Comatushiciki evinde oturmuş marine başvurusunun cevabını bekliyordum bir gün geçti iki gün geçti hiç uyumaştı o iki gün içinde3. gün birden uyuya kaldı sabah kalktığında posta kutusunda bi tane zarf vardı hemen alıp eve girdi zarfı açtı içine baktı ve gördüğü yazı şuydu 'Tebrikler North blue Amaba karakoluna şehir içi güvenliten sorumlu bir karakola atandınız' Bunu okuyan Comatushiciki çok sevinmişti kılıcını ve kıyafetlerini alıp çevre sakinleriyle vedalaşıp bir balıkçı teknesine atladı ve yola koyuldu.
-- Edited by Rayleigh on Sunday 29th of July 2012 08:11:40 PM
Amaba'ya geldiğinde burasının çok soğuk buzul bir ada olduğunu görüyorsun. Ada halkı sert buzul kütlelerinden çok çeşitli şeyler icat etmişler. Bir çok kişi patenlerle seyahat ediyor ya da kızak kullanıyor. Karargahın bulunduğu meydana ulaşana kadar beş dakikalık bir yolun var
Amabaya vardığımda oranın soğuk bi yer olduğunu gördüm ve kıyafetim yoktu o yüzden soğukla mücadele etmek zorundaydım karakolu uzaktan görebiliyordum ama yinede orası bana göre uzaktı bu yüzden yürümeye başladım karakola kadar yürümüştüm ama insalar bana yabancı gözüyle baktığı için biraz sinr olmuştum yabancılık çekmeyi hiç sevmiyorum bir kaç kişiye selam verdim ama hiçbiri cevap vermedi bu sinirime dokunmuştu ama zamanla beni tanıyacaklarını ve seveceklerini düşşündüğüm için yola devam ettim.
Ada halkının buzdan yaptığı icatlar ilgini çekiyor bir süre inceliyorsun. Bu arada yalnız bir kıyafet seçtiğinin farkına varman uzun sürmüyor buzul bir adada beyaz gömlekle gezmek... Şimdi insanların sana neden tuhaf baktıkları anlaşıldı... Derken karargaha ulaşıyorsun. Kapıdaki askerlere kağıtlarını verince seni içeri alıyorlar. Ve bir tanesi Üstüne giymen için tüylü bir palto getiriyor. İçeri girip karargahtan sorumlu kaptanla görüşüyorsun. Kaptan belgelerini onayladıktan sonra askerler sana kalacak bir yer. Ve marine kıyafetleri ayarlıyorlar. Kaptan Mabashi yarın sabah karargahta hazır olmanı istiyor. Ve bu gün serbestsin.
Ada halkının buzdan yaptığı icatlar ilgimi çekmişti bir süre inceledim.Karargaha gelmiştim. Kapıdaki askerlere kağıtları verince beni içeri aldılar. Ve bir tanesi Üstüme giymem için tüylü bir palto getirdi bende giydim soğukta iyi gelmişti. İçeri girip karargahtan sorumlu kaptanla görüştüm. Kaptan belgelerini onayladıktan sonra askerler bana kalacak bir yer ve marine kıyafetleri ayarladılar. Kaptan Mabashi yarın sabah karargahta hazır olmamı istiyor. Ve bu gün serbestsin demişti.Bugün boştum ama güneş batmak üzereydi bu yüzden odamdaki eşyaları kontrol etmeye başladım odam küçüktü ve bir kahve makinası vardı kendime bi kahve hazırladım ve içtikten sonra uyumaya karar verdim sabah kalktığımda bir görev alabilirim heyecanı vardı bu yüzden uyumam biraz sürdü. Sabah olmuştu bende yüzümü yıkayıp marine kıyafetlerimi giyip Kaptan Mabashi ile görüşme gitmeye hazırdım.
