda ise çok büyük denizci kahramanlarının portreleri var. Sen odaya girdiğinde kaptan sandalyesinde oturmuş bir şeyler ile uğraşıyordu. Sen gelince kafasını sana doğrultup "Subay Zachary... Demek buraya atandınız... Umarım bunun ne demek olduğunu biliyorsunuzdur." diyor ve senin cevap vermeni bekliyor.

__________________
Member
Status: Offline
Posts: 12
Date: Dec 22, 2012
Permalink   
 
" Tabii... " diyorum nefesimi fazla vermeden konuşmaya başlayarak. Az biraz boğuk çıkmış sesimin üzerine daha canlı bir sesle konuşmaya başlıyordum. " Adaletimi dağıtmam için beni görevlendirilen gemi bu! " diyerek bitiriyordum sözlerimi. Ardından etrafıma bakınmaya başlıyordum. Büyük denizciler, yaşlı hedefler bulunan düzenli bir masa ve güzel bir ofisti burası. Bunun yanında diğer odalara göre daha büyüktü. Buda rütbe farkının neleri ifade ettiğini belirtiyordu. Geminin kaptanının sözlerini bekledikten sonra yeniden sorularımı ve isteklerimi belirtmeye geçiyordum. " Efendim ben bir Hristiyanım. Umarım dualar etmem, denizciler ile bu konuda konuşmam vede pazar günleri ayinlerimi yapmam sorun olmaz, bunun için sizden izin istiyorum. " İsteklerimi belirttikten sonra ciddi bir duruş, ciddi bir tavır ile kumandanın cevabını beklemeye koyuluyordum.

__________________

tumblr_lruf1mY9VU1qfxm4yo1_500.gif

1757287387-mundoemoti-reverendo-run.gif

Yardımcı GM
Status: Offline
Posts: 57
Date: Dec 22, 2012
Permalink   
 
Sen adama neden bu gemide olduğunu söylediğinde sadece gülüyor. Sonra sen sorunu sorduğunda yine gülüşünü sürdürerek "Elbette, görev dışı zamanlarda askerlerin ne yaptığı kimseyi ilgilendirmez. Ama bunlar yüzünden görevini ihmal edersen o zaman hala yaşıyor olursan külahları değişiriz." diyip yine başını masasındaki dosyalarına eğip sana ilk nöbetin kendisinde olduğunu ve senin serbest olduğunu söylüyor. Kamaradan çıkınca kapının önünde aylak aylak muhabbet eden 1i kadın 5 kişi görüyorsun. Hepsi de seninle aynı rütbede.

__________________
Member
Status: Offline
Posts: 12
Date: Dec 22, 2012
Permalink   
 
Adalet meydanları içindi her şey adaletin yayılması içindi her şey. Kumandanın sözlerinin ardından " Peki, kumandanım. " diyerek çıkıyordum dışarıya. Benim seviyemle aynı kimselerin yanına doğru yürümeye başlıyordum bu sefer. Yanlarına vardığımda, " Tanrı sizinle olsun arkadaşlar, merhaba ben Zach. Yeni subay. Sizlerle tanışmak isterim. "

__________________

tumblr_lruf1mY9VU1qfxm4yo1_500.gif

1757287387-mundoemoti-reverendo-run.gif

Member
Status: Offline
Posts: 12
Date: Dec 23, 2012
Permalink   
 
Herkes bana sıcak davranıyordu. Bende onlara gülümseyerek pis suratımı gösteriyordum. Karı kocaydı teğmenlerden bir çifti, diğerleri ise benim gibi tek tabanca geziniyordu. Kel ve sert olan eskilerden gözüküyordu. Maskeli olan çok anlaşılmıyordu. Yine de adını öğrenebilmiştim. Çok konuşan teki ise bana gemi ile bilmemiz gereke şeyleri veriyordu. Ben ise bu durumdan pek hoşlanmıyordum. Benimle konuşacak erler olmalıydı ki onları kendime çekeyim. Yapacağım bir şey yoktu, artık teğmenleri benden yapacaktım.

