One Piece Rpg

Members Login
Username 
 
Password 
    Remember Me  
 

Topic: Dikenli ada: Sahil köyü savaşları

Post Info
Marine
Status: Offline
Posts: 140
Date: Aug 15, 2012
Dikenli ada: Sahil köyü savaşları
Permalink   
 

Kaynayan adayı hissedebiliyordu. Sanki binlerce ayak aynı anda basıyordu yere, herkes aynı anda bağırıyordu. Herkes, her şey farkındaydı olacakların. Kanın kokusunu şimdiden alabiliyordu, kılıçların çarpışma sesini şimdiden duyabiliyordu. Ateş seslerini şimdiden duyabiliyordu. Kolay olmayacağını bildiği gibi, kulağından eksik olmayan lanet ağıt ona başka çaresi olmadığını her bir saniye hatırlatıyordu. Yüzünün önünden gitmeyen çocuk, her saniye hatırlatıyordu asıl önemli olanı Bugün burada, acıma, geri adım atma, hata yapma, korkma yoktu. Bugün burada yapacakları şey binlercesinin hayatını kurtaracaktı, ama hataya yer yoktu. Bağırarak tekrarladı, "MASUMLARI KORUMAK İÇİN, ACIMAYA, HATA YAPMAYA, KORKUYA YER YOK. BİZ ADALETİ TEMSİL EDİYORUZ, İNSANLARIN ZAYIFLIKLARI SUÇ DEĞİL VE BU ZAYIFLIĞI ÇIKARLARI UĞRUNA KULLANAN LANET OLASI KORSANLARA ACIMA YOK." Kendini ve herkesi cesaretlendirmek istiyordu. Girecekleri hiç kolay bir savaş değildi ama korkuya yer yoktu. Masum insanları korumaları gerekiyordu, çünkü hataya yer yoktu. Korsanları esir alacak durumları yoktu, bu yüzden acımaya yer yoktu. Tüm gücüyle, gücünün her bir zerresiyle ezecekti hepsini.

Binbaşı Yuri geldi aklına. Verdiği kötü haberlerden etkilendiğini, "Orospu çocukları" demesiyle belirtmişti. Her ne kadar korkmadığından emin olsa da, duygularının savaşta hata yapmasına neden olmasından korkuyordu. Ona güveniyordu çünkü. Arkasını dönebileceği biri olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden endişesi olmadan savaşıyordu, bu yüzden arkasına bakmadan koşabiliyordu köye. Yollarının önündeki köye ve önündeki iki zavallı şovalyeye baktı. Marine askerleri teslim olun diye bağırınca, kılıçlarına sarılan şovalyeler zırhlarında ki kurşun delikleri temiz bir ölümle düşmelerine neden olmuştu. Köyün bunu duymaması imkansızdı ve neler olduğunu bilmek isteyen bir kaç köylü dışarı çıkmıştı. Haklı merakları soruları beraberinde getirmişti. Ama cevabı Binbaşı Yuri'ye bıraktı. Kadının ölümüne neden olduğu için, köylülerle konuşmaya yüzü yoktu. Köylülerin onları destekleyeceğini düşünüyordu, çünkü koydaki kadından anladığı kadarıyla korsanlar burada fazla sevilmiyordu. Acaba herkes aynı mı düşünüyordu? Eğer köylüler korsanların yandaşı ise bu onlara en azından 1000 kişilik bir destek kazandırırdı. Ayrıca sivillerin dövüşe girmesi fikri onu korkutuyordu, çünkü onlara saldırmak istemiyordu. Muhtemelen her biri ona kadını hatırlatacağı için, kulağında ki susmak bilmez ağıtla birlikte onu yavaşlatacak, belki tamamen engel olacaktı ona. Savaş artık tam anlamıyla başlamıştı...



-- Edited by GOD Kenshin on Wednesday 15th of August 2012 08:10:57 PM

__________________

epgodx.jpg

Spoiler

Veteran Member
Status: Offline
Posts: 39
Date: Aug 15, 2012
Permalink   
 

Henny ile selamlaştıktan sonra.Henny, Rahip Bade'e doğru dönüp "Zouken-sama herşeyi doğru şekilde ayarladığı halde siz korsanlar her şeyi bozdunuz Frank-san. Beni yanlış anlama size saygım sonsuz ama bu son hareketle fazla aşırıya kaçtınız.. Neyse hadi köye gidelim. Kilisenin arkasından içeriye gireriz. Denizcileri karşılamak zorundayız. Önümüzde uzun bir gece var." demişti. Bunun üzerine kiliseye doğru hızlıca yürüdük ve kilisenin arkasından içeriye girdik. Kilise'nin içinde sıradan bir kaç rahipler dışında hiç kimse yoktu. Açıkcası hepsinin sıradan rahipler olmasına biraz şaşırmıştım en azından shisai kenpo bilen bir kişi daha olmasını bekliyordum. Her neyse yapacak pek bir şey yoktu zaten savaş kaçınılmazdı kesinlikle ve bu sıradan bir savaş olmaycaktı kan gövdeyi götürücekti yüksek ihtimalle. Kilisde pek vakit kayıp etmeden doğruca köyün meydanına doğru yola çıktık hızlı adımlarla..



-- Edited by Bermuda von Veckenschtein on Wednesday 15th of August 2012 08:58:28 PM

__________________

bxwyy.png

Spoiler

 