"lütfen peşimden gelin burası kuzey kutbuna çok yakın bir bölge burada pek fazla güneş açmaz bu hafta şanslı haftan şu anda pek sıcak zaten bir hafta güneş açar kalan günler gecedir bu nedenle zamanı tam olarak kestiremeyiz aynı zamanda bir grand line adasına benzermiş burası diye duydum.."biraz ilerlediniz ileride bir dağ var "bu dağda hiç taş yok denilebilir sanırsam alt kayalıklarda sadece taş var kalan yerler buzul sol taraftaki tepede ise eğitim sahası vardır buraya gelen yeni erlerin hepsi orada eğitim görür ama benim için pek gerekmedi bu eğitim zaten ben doğduğumdan beri buradayım ama sanırsam kumandan sizi de eğitim sahasına göderebilir neyse lütfen takip edin" etrafta gezinirken delikler görüyorsun ve "bu delikler ne acaba diyorsun" delikler normal bir hayvanın yapabiliceği türden değil hellkyoshi san dönüp "burada zaman ve güç bizim sloganımız ve vizyonumuz olmasının nedeni bu çukurlardır burada manyetik alan nedeniyle saatler çalışmaz ve bu deliklere dehliz denir içinde kar adamları yaşar burada güç devreye girer lütfen onlardan bir tane görürseniz kumandana haber verin her güneşsiz gün öğle saatlerinde dışarı çıkarlar..."derken köye giriyorsunuz herkes Hellkyoshiye selam veriyor ancak bir tanesi senin gözünden kaçmıyor mavi saçlı iri gözlü genç bir kız uzun boylu ve fildişi gibi bembeyaz teniyle Hellkyoshi ye doğru geliyor "kyoshi-san yeni arkadaşınız mı bu" diyor. bu arada çok ça utanmışsın hellkyoshi kızla muhabbete dalıyor
-- Edited by MonkeyDDragon on Sunday 15th of July 2012 12:47:54 PM
kapıdan çıkarken bir anda birisini sana çarp dışarı herkes koşuşturuyordu.adam ''özürdilerim yoldaş ama kaptan çok sinirli'' dedi ister istemez insanları takip ediyorsun.herkes kaptanın odasının önünde kuyruk olmuş sen gelince bakışlar bir anda senin üzerine çevriliyor
kapıdan çıkar çıkmaz bir adam bana çarptı sonra özür diledi ve kaptanın sinirli olduğunu söyledi herkes kaptanın odasına koşuyordu ben sakince yürümeye devam ettim ama çok heyecanladım herkes kaptanın odasının önündeydi ve bi anda herkes gözünü bana çevirdi içimden ya çok zor bir görev vericekler yada kötü bir şey yaptım dedim ama kaptan ayağa kalkmış ve bana bakıyordu ama ben her şeye hazırdım.
her şeye hazır bir halde beklerken kaptan sana doğru yürümeye başladı iri yarı, güçlü birisiydi saçları hemen dikkat çekiyordu hemen hemen herkesi saçı aynı kesimliydi üstündeki beyaz cübbede " ZAMAN" yazılıydı.Bir adım ilerinde dururken adını hatırlayamayarak "Asker saatten haberin varmı!" diye bağırdı sonra arkasını döndü "...eğer bir daha böyle bir olay olursa seni donanamada temizlik görevine veririm!"
ona baktığımda kaslı güçlü biriydi saçları çok dikkat çekiyordu ve aramızda bir adımlık bir mesafe kalınca "Asker saatten haberin varmı!" diye bağırdı sonra arkasını dönüp "...eğer bir daha böyle bir olay olursa seni donanamada temizlik görevine veririm!" ve yerine oturdu bende tamam kaptan diye cevap verdim şimdi bana bir görev verecek mi diye bekliyordum ama biraz korkuyordum çünkü karakolda benden güçlüler vardı ve onları geçmek istiyordum içimden gelen gülme hissini bastırmak için herşeyi yapıyordum ve kaptan bana döndü gözlerimin için baktı ve.