Biraz düşünmemin ardından derin bir nefesle konuşmaya başlıyordum, " 20 Kişilik askerler ve 2-3 Teğmeninin yerine, 7 si teğmenden oluşan tayfa daha güçlüdür bence. Fakat aşçılık, rotacılık ve temizlik bize kalıyor zor tarafı o... " dedikten sonra etrafımı incelemeye başlayacaktım. " Görevimiz nedir bilen var mı ? "

__________________

tumblr_lruf1mY9VU1qfxm4yo1_500.gif

1757287387-mundoemoti-reverendo-run.gif

Yardımcı GM
Status: Offline
Posts: 57
Date: Dec 23, 2012
Permalink   
 

Sen görevi bilmediğini söylediğinde Zege biraz kızgın bir surat takınarak "Sana nasıl olurda görevini söylemezler? Eemde bu kadar az kişiyle bu kadar zor bir göreve çıkarken. eğer bu kaptanın suçuysa şimdi ona bunu söylemeliyiz." diyip kaptan kamarasına doğru sinirli bir şekilde gidiyor



__________________
Member
Status: Offline
Posts: 12
Date: Dec 23, 2012
Permalink   
 
" Sakin ol zege bey... " diyerek arkasından çekişterecektim celallenen efendiyi. Görevi bilmem önemli değildi benim için. Ne kadar zor olursa olsun buraya tanrının kararıyla gelmiştim. Bu yüzden olacaklar benim istediklerim değil tanrının istedikleri olacaktı. Ardından onu kendime çevirip, babamdan öğrendiğim şekilde konuşmaya, rahatlatıcı bir şekilde, başlayacaktım. " Bu bizim için önemli değil dostum. Ne kadar zor olursa olsun bu tanrının isteğidir. Sonuçta yardım edecektir bize... " dedikten sonra derin bir nefesle, " Görev nedir ? " diyordum.

__________________

tumblr_lruf1mY9VU1qfxm4yo1_500.gif

1757287387-mundoemoti-reverendo-run.gif

Yardımcı GM
Status: Offline
Posts: 57
Date: Dec 23, 2012
Permalink   
 

Zege derin bir nefes aldıktan sonra yeniden yerlerinize döndüğünüzde Defreski anlatmaya balşlıyor "Görevimiz, burda south blue'da dağ haydutlarını elinde olan birşeyi onlardan çalmak. O yüzden bu kadar az kişiyiz elimizden geldiğince kavgada kaçınmalıyız." derken Zege adamın sözünü kesiyor biraz sırıtarak. "Kavgadan kaçmalıyız ama yinede bir kaç haydutu öldürmek istiyorum."

Kel adam Zege'nin söylediklerini duymazdan gelerek konuşmasına devam ediyor. "Eğer başka gelecek kimse yoksa şimdi yola çıkmamız lazım. Önce buradam adayı gören ama onların bizden şüphelenmiyecekleri bir mesafeye gideceğiz sonrada haydut kıyafetleri ve kayıkla onların adasına gidecekmişiz. Kaptan böyle söylemişti"



__________________
Member
Status: Offline
Posts: 12
Date: Dec 23, 2012
Permalink   
 
Görevimiz çokta zor değildi. Hatta basit bile sayılabilirdi. Bir haydut çetesi bizim için azdı. " Ne güzel, adalet isteyen birileri var burada. Suçlular cezasını çekmeli! Bu ceza ölüm bile olsa... " diyerek sessiz ama heyecanlı bir biçimde çıkışıyordum. Ardından ise kel adamı dinlemeye devam ediyordum.

" Eğer benden başka gelicek yoksa çıkabiliriz yola... " diyordum. Ardından merakımı daha fazla gizleyemeyerek sorumu soruyordum. " Aranızdan Şeytan meyvesi yemiş var mı ? " Sorumu sorduktan sonra cevaplarını bekliyordum merakla.

__________________

tumblr_lruf1mY9VU1qfxm4yo1_500.gif

1757287387-mundoemoti-reverendo-run.gif

Yardımcı GM
Status: Offline
Posts: 57
Date: Dec 23, 2012
Permalink   
 

Sorun üzerine Zege ve maskeli adam biraz hareketlenmeye başlamıştı ki... Birden kaptan yanında başka bir bayan subayla yanıınıza geliyor. Yeni gelen supay sizin yanıza geçip hazır ol a geçtikten sonra kaptan çıkartabileceği en gür sesiyle konuşmaya başlıyor. "Öncelikle göreve son dakikada katılan subay Asuna'yı tanıştırmak isterim. Kendisi görevimizde bize son derece yararlı olabilecek "jiru jiru no mi" is isimli şeytan meyvesini yemiştir. Meyvesi ile ilgili ayrıntıları boş zamanınızda ona sorabilirsiniz."