Veteran Member
Status: Offline
Posts: 39
Date: Aug 15, 2012
Permalink   
 

Klise'den çıkıp köy meydanına geldiğimizde silah sesleri kulağımıza geliyordu evet artık savaş başlamıştı. Bununla beraber herkes bir yerlere doğru koşturuyordu. Sokaklara tek tük insanlar dökülmeye başlamıştı "Din elden gidiyor!" "Adalet zamanı! " "Saldırın!" sesleri kulaklarımıza geliyordu büyük bir katliam kaçınılmazdı sadece denizciler ve korsanlar değil hiç bir suçu olmayan insanlarda ölecekti muhtemelen. Ama bunları düşünmek beni mutlu ediyordu bu gunahkaarların yaşamasının benim için bir anlamı yoktu zaten hepsi ölebilirdi. Bunları düşünürken sahil tarafından gelen mavi bir ışık görmüştük ve bunun üzerine Rahip Bade durmuştu. Ara sokakların birinden gelen ve bir çizgi halinde ilerleyen bu mavi hüzme adeta bir rüzgar gibi hareket ederek denizcilerin arasına dalmıştı. Onlarca denizci birden sağa sola savrulmuştu inanılmaz güçlü bir saldırı olmuştu birden bu kadar insanın ölmesi adeta bir şölendi benim için mükemmel bir şeydi daha savaşın başlangıcında bu kadar kan dökülmüştü devamında dahada dahada fazla insan olecekti evet sölen dahada güzelleşicekti. Bu sırada Rahip Bade biraz sevinçli bir ses tonu ile "Bu Galenin kılıç tekniği Onun burada olması çok iyi." dedi. Gale bu isim bir yerden tanıdık geliyordu ama emin olamıyordum Templer Korsanlarının önemli bir üyesi olduğu kesindi ve yaptığı saldırıya bakarsak bayağıda güçlüydü. Rahip Bade'in yanından ayrılmak mantıksız bir haraket olurdu şuanlık ama zamanı geldiğinde bende bu şölene dahil olacaktım. Hatta bunun için sabırsızlanıyordum..



-- Edited by Bermuda von Veckenschtein on Wednesday 15th of August 2012 09:49:16 PM



-- Edited by Bermuda von Veckenschtein on Wednesday 15th of August 2012 09:53:16 PM

__________________

bxwyy.png

Spoiler

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 16, 2012
Permalink   
 

Köyün asıl adı Mâder köyü olsada insanlar sahil köyü demekle yetiniyorlardı. Tapınakçı düşüncedeki tek kiliselerinden dolayı korsanlara karşı sempati besleyen bir halka sahip olan köyün üç ana kapısı vardı. Biri Sahile bakıyordu ikincisi Şehre Üçüncüsü ise başka bir köye bağlanıyordu. Köyün girişileri evlerle doluydu. Ancak köy meydanına geldiğinde dükkanlara rastlıyabiliyor ve merkezdeki kiliseyi görebiliyorsunuz

Geceyi yırtan bir kaç ışık dışında köy karanlığa gömülmüş. Dışarıda ona hazırlanan iki grup vardı biri Yurinin önderliğindeki Asteğmen kenshin ve diğe Marineler. Diğer tarafta ise Frank Bade himayesindeki Bermuda ve rahipler. Diğer bir yandan da Köy onlar için kendi sürprizlerini hazırlıyordu.

Denizciler köyün sahil kapısından içeriye girmek için yaklaşıyorlar. Kapıda iki şövalye bekliyor. Birliğin teslim ol çağrısı üzerine ilk kan dökülüyor ve kılıçlarına sarılan metal yığınları delikler içinde yere yığılıyor... Köyün içinde bir adna önce silah sesleri yankılanıyor ardında ışıklar yanmaya başlıyor. Denizciler dikkatli olmak zorundalar eğer halk galeyana gelirse bin iki yüz kişilik bu köyü karşılarına almış olurlardı. Amaçları bu değildi. Ve bu olmamalıydı. Bir kaç köylü koşarak giriş kapısına geldiler: "Ne yapıyorsunuz siz ? Kim siniz neden buraya geldiniz ? Bizden ne istiyorsunuz?"



__________________
Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 16, 2012
Permalink   
 

Köy adeta iki tarafından da tutuşmuş bir kibrit çöpü gibiydi. Sahil kapısından içeri giren yüzlerce silahlı marine askeri karşılarına çıkan bir kaç köylü tarafından durdurulmuştu. İnsanın ilk aklına gelen soruyu sormak istemişti köylüler: "Ne oluyor?" Bir kaç çavuş hemen gruptan sıyrılıp adamları yolun kenarına çekip durumu açıklamaya çalışıyorlar. Bu sırada askerler şehrin her tarafına yayılmaya başlamıştı bile. Aslında ne aradıklarını pek de bilmiyorlar. Korsanları öldürmek istiyorlardı. Ama kimdi bu korsanlar. İlk iş şövalye kıyafetli insanları bulmaktı. Ve onlar sizi bulacaktı iki üç tanesi koşarak marine denizinin içine atıyor kendilerini. Üstlerindeki zırhların sertliği gibi beyinleride sertleşmiş ve kapanmıştı. Ama buna rağmen henüz en fazla on yedi yaşındaydı bu bedenler ve daha çocuk sayılırlardı. Yer yüzündeki hiçbir adelet anlayışı çocukların öldürülmesini emredemezdi. Ama bunu düşünebilecek bir durumda değildi insanlar. Tetikler çekildi toz bulutunun üstüne kadar fışkıran kıpkırmızı kanlar her zırhın kalın olmayacağını söylüyordu adeta barut kokusu hızla yayıldı önce sonra onun yerini keskin bir kan kokusu aldı belki kırk silah aynı anda ateşlenmişti. Belki kırk mermi aynı anda katil olmuştu. Evet katil olan mermilerdi sadece ve denizciler adaleti sağlıyorlardı. En azından buna inanmak zorundalardı çünkü başka türlü bu işi sürdüremezlerdi.

Silah sesleri rahiplerin kulaklarına geldiğinde onlar yirmi kişilik bir grup halinde meydana doğru ilerliyorlardı. İlk seslerin gelmesiyle rahiplerin çoğu ara sokaklara dalarak savaş çığırtkanlığı yapmaya başladılar. Denizciler daha en başta hassas sınırı aşmışlardı. Sokağa tek tük insanlar dökülmeye başladılar "Din elden gidiyor!" "Adalet zamanı! " "Saldırın!"Bu çığlıklar sokakların duvarlarında bir birlerinin ırzına geçerken Frank Badeyi durduran meydandan gelen mavi bir ışık oldu. Ara sokakların birinden gelen ve bir çizgi halinde ilerleyen bu hüzme adeta bir rüzgar gibi hareket ederek denizcilerin arasına dalmıştı. Onlarca denizci sağa sola savrulurken Afaroz edilmiş rahip biraz sevinerek adımlarını hızlandırdı: "Bu Galenin kılıç tekniği Onun burada olması çok iyi."

Rahiplerin grubu meydana ulaştığında Gale Mast ve beraberindeki onlarca şövalyede Aynı noktaya gelmişti. Şimdi Sadece kan dökmek vardı akıllarda. Ne adalet! Ne Ahlak! Ne de Masum insanlar! Kan dökülmeliydi ve dökülecekti.