sonra kaptanı garip bir gilme aldı" yıha yıha yıha yıha...."biraz merak ettin "acaba bir şey mi oldu komutanım" dedin kaptan sakindi "tam zamnında geldin çocuk bu karagahın misyonu dakikliktir ve güçtür buradaki herkes güçlü ve dakik olmalı..."dedi sonra ayağa kalkarak "...aranızdan bir gönüllü varmı yoksa ben mi seçeyim ki çocuğa etrafı gezdirsin ve zamanın neden bu kadar önemli olduğunu anlatsın!?..."
kaptan gülmeye başladı biraz şaşırdım ve merak ettim noluyo diye bi şey mi oldu komutanım dedim oda tam zamanında geldin çocuk bu karargahın misyonu dakikliktir ve güçtür buradaki herkes güçlü ve dakik olmalı..."dedi sonra ayağa kalktı ve beni gezdirmesi için bir gönüllü sordu Hellkyoshi adında biri elini kaldırdı ve izin istedi.
hellkyoshi aslında sabah sana çarpan erdir yanına gelir lütfen peşimden gelin der ve adayı anlatmak için odandan mantonu almanı ister ve seni dışarıda beklemeye başlar
lütfen peşimden gel diyor Hellkyoshi ve ardından başlıyor anlatmaya burası kuzey kutbuna çok yakın bir yer burada pek güneş açmaz bu hafta şanslı haftan şu anda pek sıcak zaten sadece bir hafta güneş açar diğer günler gecedir bu yüzden zamanı kestiremiyoruz aynı zamanda bir grand line adasına benzermiş burası diye duydum.. dedi biraz ilerledik ve ben delikler gördüm ufak şeyler değildi bir hayvan bu kadar büyük bir delik açamazdı bu yüzden sordum bu delikler nedir diye bu deliklerde burada zaman ve gücün ne kadar önemli olduğu işte o deliklerde gizlidir dedi burada manyetik bir alan var bu yüzden saatlerimiz çalışmıyor ve içinde kar adamları yaşıyor bir tane bile görsen hemen kumandana haber ver dedi ve her güneşsiz gün öğle vakti ortaya çıkarlar dedi yani şuan da ortaya çıkmayacakları için rahattım ve köye gittik herkes Hellkyoshi-san'a selam veriyordu ben sadece onun arkasında yürüyordum ve bir tanesi Hellkyoshi-San'ın yanına geldi mavi saçlı iri gözlü genç bir kız uzun boylu ve fildişi gibi bembeyaz teniyle çok güzel bi kızdı ve kyoshi-san yeni arkadaşınız mı bu ? die soruyor ardından biraz muhabbet ediyorlar ve kyoshi-san ona aşık olduğu biraz belli ediyordu çünkü onun karşısında çok heyecanlıydı onlar biraz konuştuktan sonra yolumuza devama ediyoruz ve önümüzde iki hırsız bir bayanın çantasını çalıyordu hemen peşinden koşmaya başladık kyoshi -san bende kat kat hızlıydı bunu çok rahat görebiliyordum ve hırsızlara nerdeyse yetişmiştik kılıç çektim ve kyoshi-san bağırdı ...
"Sakura no naiki..." "HAKUREN!" dönüp baktığında Hellkyoshikılıcını kınına sokmaktadır adamlar ölmemiştir sadece bacaklarını kesmişsana bakarak "Özür dilerim genç efendi bunlar sizin hakkınızdı ancak daha buraya tam olarak alışamadığınızdan ve ayakkabılarınızdan hızlanamadığınızı göreüyorum isterseniz bu suçluları karagaha bırakalım" dediği sırada kadın geldi "Teşekkürler Hellkyoshi-kun siz bir numarasınız"dedi gülerek
"Sakura no naiki..." "HAKUREN!" dedi ardından baktığımda hırsızların önüne geçmiş hıorsızlar haereket edemiyordu diyordum ki yere yıkıldılar Hellkyoshi-san ikisininde bacaklarını kesmiştir ve ben buna hayran kalmıştım kılıcını kınına soktu ve "Özür dilerim genç efendi bunlar sizin hakkınızdı ancak daha buraya tam olarak alışamadığınızdan ve ayakkabılarınızdan hızlanamadığınızı göreüyorum isterseniz bu suçluları karagaha bırakalım" bende kılıcımı kınına soktum ve kadın geldi "Teşekkürler Hellkyoshi-kun siz bir numarasınız" dedi ve gitti bizde suçluları alıp karargaha doğru yola koyulduk ve ben yolda ''Hellkyoshi'san bir gün sizi geçeceğime söz veriyorum'' dedim ve kyoshi-san gülümsedi ve karargaha geldik neredeyse güneş batıcaktı suçluları teslim ettikten sonra herkes odasına çekildi ve uyudu sabah yine vaktinde kalkmıştım ve kumandan beni alıp Hellkyoshi-san'ın bahsettiği çalışma bölgesine götürmüştü ...