Kaptan konuşmasını sürdürürken bazı erler gemiye yaklaşıp geminin iplerini çözüyorlar. "Sayın Zachary letfen geminin demirini çekip sayın Kyorut ile birlikte yelkenleri açın. Sayın Zege sizde geminin rotasını hesaplayın ve ne kadar süre içinde adayı görebileceğimizi belirten bir raporu odama getirin. Bayan mira sizin yeriniz geminin mutfağı lütfen yerinize geçin. Bay Defreski sizde geminin dümeninden sorumlusunuz." sonra sesini biraz daha yükelterek "Emir vermediklerim serbesttir. Gemide  istediklerini yapabilirler." Görevler verilip

Kaptanın konuşması bittikten sonra herkes "Emredersiniz" diyip görev yerlerine gidecekken kaptan son birşey daha diyp kamarasına gidiyor. "Bu benim kaptan olarak ilk görevim ve başarılı olursak bundan sonra hep bu ekiple dolanacaz. Ve ben başarmak istiyorum."



__________________
Member
Status: Offline
Posts: 12
Date: Dec 23, 2012
Permalink   
 
Maskeli adam ve konuşkan konuşmaya yeltendiği sırada sözlerini kesen kumandan oluyordu. Yanında bir bayan ile geliyordu yanımıza ve onu tanıtıyordu. Bir şeytanın çocuğu daha eklenmişti gemiye. Öldürülmesi gereken bir kişi daha vardı karşımda. Fakat onu öldürmemem gerekiyordu ceza zamanı gelene kadar. Cezasının çekileceği günü ise iple çekiyordum kendi içimde. Cezasını verecek olan kutsanmış bıçaklarım öldürmeyi bekliyordu. Fakat önce kötülerin ölmesi gerekirdi. Ardından uyuyan şeytanlar ölecekti...

Gemi kalkarken benim yapmam gereken çapayı çekip yelkenleri açmaktı. Ardından şeytanlar hakkında daha çok bilgi alabilirdim. Çabucak çapanın başına geçerek asılıyordum ona. Ardından adımlarımı yelkenlere döndürüyordum. Kyorout ile işimizi bitirdikten sonra onunla konuşmaya başlayacaktım. " Sen neler yaparsın maskeli dostum, tanrıyı bilir misin ? Yada şeytanı mı seversin ? " Sorularımın cevabını aldıktan sonra bir yandanda yeni gelen kadına doğru ilerleyecektim. " Merhaba. Ben Zach. Meyveleri çok merak ederim... Bana meyvenizden bahsedebilir misiniz ? " diyordum.

__________________

tumblr_lruf1mY9VU1qfxm4yo1_500.gif

1757287387-mundoemoti-reverendo-run.gif

Yardımcı GM
Status: Offline
Posts: 57
Date: Dec 24, 2012
Permalink   
 

rp out: 1. geciktiğim için özür dilerim rusyadan dayım gelmişti

 

2. adamın maskesi maskeden çok bir peçe gibi ama bezden değil yani adamın ağzının üstü açık.

 

rp in: Kyorut ile birlikte yelkenleri indirdikten sonra sorunu sorunca Kyorut'un maskesinin altından konuşmasını yine anlayamıyorsun ama bakışlarından ve konuşmasının çok uzun olmasından bu konuda içinin bir hayli dolu olduğunu anlıyorsun. konuşmanız da bitinceeraber Asuna'nın yanına yürümeye başlıyorsunuz.

Beraber yürürken Kyorut sanki biriyle konuşuyor yada dua ediyormuş gibi davranıyor. Onun bu garip davranışı kesildiğinde sen beyninde gaipten gelen bir kadın sesi fark ediyorsun. Sana kendisinin Asuna olduğunu ve meyvesi sayesinde başkalarıyla konuşmadan iletişim kurabildiğini söyledikten sonra Kyorut'un daha çok küçükken yanlışlıkla "nabi nabi no mi" meyvesini yediğini ve küçük havai fişekler oluşturabildiğini söylüyor. Ama o yaşta gücünü kontrol edemediğinden alt çenesine zarar vermiş ve çok zor konuşuyor. Yarasını gizlemek için de maske takıyor ve o zamandan beri şeytan meyvesinin gücünü asla kullanmamış.