__________________
Marine
Status: Offline
Posts: 140
Date: Aug 16, 2012
Permalink   
 
İki ayrı düşünce, beyinde duramayıp ağızlardan çıkıyordu köyün üstüne. Rahipler köyü kışkırtmak için Din'i kullanıyorlardı. Marine ise adalet adına savaştığını haykırıyordu. Başkalarının dinine karışmamaları gerekiyordu tabi ki, ama bu bir din savaşı değildi, bu adalet savaşıydı. Korsan olduğunu düşünen herkes korsandı, ve bu uğurda savaşan her ruh adaletin kılıcı tarafından temizlenecekti. Her ne kadar çavuşlar halka durumu açıklasa da, "Din" hassas bir konuydu. İnsanların fikirleri kolay değiştirelemezdi, bu yüzden halkın karşılarında durmasına fazla şaşırmazdı ama onlarla savaşmak yapmak istediği son şeydi. Karşısında ölen 17 yaşından büyük olmayan şovalyeler bile öldürmek istedikleri değildi. Ama buna mecburdular. Bunu biliyordu, kılıcını çekti ve metal yığınlarına doğru koşmaya başladı. Acıma yoktu, hiç bir korsana merhamet göstermeyeceğini söylemişti. Askerleri böyle cesaretlendirmişti. Geri adım atamazdı artık.

Düşünceleri mavi bir ışıkla kesilmişti adeta. mavi bir ışık denizcileri sağa sola savururken, Kenshin düşünmeden edemiyordu. Bu nasıl bir saldırıydı, silah olamazdı, meyve gücü müydü? Hayır, Kenpo'yu gördükten sonra bununda normal bir saldırı olduğuna emindi. Güçlü bir adam olduğu kesindi, ışık şeridini takip ederse bu adamı bulabilirdi belki, ama daha Frank Bade'i görememişti. Bu yüzden biraz daha beklemeye karar verdi. Meyve yeteneğini kullanarak gördüğü her korsanın boynunu kırmaya çalışıyordu. Toplu saldırı yaparak, güçsüzleri elemeye çalışıyordu, kendi askerlerinin ölmesine izin veremezdi...

__________________

epgodx.jpg

Spoiler

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 16, 2012
Permalink   
 

Üç grup meydanda bir araya gelmişlerdi. Sahil yolundan gelen Yuri, kilise tarafından gelen Frank , ve Ara sokaklardan gelen Gale . İlk saldırıyı Ansızın Gale yapmştı kendisi ve yandaşları için yolu açıp gereksiz gördüğü küçük denizcileri temizlemişti. Frank Badede hızla denizcilerin arasına daldı ilk karşısına çıkan bir kaç kişiyi kestikten sonra ağzından üç sihirli kelime döküldü: "Shisai Kenpo: Tatsumaki" Rahip ruhunu rüzgara tesli ederek hızla savrulmaya başladı. belli belirsiz aralıklarda ortaya çıkıyor bir kaç bedeni yere devirdikten sonra başka bir rüzgarla ortadan kayboluyordu. Net bir şekilde görmek bile mümkün değildi. Adeta bir tornado gibi hareket etmeye başlamıştı. Rahipler zümresinden Henny de savaşın içine dalmıştı bütün vücudunu soyutlaştırarak önce denizci saflarına kadar hızla ilerlemiş sonra ellerinde iki denizci on başısının kalbiyle beraber tekrar somutlaşmıştı. Bermuda ise güvenliğini düşünerek Badenin yanında kalmayı düşünmüş fakat bir anda yalnız kalmıştı. İki denizci çavuşunun kendisine doğru koştuğunu gördü. Biri iki eliyle kavradığı kılıcını sağ omzunun arkasında tutuyordu. Diğeri ise onun biraz arkasında koşarak iki kılıcını iki yanına açmıştı.
Diğer yandan Yuri kendini şövalyelerin arasına atmış ve dört tanesiyle aynı anda dövüşüyordu. İki kılıç tekniğin deki ustalığını dönerek yaptığı bir hamlede gösteren binbaşının rakipleri aynı anda yere devrilirken. Telaşını hırsa çevirmeyi başaran Yuri bir sonraki dörtllü için Şövalye saflarında ilerliyordu.
Kenshin toplu saldırılar yaparak düz ilerlemiş ve rahiplerin saflarına ulaşmıştı. Başlangıçta en az kişiye sahip olan bu bloğun arkası şimdi halktan gelen eli sopalı insanlarla dolmuştu. Bunlar Asteğmenin en savaşmak istemediği insanlardı. Kiliseden savaş çığlıklarıyla gelen rahipler kaybolmuş yerlerine galeyana gelmiş halkı bırakmışlardı. Bu tarafa doğru ilerlemek ne kenshin'e ne de denizcilere bir şey kazandırmazdı ama aralarından üç beş tanesi kenshine doğru koşmaya başlamıştı bile. 



__________________
Veteran Member
Status: Offline
Posts: 39
Date: Aug 16, 2012
Permalink   
 

Rahip Bade'i bir süre takip ettikten sonra Rahip Bade birden saldırıya geçti bir kaç denizciyi kestikten sonra "Shisai Kenpo: Tatsumaki" isimli tekniğini kullanarak ruhunu rüzgara teslim etmişti bu sayade belli belirsiz aralıklarla ortaya cıkıp bir kaç denizciyi öldürdükten sonra başka bir rüzgarla yine ortadan kayboldu olaylar o kadar belli belirsiz gerçekleşiyordu ki görmek mümkün bile değildi. Daha sonra Henny harekete geçmişti kendini soyutlaştırıp denizcilerin on saflarına kadar hızla girmişti ve bir kaç denizcinin kalbini almıştı. Henny'nin de harakete geçmesi ile beraber yanlız kalmıştım. Artık şölene dahil olma vaktim geldide geçiyordu. İki denizci cavuşunun bana doğru koştuğunu görmüştüm. Biri iki eliyle kılcının sağ omzunun arkasında tutuyordu yüksek ihtimalle yanıma gelir gelmez vakit kayıp etmeden bana saldırıcaktı. Diğeri ise iki kılıç taşıyordu ve tek kılıç taşıyanın biraz arkasındaydı. İlk önce tek kılıçlı olan saldırıcaktı kesinlikle. Evet ilk kurbanım belli olmuştu o tek kılıçlı denizci askerini öldürücektim öncelikle. Elimi kulağımdaki küpeme doğru götürdüm ve küpeyi çıkardım ve Şölene katılmak için artık hazırdım.