mekan köyden veya gittiğiniz yerlerden çok daha soğuktu.havaya baktığında güneşin yavaş yavaş kendini çektiğini görebiliyorsun.ilk geldiğin gün bu güne nazaran sıcak bir yaz günü gibi kalıyor, sen üşürken hatta tir tir titrerken yanındakiler gayet sakin kalabiliyor.Bir iki dakikalık bir zaman zarfında kumandan elinde bir nuigrumi ile geliyordu. (Ek bilgi: nuigrumi samandan yapılmış bir tür bebektir, ortalama bir insan boyundadır.eski japon büyücüleri bu bebeklere insan ruhunun aktarıla bileceğini veya bir insanı geri çağırmada geçici beden olarak kullanıla bileceğini düşünmüştür.) kaptan nuigrumiyi yere sabitledikten sonra sana dönüp kılıcını istedi, kılıcı isteksizce veriyorsun kaptanda kılıcı nuigrumi ye saplıyor sana basit bir marine kılıcı veriyor.sen biraz şaşırmış gibi görünüyorsun ardından kaptan "bu bebeği yenmek için üç günün var eğer üçüncü gün onu yenmiş olmazsan zaten yetiler(ek bilgi:yeti kar adamı ve ayısı karışımı bir yaratık) ile de uğraşmak zorunda kalırsın ve onlar bu bebek gibi değildir." diye bitirdi yanına gidip anlamsız bir şeyler söylediğinde bebeğin haraketlenip kılıcı kaptanın saplamış olduğu yerden çıkardığını ve aynı senin gibi durduğunu görüyorsun, kaptan ve askerler çok uzaklaşmaya başlamış hava git gide soğuklaşmakta ve birden nui grumi havaya zıplayıp boğuk bir bağırışla "Ittoryu: Kumanbachi" diyerek sana doğru gelmeye başlıyor...
oraya vardığımda çok soğuktu hatta tir tir titriyordum ama diğer askerler çok sakindi kaptan gitmişti ben ne yapıcaz acaba diye merak ediyordum ki kaptan elinde bir nuigrumi ile geldi ve önüm sabitledi ardından kılıcımı istedi onu sana vermem demeyi düşündüm ama önümde kaptan vardı mecburen verdim kılıcımı ardından nuigrumiye kılıcı sapladı ve bana basit bi marine kılıcı vermişti bu nuigrumiyi 3 gün içinde yenmelisin yoksa kar adamlarıyla da uğraşmak zorundasın de askerler uzaklaşmıştı ve birden nuigrumi havaya zıplayıp "Ittoryu: Kumanbachi" dedi bu benim hareketimdi ve kusursuz yapıyordu çok şaşırdım ama bana doğru geliyordu Ittoryu: Boe yapıcaktım ki aklıma geldi saldırı direkmen tepeden güçlü bir şekilde geliyordu hemen sağa doğru kaçtım ve kılıcımı yere saplamış oldu o anda tepeden beni izleyen birini gördüm bu kyoshi-san'dı o yüzden üstümdeki paltoyu atıp hızlı hareket etmeye başladım ve Ittoryu: Shi****ou diyerek saldırdım.