-- Edited by Scopper gaban on Monday 24th of December 2012 02:24:32 PM

__________________
Member
Status: Offline
Posts: 12
Date: Dec 25, 2012
Permalink   
 
İşimizi bitirdiğimiz zaman konuşma fırsatı yakalıyorduk sonunda. Fakat söylediğini anlamıyordum maskeli adamın. Ardından yeni gelenin yanına doğru yürüyordum. Bu sırada ise ne kadar acılı olduğunu hissedebiliyordum peçe takan adamın sözlerinin. Yeni gelenin yanına varmadan peçelinin davranışları değişiyordu. Dua mı ediyordu tanrıya ? Belkide beni görünce sahip olduğu tanrısını yeniden hatırlamıştı. Ama hayır, bu benim duyduğum sese verdiği tepki olmalıydı. Bir şeytanın gücü bana başka bir şeytanın gücünden bahsediyordu. Hiç kullanılmamış bile olsa içerisindeki şeytan elbet bir gün çıkabilirdi. Peki ya kadın benim hissettiklerimi ve onun hakkında düşündüklerimi biliyor muydu ? Yoksa sadece aklımın içine sesler mi verebiliyordu... Bunu öğrenmek için tek yol vardı.

Kafamın içindeki sese kafamın içinden cevap veriyordum. " Ne yazık, şeytanlar tarafından yakalanmış bir kişi daha... Kafamın içine girebiliyorsan sizin hakkında düşündüklerimide biliyorsun demektir. Bir gün olacaklar hakkında... " diyerek sözlerimi yarıda keserek onun sözlerini bekliyordum. Bu sayede anlayabilirdim düşüncelerime ulaşıp ulaşmayacağını.

__________________

tumblr_lruf1mY9VU1qfxm4yo1_500.gif

1757287387-mundoemoti-reverendo-run.gif

Yardımcı GM
Status: Offline
Posts: 57
Date: Dec 25, 2012
Permalink   
 

Asuna'nın yanına doğru ilerlerken kafanın içinde onunla konuşmaya devam ediyorsun "Şeytanın bana verdiği güç, akıl okuma yetisi değil." diyor kafanda duyduğun ses. Kafandaki ses sustuğunda bu kez kız gerçekten konuşuyor. "Sesimi ilettiğim kişilerin seslerini duyarım ama aynı anda sadece bir kişiyle konuşabilirim." dedikten sonra daha ciddi bir sesle "Ama sizin gibi din adamlarını biliyorum. Kafandan neler geçtiğini anlamak için illa zihin okumaya gerek yok. Ama sizi temin ederim ben de bir hıristiyanım" son cümlesini gülümsiyerek söyledikten sonra geminin git gide uzaklaştığı adaya doğru bakıyor.



__________________
Member
Status: Offline
Posts: 12
Date: Dec 30, 2012
Permalink   
 
Şeytanın verdiği güce bağlanmış bir kişi daha vardı karşımda. Öldürülmesi gereken bir kişi daha... Peki hükmünün cezadan öte, gerçek bir ölüm olduğunu öğrenmesi ne kadar zaman alacaktı ? Çabucak öldürmektense önce bu fırsatı yakalamam gerekirdi. Denizcilerden atılmadan onları temizlemenin yoluna başvurmak daha iyi olabilirdi. Bir hristiyanın içinde şeytan bulundurması yerine ölmesi daha iyi bir seçenek olurdu. Gemi ise yavaş yavaş uzaklaşıyordu bu sırada. Ona yaklaştığımda yüksek sesle, " Bunu hiç onaylamıyorum... " diyordum. Ardından ise ileriye doğru bakarak gideceğimiz yeri düşünüyordum. Güçlü ama az kişilik adamlar ile yola çıkmak hoş olacaktı, kanlı ve adalet dolu bir görev olacaktı. Ve de şeytanı korkutacak kadar karanlık...

__________________

tumblr_lruf1mY9VU1qfxm4yo1_500.gif

1757287387-mundoemoti-reverendo-run.gif

Yardımcı GM
Status: Offline
Posts: 57
Date: Jan 1, 2013
Permalink   
 

Kısa süre sonra kaptan dışında herkes sivil kıyafet giymiş ve geminin güvertesine yeniden gelmişti.