Spoiler



Tek kılıç kullanan adam üzerime doğru iyicce gelene kadar aynen bu şekiilde hiç bir tepki vermeden bekliycektim ta ki bana saldırmaya calışana kadar. Bana hamle yapmaya calıştığında ayaklarımı soyutlaştırıp yerin içine doğru giricektim ve böylece yaptığı kılıc saldırısından sıyrılmaya calışcaktım ve sıyrılır sıyrılmaz Ameno-sama'nın kutsal küpesi ile adamın boğazını kesicektim. Şuanlık planım buydu öncelikle ilk gelen tek kılıçlıyı öldürmeye calışıcaktım daha sonra diğerini.



__________________

bxwyy.png

Spoiler

 

Marine
Status: Offline
Posts: 140
Date: Aug 16, 2012
Permalink   
 
Korkuları kader onunla bilerek ilgileniyormuş gibi tek tek ortaya çıkıyordu. En çok kaçmak istediği şey, köylülerin ona saldırmasını gözünü kapatıp bekleyerek karşıladı. Savaşmak istemiyordu. Başka bir masum insanın ölüm sebebi olmak istemiyordu. Buna mecbur kalmayı istemiyordu. Öfkesini kontrol edemiyordu. İnsanları din propagandası altında kullanmak o kadar sinirlendirmişti ki onu bu siniri köylülerin kıyımına yol açabilirdi. Öfkeyle bağırdı "DİNİNİZ İÇİN BURADA DEĞİLİZ, ÖZGÜRLÜĞÜNÜZ İÇİN BURDAYİZ. HANGİ DİNİ YASIYORSANIZ YASAYIN BUNU ÖZGÜRCE YAPIN DİYE, KORSANLAR SİZİN YERİNİZE KARAR VERMESİN DİYE YAPIYORUZ, SİZİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜZ VE ÖLEN GENCLERİN ADALETİ İÇİN SAVAŞIYORUZ. YANLIŞ ADAMLARI SAVUNDUĞUNUZU GEÇ OLMADAN FARK EDİN!!!". Öfkeden deliye dönmüştü artık. Burada kalmanın onun için kötüydü, kendini tutamayıp köylülere saldırmaktan korkuyordu. Yanındaki çavuşlara dondü. "Onları engelleyin, hiç bir sivil ölmesin" dedi ve Binbaşı Yuri'nin yanına koşmaya başladı. Vardığında gelen gizemli mavi ışık için gitmeleri gerektiğini söyleyip peşinden gidecekti. Arkasını kollayacaktı binbaşının...


-- Edited by GOD Kenshin on Thursday 16th of August 2012 07:06:53 AM

__________________

epgodx.jpg

Spoiler

Marine
Status: Offline
Posts: 140
Date: Aug 16, 2012
Permalink   
 

Düşen bedenler gözünün önünde beliriyordu. Sanki hepsini öldürmüş gibi pişmanlık duyuyordu. Kulağından ağıt eksik olmuyordu. Lanetlenmişti adeta, yüzünün önüne gelen yüzler "Neden?" diye soruyordu. Cevap bile veremiyordu. 2 kelimeyi geveledi ağzında "Ben yapmadım." Evet o öldürmedi bu masum köylüleri ama kadını kurtarsa bu köylüler ölecek miydi? Böylesine büyük bir şeyi sadece kararı mı değiştirecekti? Önceleri kadını kurtarmamasını haklı buluyordu, tekrar olsa tekrar yaparım diyordu ama şimdi, o kadar emin değildi. Ama onun suçu değildi, Binbaşı Yuri'nin saldıracağını bilmesine imkan yoktu, bilmesinin yolu yoktu. Görevi gizli kalmaktı ve eğer gizli kalmasa sadece kendisi değil, Billy'i ve Binbaşıları da belaya çekecekti. Ama yine de pişmanlık duyuyordu. Siniriyle birleşince, kendini kaybetmekten korkuyordu yine.

Verdiği sözü hatırladı kendine ve herkese. Hataya yer yok. Her ne kadar aklından çıkaramasa da düşünmemeye çalıştı. Binbaşı Yuri'ye koşmaya başladı. Frank Bade'i daha görememişti, Binbaşı ile birlikte onu yenmeyi planlıyordu. Ayrıca gizemli mavi ışık sahibi de vardı. Bu ikisinin yenilmesi halinde diğer korsanları zapt edebileceklerine inanıyordu. Binbaşı Yuri 3 şovalyeyle çift kılıcını kullanarak dövüşürken, ona doğru koşmaya devam ediyordu Kenshin. O şovalyelerin arasında değişik zırhı ve ağır görünen kılıcıyla bir şovalye dikkat çekiyordu. Bu en kötü kabuslarından daha kötüydü. Templer korsanlarının 12.690.000 beli ödüllü üyesi Gale Mast'tı bu. Mavi ışık onun kılıcından mı çıkmıştı. Kenshin onu tek başına yenebileceğinden emin değildi bu yüzden yanına vardığında Binbaşına "Efendim bu Gale Mast. Onu birlikte yenmeye çalışmalıyız. Frank Bade'te burada." diyecekti. Eğer Frank Bade ortaya çıkmadan yenebilirlerse Gale'i Frank için bir şansları olabilirdi...



-- Edited by GOD Kenshin on Thursday 16th of August 2012 03:55:07 PM

__________________

epgodx.jpg

Spoiler

Veteran Member
Status: Offline
Posts: 39
Date: Aug 16, 2012
Permalink   
 

Tek kılıç kullanan denizci askeri boynuma doğru hamle yapmıştı bir anda ayaklarımı soyutlaştırıp yerin içine doğru girmiştim ve saldırısı ıskalamıştı ve artık saldırı sırası bendeydi böyle bir mesafeden ıskalamam imkansızdı ve adamın boğazına doğru hamle yaptım ve adamın boğazını direk olarak kesmiştim fışkıran kan ve adamın ölürkenki yüz ifadesi çok hoşuma gitmişti ama bu daha şölenin başlangıcıyda daha bir çok günahkaarın canını alıcaktım ama şuan bunu düşünmemeliydim çünkü 2 kılıç kullanan adam öfkeli bir şekilde üstüme geliyordu arkadaşını öldürmeme kızmış olmalıydı tüm sinir ile bana saldırıcaktı ama bu benim işime gelirdi sinir ile yapıcağı bir hamle düşüncesizce olucaktı yüksek ihtimalle. "Sıradaki sensin" diye mırıldadım adamı dahada öfkelendirtmek istiyordum bu sırada adam bana iyice yaklaşmıştı hamlesini yapmak üzereydi omuzum dahil tüm gövdemi soyutlaştırıcaktım cünkü adam yüksek ihtimalle oraya doğru saldırıcaktı yani öyle düşünüyordum ve adamın saldırısı içimden geçtiğinde direk olarak hamle yapıcaktım ve onuda öldürücektim.