ama bunu yapıcağını birilir bir şekilde basitçe knara çekildi bebek şarşırdın çünkü saldırıdan çok fazlasıyla kolay kurtulmuştu hatta şuanda senin ona yaptığın saldırı ile sana saldırmak için poziksyon aldı ve ses geldi "Ittoryu: Shi****ou"
bir anda kılıcı çekip kaçmıştı ardından pozisyonunu aldı ve bağırdı Ittoryu: Shishi.tou saldırı bir çapraz kesiş olduğu için savurmam çok kolay olacaktı bende Ittoryu:Boe ile rahatça karşıladım vucudum ısınmıştı üşümüyordum artık bi an kyoshi-san'a baktım ve kılıcımı yere attım ama ayağımın üstünde olduğunu kimse görmüyordu Mutoryu: Tatsu yapıcak pozisyon geldim ilk yumruğu atabilirsem kazanırım diye bağırdım ardından saldırımı karşılayacak pozisyonda durdu bende kılıcı ayağımla itip elime aldım ve üstüne doğru koşarken birden zıpladım ama çok yükseğe değil bu sayede pozisyonunu bozup kaçması zor olacaktı "Ittoryu: Kumanbachi" diyerek saldırdım.
saldırın başarılı oldu ama bebek samandan olduğu için hiç kan görünmüyordu... ölüp ölmediğini anlayamadığın sırada kestiğin yerler geri birleşmeye başladı ensene sertçe bir tekme savurdu! (ek bilgi:bebeğin görünüşü vudu bebeğine benzer tek farkı kafasında muskalı bir kağıt bulunmasıdır."
kaçamamıştı bu sayede ona başarılı bir hamle vurmuştum ama bi anda tekrar birleşmeye başladı nasıl olur bu diye düşünüyordum ki enseme bir tekme yerde yuvarlanmıştım yani onu yenmenin tek yolu başındaki muskayı almaktı ve alabilmek için ona çok yakınlaşmalıydım .
1 Saat sonra: artık dövüşmekten sıkılmıştım en azından kılıcımı alıp daha rahat saldırı yapmalıydım çünkü bu marine kılıcı berbattı kılıcımı almak için kollarını kesmem yeterli olucaktı ama zaman kazanmalıydım ve farkettim ki kendini yenilerken hiç hareket etmiyordu yani herhangi bir yerine zarar vermem yeterli olucak bu yüzden kılıcımı rastgele savurmaya başladım.
bu sırada hellkyoshi tepeden bir kılıç daha attı saman bebeğe diğer kılıcı aldıktan sonra geri çekilip "Nitoryu:Akuma no ryōsoku"(ek bilgi:saldırı nın türkçesi şeytanın iki yüzüdür, ilk kılıçla güçlü hamleler yapılırken diğer kılıçla hızlı ve ölümcül noktalara direk kontak amaçlı dikey saldırılar amaçlanır)bu seni endişelendirdi çünkü farkettinki sadece senin saldırıların değil başka saldırılarda yapabiliyor "...yoksa bu hell kyoshinin kılıcının özelliği mi?!" diye kendi kendine sormaya başladın...
bu sırada hellkyoshi tepeden bir kılıç daha attı saman bebeğe diğer kılıcı aldıktan sonra geri çekilip "Nitoryu:Akuma no ryōsoku" bu beni endişelendirdi çünkü farkettimki sadece benim saldırılarımı yapmıyordu başkalarının saldırılarınıda yapıyordu "...yoksa bu hell kyoshinin kılıcının özelliği mi?!" diye kendi kendime sordum ama farkettim ki kılıçla yapılan her saldırıyı kopyalıyordu bu yüzden kyoshi-san'la eşit güçte olduğunu farkettim eğer kılıçları düşürürsem etkisiz kalabilirdi ama saldırılar çok etkiliydi ama şimdi benim saldırılarımı yapmıyacak kyoshi-san'da nitoryu kullanmıyordu yani pek fazla saldırısı yoktu amacım kılıçları almak bu yüzden elimdeki bandajları onun saldırılarıya kestim ellerimde yaralanmıştı ama bunu yapmam gerekiyodu bütün hızımla Mutoryu:Tatsu kullanıcaktım bir ara saldırısına karşılık verip 1 metre mesafe koydum aramıza kılıçla üstüne koşarken bir anda kılıcı yere atıp Mutoryu:tatsu kullandım ve kılıçlarla karşılık vermekten başkada bir şansı yoktu yani amacıma neredeyse ulaşmıştı...