Senin soruyu sormanla kaptan sana bakıyor ve "Subay Zechary, çok iyi bir noktaya değindiniz" diyor gülerek. "Eğer adaya bir kayık yada ona benzer birşey ile gitseydiniz adadaki 60 küsür hayduttan biri sizi mutlaka fark edecektir" diyor. Elindeki dürbünü Zege'ye verdikten sonra "Bay Zege, Siz adada gidebileceğimiz uygun biryer bulun" dedikten sonra yeniden size dönüp konuşmaya devam ediyor.

"Adaya gitmeden önce görevlerinizisöyliyecem zaten adaya giderken nasıl gittiğinizi görürsünüz. Siz bay ve bayan Kede, siz zaten karı koca olduğunuzdan yeni isimler alıp o adaya yeni taşınmış gibi yapacaksınız. Göreviniz: adada yaşayan sivil halkı haydutlara karşı kışkırtmak. Siz bay Zechary ve bay Defreski, sizin göreviniz en zoru: haydutların içine sızıp bilgileri siz topliyacaksınız. Bay Kyorut sizinde yardımınızla haydutların makümu olup Mahkümların bir sorun çıkarmasını engelleyecek. Bay Zege, siz adayı araştıracaksınız." diyip adaya gidecek olan herkesin Zege'ye dokunmasını ve öyle kalmasını istiyor.

Hepiniz Zege'ye dokunduğunuzda Zege de dürbünle adaya bakıyor ve göz kırpması gibi anlık bir kartının ardından hepiniz kendinizi adada buluyorsunuz.



-- Edited by Scopper gaban on Tuesday 1st of January 2013 12:57:51 PM

__________________
Yardımcı GM
Status: Offline
Posts: 57
Date: Jan 1, 2013
Permalink   
 

Yaklaşık birbuçuk saat sonra gemi denizin ortasında demirliyor ve kaptan herkesi yeniden güverteye topluyor. Asuna hariç herkesin güvertede olduğunu görüyorsun. Elinde bir tane dürbün olan kaptan dürbünden bakarken bir yandan da konuşmaya başlıyor. "Görevimizi yapacağımız adayı görebiliyorum. Siz adadayken iletişiminizi bayan Asuna sağlıycak. Onun ve benim dışımda herkes adada olacak. Hepiniz kıyafetlerinizi değiştirmelisiniz." Kaptanın sözleri biter bitmez Asuna elinde sivil kıyafetler ile Kaptanın kamarasından çıkıyor.

Herşeyin çok iyi olmasına rağmen yinede bir gariplik olduğunu fark ediyorsun. Geminiz adadan çok uzak olmasına ve takımızda şeytan veyvesi yemiş kişiler olmasına rağmen geminize asılı hiç bir cankurtaran kayığı yok ve adaya nasıl gedeceğinizi bilmiyorsun.

rp out: rp'nde 1.5 saatlik yolculukta ne yaptığınıda anlatmanı istiyorum.(gemide görevi olan kişilerile konuşmak dışında istediğini yapabilirsin.)(onları meşgul etmek istemeyiz değilmi?smile)



__________________
Member
Status: Offline
Posts: 12
Date: Jan 1, 2013
Permalink   
 
Tüm şeytanların sonu ölüm olacaktı. Yanımıza aldığımız bunca şeytan ile nasıl ilerleyebilirdik bir görev için. Öncelik her zaman ki gibi kötülük yapan insanlardaydı. Tanrı bunu istiyordu. Ardından ise içlerinde şeytan bulunduranlara gelebilirdi sıra. Peki onların cezasını ne zaman kesmemiz gerekecekti. Adada fırsatım olursa planlar ile beraber yapabilirdim bu işi ardından ise yoluma devam edebilirdim. Fakat eğer bir fırsatını bulamazsam hala zamanım olacaktı. Daha yeni çıkılmış yolda, tanrının adaleti yükselecekti ve kan gövdeyi götürecekti...

Düşüncelerim ile saatlerin geçmesini beklerken sonunda varıyorduk yerimize. Herkes giyiniyordu bende giyindikten sonra tek bir sorun kalıyordu ortada. Adaya nasıl ulaşacaktık. Üzerimi giyinmek için içeri gidiyordum bu sırada ise sorumu soruyordum kaptana. " Peki kaptan, adaya nasıl ulaşacağız ? "

__________________

tumblr_lruf1mY9VU1qfxm4yo1_500.gif

1757287387-mundoemoti-reverendo-run.gif

 
Page 1 of 1  sorted by
Quick Reply

Please log in to post quick replies.



Create your own FREE Forum
Report Abuse
Powered by ActiveBoard