-- Edited by Bermuda von Veckenschtein on Thursday 16th of August 2012 09:37:10 PM

__________________

bxwyy.png

Spoiler

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 16, 2012
Permalink   
 
Omzunun arkasında tuttuğu kılıcını Bermudaya savurarak büyük bir hata etmişti marine çavuşu. Boyun kısmına doğru hedef aldığı kılıç havada öyle savrulmuş ama bir anda aşağıya batan düşmanına isabet etmemişti. Şimdi hamle sırası Bermudaya geçmiş ve o hedefini kaçırmayacaktı. Adeta bir kurban gibi boğazını kesti adamın. Fışkıran kanlar birkaç metre yükselirken; Bir başka çavuş hemen arkasında iki yana açtığı kılıçlarıyla nefretini körükleyerek geliyordu. Ölen bir asker değildi sadece mesele o adamın bir karısı vardı. Belki çocuklar evde bekliyordu onu. Ve birileri onlara babalarının öldüğünü söyleyecekti. O kişi ben olmayacağım diye düşündü çavuş. Bu gece burada ölmeyi kafasına kazımıştı. Son bir hamle için ileri atıldı. Ve iki kılıcını ortaya doğru çekerek Bermudaya saldırdı..

Kenshin köylüleri öldürmek istememişti. Onları elleriyle öldürmemişti fakat onların ölümünü de engellemiş değildi. Cesetler arasından yurinin yanında doğru ilerlerken ayağının dibindeki cesetlerin çoğu ya marine erleri ya da köylülerin cesedleriydi. Kan ve Vahşetin ortasında aklına onu kanser eden bir düşünce geliyordu. Eğer o kadını kurtarsaydı. Eğer onunla konuşsaydı şimdi köylülerin kendi tarafında olmasını sağlayabilirdi. Ama hayır! O kadına yardım etmemişti. Köylülere yardım etmemişti. O kadını öldüren nasıl kendisi ise burada bu köylüleri öldürende aynı kişiydi. Bu gerçekten kaçamıyordu. Kadını öldürmüştü, masum köylüleri öldürmüştü. Peki hala "Yine olsa yine aynısını yaparım." diyebilir miydi ?

Binbaşı Yuri'yi gördüğünde; O on beş metre uzakta miğferlerindeki süslemelerle dikkat çeken iki üç şövalye ile savaşıyordu. Yurinin beş metre kadar ilerisinde ise Gale Mast'ı ilk kez görüyor Kenshin. Zırhı diğerlerinden daha farklıydı. Elinde ağır olduğu her halinden belli bir kılıç tutuyordu ve beklenilenden çok daha hızlı adımlarla Yuri'ye doğru ilerliyordu. Her adımda kılıcını bir sağa bir sola savurup etrafındaki denizcileri peş peşe deviriyor. Binbaşı o adamı tek başına karşılayabilir mi acaba? Ama diğer yandan ona yardıma giderse geri kalan tüm denizciler, güçsüz olanları, tamamen rahiplerin insafına bırakmış olacaktı. Her hamlesinde biraz daha katil oluyordu kenshin.

__________________
Veteran Member
Status: Offline
Posts: 39
Date: Aug 18, 2012
Permalink   
 

Bana saldıran 2. kılıçlı adamıda öldürmüştüm bu şölendeki ikinci avımdı bu herif. İlk adamdaki korku bu herifte yoktu o yüzden bu herifi öldürmekten pek zevk alamamıştım. Elimde savaşabiliceğim bir alet yoktu bu yüzden ilk iş olarak öldürdüğüm adamların kılıçlarından göze en kaliteli gelene alıcaktım. Etrafıma biraz göz attığımda köylülerin sayısı neredeyse yok denicek kadar azdı sanırım hepsi evlerine çekilmişti ve Rahip Bade'ten bayağı uzaklaşmıştım aslında onunla yakın olmak istiyordum ama bundan önemli denizciler köyü ele geçiriyor gibiydi. Bir şeyler yapsam iyi olacaktı en başından beri halkı kışkırtıp daha fazla insanın ölmesini sağlamak gibi bir düşüncem vardı. Evet bu iyi bir düşünceydi halkı örgütleyip avantajı elemize alabilirdik. Ama bundan önce bu öldürdüğüm 2 günahkaar için ayin yapmalıydım veya hayır bu bir şölendi ve bir şölende öldürüceğim insan sayısı fazla olacaktı sadece 2 kişi için ayin yapmak sıkıcı olurdu daha fazla insan öldürüp daha fazla insanın ruhunu Ameno-sama'ya adamalıydım. Cesetleri bir ağacın yanına yerleştirmeliydim şölen bittiğnide bu günaahkalar için ayin yapıcaktım. Cesetleri yerleştirdikten hemen sonra. Biri omzuma dokunmuştu ve Frank Bade başının çaresine bakıcaktır. "Bizim içmin kaçma zamanı geldi." adamın yüzüne baktığımda at arabasında bizim ile beraber gelen rahiplerden biri olduğunu farkettim. Düşündüğüm gibi denizciler üstünlüğü ele geçirmişlerdi. "Hayır bir fikrim var savaştaki üstünlüğü tekrar ele geçirebiliriz gördüğün gibi dışardaki köylülerin sayısı bayağı azaldı. Denizcilerin  yürüyüş güzergahındaki bir kaç evi  ateşe vermeliyiz ve denizcilerin bu adadaki herkesi öldürceğini düşünmelerini sağlamalıyız bu sayade tekrar ayaklanıcaklardır ve denizcilere ayak bağı olmalarını sağlarsak yeniden savaşın üstünlüğünü ele geçiririz. Bana yardım etmelisin. Eğer başarısız olursak yanlız başınasın istersen kaçabilirsin ama ben kaçmayı düşünmüyorum. Neyse eğer bana yardım etmek istiyorsan şuradaki denizci askerlerinin birinni kıyafeti al ve dediğini yapmama yardımcı ol." .  Halk bir denizcinin evleri ateşe verdiğine görürse kesinlikle ayaklanıcaktır zaten. Adamın o anki cevabına göre hareket edicektim eğer bana yardım etmek istemiyorsa ben denizci askerinin kıyafetlerini giyip ortalığı kızıştırmaya calışıcaktım. Ama kabul ederse o anki kargaşanın durumuna göre haraket edicektim.