derken bir anda saldırıyı yarıda kesti gece olmak üzereydi sana boğuk bir sesle " istersen kalan iki gün boyuncada devam ederim ama kar yaratıklarıyla uğraşmak istemiyorum sabah seni bulucam alandan ayrılma" dedi boğuk sesiyle bebek ve ilgin bir şekilde bacakları garip bir şekilde sağa sola açılır şekilde koşmaya başadı
tam üstüne gidiyordum kılıçlarını öyle yada böyle alacaktım ama iki kılıcıda yere attı çok şaşırdım ve " istersen kalan iki gün boyuncada devam ederim ama kar yaratıklarıyla uğraşmak istemiyorum sabah seni bulucam alandan ayrılma" dedi ve acayip bir şekilde koşarak uzaklaşırken arkasından bağırdım söz veriyorum bu gece burda kalıcam ve yarın ilk işim seni yenmek olucak . dedim kyoshi-san niye o bebeğe kılıcını verdiğini çok merak ediyordum derken kyoshi-san geldi ve direk ona sordum kılıcını ona verdiğinde eğer onu yenseydim senden güçlü sayılacaktım bu bilmene rağmen niye o kılıcı bebeğe verdin. diye sordum...
rp out:dostum sen sadece kendi haraketlerine karışsan daha iyi olucak diğer arkadaşların pek hoşuna gitmemiş...
kyoshi cevap vermeden uzaklaşmaya başladı yüzünde çok soğuk bir ifade vardı.havada iyice kararmaya başlamıştı sabah bile görünen ay kendini iyice belli etmeye başlamıştı.Soğuk ise kemiklerine kadar işlemişti çoktan farkında değildin ancak hala üstünde palton yoktu ve arkandaki dehlizden garip sesler gelmeye başlamıştı.
kyoshi-san cevap vermeden uzaklaştı ve bana çok soğuk davrandı hava iyice karardı ve artık ay sabah bile görünüyordu soğukta bastırmıştı ve paltomu nerede attığımı hatırlamıyordum ve deliklerden sesler gelmeye başlamıştı karadamlarını görmeden gitmek istemiyordum en azından görürsem nasıl bir saldırı yapabileceğimi tahmin edebilirdim delikte bir karatı göründü bende koşmak için hazırlık yapıyordum en azından kaçabileyim diye...
kyoshi-san cevap vermeden uzaklaştı ve bana çok soğuk davrandı hava iyice karardı ve artık ay sabah bile görünüyordu soğukta bastırmıştı ve paltomu nerede attığımı hatırlamıyordum ve deliklerden sesler gelmeye başlamıştı o an kyoshi-sanın söyledikleri geldi aklıma eğer bir tane bile görürsen kaptana habr ver diye ama bebeğede söz vermiştim ne yapacağımı bilmiyordum...
deliklere dönüp baktığında 3 tane karadamı dışarı çıkıyor ortadaki karadamı diğerlerinden daha kalıplı sanki liderleri gibi duruyordu ortadaki karadamı elini kaldırıp bağırdı ve yanındaki ikisi üstüne doğru koşuyordu arkandan bir ses geldi ''Sözünü tuttuğun için teşekkür ederim'' arkandaki kişi dövüştüğün bebekti artık bir şansınız vardı...
__________________
Kötülere karşı acıma duygusu beslemem.Ancak aile farklı birşey.