-- Edited by Bermuda von Veckenschtein on Sunday 19th of August 2012 01:17:12 AM

__________________

bxwyy.png

Spoiler

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 19, 2012
Permalink   
 
Kısa süre içerisinde çok fazla insan ölmüş ya da yaralanmıştı. Bu vahşet insanların akıllarındaki bir çok ideal ve düşünceyi silip atmış; 'Adalet' ya da 'Din' düşüncesi yerini 'yaşama telaşı'na bırakmıştı. Köylülerden bir kaç fanatik çoktan ölmüştü. Ama çoğu evlerine geri dönmüş hatta pencerelerini dahi kapatmıştı. Askerler artık yavaş yavaş korsanların etrafını sarıp kontrolü ele almaya başlamıştı. Hala ateşli bir şekilde savaşan korsanlar Gale Mast'ın etrafında toplanmışlardı. Mast denizcilerin başındaki adamı ortadan kaldırmaya karar vermiş olacak ki Yuri'ye doğru ilerlemeye başladı. Kılıcını hızla çekti fakat hedefi Binbaşı değil ona doğru koşan kızıl saçlı asteğmendi. Neyse ki mavi rüzgar dalgası Kenshin'e ulaşamadan savrulup gidiyor; Yuri'nin çift kılıç tekniği Kenshinin hayatını kurtaran güç oluyordu. Kenshin kurmayı düşündüğü cümleyi komutanından duyuyordu: "Bu adam Gale Mast. Ona karşı birlikte savaşalım."

Bu sırada Frank Bade Savaş alanının bambaşka bir noktasında tek başına savaşıyordu. Kılıcını kullanmaya gerek görmemiş ve kınına sokmuştu. Çevresindeki marine askerlerini daha ona 10 metre bile yaklaşamadan rüzgarla beraber sağa sola savuruyordu. Önce elini hedefine doğrultuyor daha aralarında belki yirmi metre olmasına rağmen eliyle onu kavramış gibi bir hareket yapıp daha sonrada elini sağa yada sola savuruyordu. Bu son hereketiyle adam adeta bir yaprak gibi rüzgarla beraber savrulup gidiyordu.

Savaş alanında hala hayatta olan insanların onlarca leşi oluşmuş fakat Rahip Bermuda ikinci rakibini yeni öldürebilmişti. Frank Bade'e uzak kalmıştı. Ve savaşı denizciler kazanacak gibi görünüyordu. Bir el omzuna dokundu bu at arabalarını aldıkları yerde kendilerine katılan rahiplerdeen biriydi. "Frank Bade başının çaresine bakıcaktır. Bizim içmin kaçma zamanı geldi."

__________________
Marine
Status: Offline
Posts: 140
Date: Aug 19, 2012
Permalink   
 

Ölen onca insan, köylülerin beynindeki adalet ve din savaşını bitirip, tek bir düşünceye yoğunlaşmasını sağlamıştı. Hayatta kalmak. Bu güçlü içgüdü, neredeyse hepsinin evlerine girmelerini ve saklanmalarını sağlamıştı. Bu yüzden daha rahat dövüşebilirdi şimdi. Hala pişmanlık ve üzüntü duyuyordu ama daha fazla olmayacak olması rahatlatmıştı onu. Masum insanların ölmesi dikkatini dağıtıyordu çünkü.

Söylemek istediğini söylemişti Binbaşı Yuri. Gale Mast'ı hemen tanımış birlikte savaşmayı önermişti. Ama ondan önce hayatını kurtarmıştı, kendisine gelen ve az önce yoldaşlarını öldüren mavi şerit Binbaşı Yuri tarafından savurulmuştu başka yöne. Her ne kadar siniri yüzünden hata yapacağından korksa da, Binbaşı mükemmel dövüşüyordu ve hata yapan kişi kendisi olmuştu. Dİkkatsizce hareket edip, saldırıya açık bir şekilde ilerlemişti. Eğer Binbaşı olmasa ölebilirdi. "Teşekkür ederim efendim, sanırım birlikte savaşmamız iyi olur" dedi. Sonra kılıcını çekti. Gale Mast'ta aynı kempo'yu kullanabiliyor mu emin değildi ama yine de işini şansa bırakmak istemedi.

Uzaktan bir saldırıyla başlamanın uygun olacağını düşündü. Ama biriyle birlikte savaşırken ortak hareket etmek gerekliydi, bu yüzden Binbaşı Yuri ile kordine bir şekilde hareket etmesi gerekiyordu. Aklına meyve yeteneği geldi, Binbaşının kulağının yanına bir ağız çıkarıp, planlarını anlatacaktı, eğer ağız çıkarabilirse,"Efendim uzaktan saldırmayı deneyeceğim, sol tarafından saldırmayı deneyin." diyecekti. Sonra Hiten Mitsurugi-ryū Doryūsen saldırısını kullanacaktı. Eğer tahmin ettiği gibi olursa bu uzaktan saldırı Gale Mast'a ilerlerken, Binbaşı ona soldan saldıracaktı. Muhtemelen ilk saldırı için soyutlaşıp, Binbaşına saldırmaya çalışacaktı, bu durumda Kenshin 2. bir saldırıyla işini bitirebilirdi. Tüm hızına odaklanıp Hiten Mitsurugi-ryū Hiten Mugen Zan saldırısını yapacaktı. Ama bu saldırıyı arkasından değilde önünden gerçekleştirecekti, böylece Gale Mast soyutlaşsa bile kılıçları Binbaşı kesmeyecekti, sadece içinden geçecekti...