Deliklerden üç tane kar adamı çıkmıştı ortadaki diğerlerine göre daha büyüktü elini kaldırdı ve bağırdı diğer iki kar adamı üstüme geliyordu bir adım geri çekildim ve arkamdan bir ses geldi ''Sözünü tuttuğun için teşekkür ederim'' arkamdan bağıran dövüştüğüm bebekti ikiye iki bir dövüş olacak gibiydi ben pozisyonumu aldım ama ilk saldırıyı onların yapmasını beklemeliydim bebeği görünce içimde bir umut oluştu kyoshi-san'ın söylediği cümleler aklımdan çıkmıştı artık ve bir avantajımız daha vardı bebek kendini iyileştire biliyordu onla dövüşürken bunu görmüştüm ve kar adamları bunu biliyor mu diye sordum kendime ama bir yandan açlık bir yandan uykusuzluk vardı geceden beri hiç rahat edememiştim ama adrenalinden olsa gerek vücudum ısınmıştı bebekle birlikte saldırmalıydım yada ilk onun saldırılarını beklemeliydik ve bebeğe kılıcımı uzattım ki benim saldırılarımı yapsın normal bir marine kılıcından iydir.
Bebeğe kılıcını uzattın bebek kılıcını senden aldı ve ''Sen git kaptana haber ver ben onları oyalarım bu ikisi bizden daha güçlü ama benim iyileşme özelliğim var bu sayede kaptan adamlarını toplayıp gelinceye kadar onları durdurabilirim'' dedi sen gidip kaptana haber verebilirsin ya da dövüşe bilirsin...
__________________
Kötülere karşı acıma duygusu beslemem.Ancak aile farklı birşey.
Bebeğe kılıcımı verdikten sonra ''Sen git kaptana haber ver ben onları oyalarım bu ikisi bizden daha güçlü ama benim iyileşme özelliğim var bu sayede kaptan adamlarını toplayıp gelinceye kadar onları durdurabilirim'' dedi. Bende koşarak kaptana haber vermeye gittim ama karargahla aramda baya bir mesafe vardı bu yüzden hızlıca gittim karargahtaki kimseye aldırış etmeden direk kaptanın yanına gidip ''Kaptan üç tane kar adamı gördüm benim dövüştüğüm bebek onları oyalıyor çabuk yardıma gitmeliyiz'' dedim.
Kaptan hemen Den Den Mushiye yönelip ''3 tane kar adamı antreman alanında birlikler toplanın'' diyerek anons verdi ardından yanına gelip omzuna dokanarak ''Aferin evlat iyi bir iş başardın istersen gidip dinlenebilirsin'' dedi...
__________________
Kötülere karşı acıma duygusu beslemem.Ancak aile farklı birşey.
Kaptan hemen Den Den Mushiye yönelip ''3 tane kar adamı antreman alanında birlikler toplanın'' diyerek anons verdi ardından yanına gelip omzuma dokunarak ''Aferin evlat iyi bir iş başardın istersen gidip dinlenebilirsin'' dedi.Gücüm kalmamıştı bebeğe yardım etmeyi düşünüyordum ki kapıya kadar geldiğimde gözlerim kararmaya başladı kaptana dönüp ''Sanırım biraz dinlenmeliyim gözlerim kararıyor'' dedim ve yere kapaklandım(bayıldım).
Kalktığında revirdeydin doktor sana ''Kendini çok zorlamışsın evlat al biraz su iç ardından yemek yersin bu arada kılıcınıda aldık merak etme yatağının yanında bence artık daha çok güçlen ve bir daha buraya geldiğinde rütbe atlamış ol evlat'' dedi sonra kalkmaya çalıştın ama vucüdun bitkindi bu yüzden kalkamıyordun doktor sana su getirdi ve içirdi ardından yemeğinide getirdi ''Yarına düzelirsin merak etme'' diyerek gülümsedi.
Update: Yetenek Statı +1 Karakter Statı +1
__________________
Kötülere karşı acıma duygusu beslemem.Ancak aile farklı birşey.