__________________

epgodx.jpg

Spoiler

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 20, 2012
Permalink   
 
Binbaşı Kenshinin sesini duyunca hemen söylediğin gibi saldırya geçiyor. Kenshin de kendi saldırını kullanıyorsun fakat aranıza diğer şövalyeler giriyor. Yuri kenshinin desteğine güvenerek Gale Mast'a saldırmıştı fakat iki adam korsanların arkasında kalmışlardı. Şimdi Kenshinin önünde zırhlı şövalyeler vardı ve tam bu sırada arkasından bir fısıldama duydu: "Shisai Kenpo!" Güçlü refleklerin sayesinde hızla arkana dönüp kılıcını savuruyorsun. Arkanda sana saldırmaya hazırlanan rahip bir anda rüzgarla beraber geriye fırlatıyor kendini. Karşındaki adam köyün dışında kurdun kalbini sökerken gördüğün rahip ve gözünü senin kalbine dikmişe benziyor.

Bermuda kaçmaya hazırlanan bir rahibi ikna ederek yan sokaklardan denizcilerin geçtiği yerlere ulaşıyorlar. Bir kaç evi ve at arabasını kundaklayarak halkı kışkırtmaya çalışıyorlar. Meydana geri döndüklerinde arkalarında yüzü geçkin insan toplanmış ve hızla artmaya devam ediyordu. Taban güçleri yeniden dengelenmişti. Bermuda hala pek kana girememişti. Elinde öldürdüğü ilk çavuştan aldığı kılıç vardı. Meydana göz gezdirdiğinde Şövalyeler arasında kalmış binbaşıyı, Ve Henny ile savaşmak üzre olan bir Asteğmeni görüyor...

__________________
Veteran Member
Status: Offline
Posts: 39
Date: Aug 20, 2012
Permalink   
 

Konuştuğum rahibi ikna etmiştim. Tamda istediğim gibi bir isyan çıkmıştı yüzlerce insan dışarıya çıkmıştı artık savaş dengedeydi. İstediğim planı uygulamak beni sevindirmişti denizcilerin alt kademeleri isyan eden halk ile meşgul olurken geriye kalan üst rütbeli güçlü insanları öldürmeye çalışıcaktım böylece savaşı burada kazanma ihtimalimiz olacaktı şuana kadar her şey istediğim gibi gelişmişti. Tek sorun Rahip Bade'ten uzaklamıştım halbuki ona yakın olmak benim açımdan daha iyi olurdu şuan nerede bilmiyorum. Tam Rahip Bade'i bulmak için yola çıkıcakken Gözüme Henny ve Gale Must takılıyor Henny Kızıl Saçlı bir asteğmen ile dövüşüyordu Gale Must ise Bir Binbaşı ile dövüşüyordu. Henny ve Gale Must ile karşılaşıp direk ölmediklerine göre güçlü oldukları bariz bir şekilde belliydi hatta yüksek ihtimalle birbirlerine denktiler. Sanırım oraya yardıme gitmem bu dengeyi bozucaktır ve üstünlüğü bizim almamızı sağlıycaktır. Yanımdaki rahibe dönüp "Her şey istediğim gibi oldu. Ben Henny'ye yardıma gidiceğim şurada bir asteğmen ile dövüşüyor sende  bu sırada Rahip Bade'i görürsen direkt olarak buraya gelmesini söyle" diyorum ve İşime yarıyabilicek ilk rüzgar ile beraber harakete geçmeye hazırlanıyorum. Direkt olarak kızıl saçlı Asteğmene doğru saldırıcaktım Henny ile dövüşebildiğine göre güçlü biriydi. Rüzgar ile hızlı bir şekilde gidicektim ve boş olan eline(kılıcı tuttuğu eli değil de diğerine) doğru kılıcımı savurucaktım ve asteğmeni yaralamaya çalışıcaktım.



-- Edited by Bermuda von Veckenschtein on Monday 20th of August 2012 05:05:26 PM



-- Edited by Bermuda von Veckenschtein on Monday 20th of August 2012 05:06:23 PM

__________________

bxwyy.png

Spoiler

 

Marine
Status: Offline
Posts: 140
Date: Aug 20, 2012
Permalink   
 
Bir söz durdurmuştu zamanı sanki. Duyduğundan itibaren, kalbi deli gibi atma görevini üstlenirken, beyni yerini otomatik pilota bırakmıştı. Gale Mast'a saldırmasını engelleyen ve Binbaşıyla aralarına giren şovalyelerden kurtulmak isterken duyduğu 2 kelime...
"Shisai Kenpo!". Beyni hemen anıları yüklemişti önce. Kurdun kalbinin çıkması ve kanların yok olması. Bu tekniğe yakalanırsa kalbinin söküleceğini biliyordu Kenshin. Otomatik pilot hızla dönüp, kılıcını savurmuştu. Rahibin geri çekilmesine yetmişti bu. Şimdilik atlatmıştı saldırıyı ama Binbaşıya yardım etmek için öncelikle bu rahibi yenmesi gerekiyor gibi görünüyordu. Bunu ise hemen yapmalıydı, çünkü Binbaşı birlikte savaşmayı önermişti. Ona yardıma koşmalıydı.

Rahibin saldırısını ilk gördüğünde bu teknikle savaşabileceğini düşünmüştü. Ama aklına tek bir yol geliyordu bu tekniği yenmek için. Ve bu kolay olmayacaktı. Kendi hayatını da riske atacaktı, ama tek yol buydu. Öncelikle rahibin kalbini hedef almasını izleyecekti. Rahibin kalbi ele geçireceğini düşünmesine izin verecek kadar yaklaşmasını izleyecekti. Tekniği anladığı kadar önce soyutlaşacaktı eli, kalp hizasına geldiğinde tekrar normal olacaktı kalbi kavramak için el. Bu yüzden soyutlaşan elin vücüduna değmesine izin verip, sonra bir adım geriye çekilecekti. Rahip kalbi tutacağını sanıp, katılaştırdığında eli, kılıcıyla elinden itibaren bir kesik açacaktı. (Elinden itibaren vücuduna doğru.)...

__________________

epgodx.jpg

Spoiler

Marine
Status: Offline
Posts: 140
Date: Aug 21, 2012
Permalink   
 
Yaptığı hata kalbinde patlamıştı. Rakibinin tekniğini bildiğini sanmıştı, ama rakibi soyutlanmak yerine kolunu sertleştirmişti sanki. Normal bir insana ait olmayacak sertlikteki kol kalbine deyince, nefesi kesilmiş, dizlerinin üzerine düşmüştü. Kendisine gelen kılıçlı adamı izlerken ölüm vaktinin geldiğinden emindi artık. Acemi kılıç kendisine doğru ilerlerken sessizliği adeta "Henüz değil" sesiyle kesen başka bir kılıç kurtarmıştı hayatını. Dönüp kurtarıcısına baktığında suikastin bas kahramanını kanlar içinde büyük kılıcına sarıldığını gördü. Kasığından sızan kana rağmen ilk gördüğü kadar hızlıydı ve şaşırtmıştı yine onu. "Teşekkür ederim efendim." dedi sadece. Hayatı binbaşılar tarafından 2 kere kurtarılmıştı bugün. Karşılığını vermek zorunda hissediyordu kendini. Rakibini bir an önce yenip, önce Binbaşı Bou'ya sonra Binbaşı Yuri'ye yardım etmesi gerekiyordu.

Ayağa kalkmaya çalıştı. Rakibi yenmenin yollarını düşündü. Adamın arkasında bir yerde bir ağız çıkarıp "Arkanı boş bırakmamalısın evlat!" diyecekti sesini kalınlaştırarak. Sonra dikkati dağılmış rakibine hızlı bir saldırı yapacaktı. Hiten Mitsurugi-ryū Ryūtsuisen yapıp havadan saldıracaktı. Eğer planladığı gibi giderse rakibin dikkati dağılıp, bir anlığına arkasına bakacaktı. Bu sırada Kenshin hızını kullanıp havadan saldıracaktı. Dönen rahip onu göremeyince saldırı için açık olacaktı. Bu saldırının işe yaramasını umuyordu...

-- Edited by GOD Kenshin on Tuesday 21st of August 2012 02:24:55 AM

__________________

epgodx.jpg

Spoiler

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 21, 2012
Permalink   
 
Kenshin rakibinin tekniğini bildiğini düşünerek kendisine saldırmasına izin verdi. Ama henny'nin bütün ömrü boyunca çalıştığı tek teknik bu değildi. Elini sokması bıraktığın göğsüne hızla sert bir yumruk geçirdi. Yumruğu normal bir insanın elinden çok daha sertti. Tıpkı bir metal sopa ile vurulmuş gibi oldun. Kalbin bir anlığına durup nefesin kesildi. Rahip gülümseyerek "Shisai Kenpo" dediğinde dizlerinin üstüne düştün. Tam bu sırada başka bir rahibi sana doğru hızla savrulduğunu gördün elinde bir kılıç vardı fakat kullanmayı bilmediğini hemen anladın. kendini biraz toparlayıp saldırmak istedin ama rakibin omuzlarına bastı. Tam bu sırada başka bir kılıç hızla gelen rahibi durdurdu. Bu adam Kenshin için tanıdık biri idi. Binbaşı Bou.. Elinde büyükçe bir tek kılıç vardı ve kasığından kan sızıyordu. Senin en fazla 3 metre ötende rahiple karşı karşıya gelmişlerdi.
Bermudanın vuruşu yaralı bir marine tarafından durdurulmuştu. Adamın altında bir marine pantalonu vardı gövdesi ise çıplaktı. Üzerinde hala birkaç tane serum hortumu duruyordu ve kasığından kan sızıyordu. Şişman bir adamdı ama bu kilodaki bir adam için çok hızlı hareket ediyordu. Şimdi savaşın eşleri seçilmiş gibiydi: Kenshin ve Rahip Henny, Binbaşı yuri ve Gale Mast, Yaralı binbaşı Bou ve Bermuda...

__________________
Veteran Member
Status: Offline
Posts: 39
Date: Aug 21, 2012
Permalink   
 

İşime yarıyan bir rüzgar ile birlikte hızlı bir şekilde asteğmenin yanına gitmiştim her ne kadar kılıç konusunda iyi olmasamda yakın mesafedeydim saldırım ıskalamıyıcaktı derken şişman bir adam asteğmeni korumuştu. Ancak o kilodaki adama göre bayağı hızlıydı ve adam yarabere içindeydi vucudunda bir kaç serum bile vardı. Bu hiç hoşuma gitmemişti birini öldürme fırsatım elimden alınmıştı gerçekten sinirlenmiştim bu sinirim yüzüme yansımıştı. "Avım ile arama girmek ile büyük bir hata yaptın. Pekala ilk önce seni öldürceğim." . Ama sırf sinir ile haraket edicek kadar ahmak biri değildim adam zaten yaralıydı refleksleri çok iyi olmaycaktı o hali ile. Bu yüzden sadece bekliycektim yüzümdeki o ifade ile sabit durucaktım ve adamı kışkırtmaya calışıcaktım üstüme doğru gelip saldırısını yaptığında ayaklarımı soyutlaştırcaktım ve yerin içine doğru giricektim daha sonra kalbine doğru saldırıcaktım ve onu tek seferde öldürmeye calışıcaktım.



__________________

bxwyy.png

Spoiler

 

Veteran Member
Status: Offline
Posts: 39
Date: Aug 26, 2012
Permalink   
 

Henny'nin yaptığı saldırı gerçekten çok akıllıcaydı sanırım buraya gelmesi ona iyi bir tercübe kazandımıştı. Ben ise şu saçma klise dersleri yüzünden pek savaş tecrübesi edinememiştim. Ayrıca kızıl saçlı asteğmen kendini koruyamadıysa bir kaç kemiği kırılmıştır aceba onun işini mi bitirsem ama aslında biraz düşünüyorumda Binbaşı gerçekten güçlü biri eğer ona arkamı dönersem gardımı indirmiş olurum ve beni halledebilir şuanlık sadece karşımdaki rakibe odaklanmalıyım. Binbaşının yaptığı saldırdan ayaklarımı soyutlaştırıp yerine içine doğru girerek sıyrılmıştım ve direk bir karşı hamle yapmıştım ancak Binbaşı bunu çok rahat bir şekilde durdurmuştu beklediğim kadar kolay olmayıcaktı bu herif yaralı bile olsa inanılmaz güclü ve benden kat ve kat savaş tecrübesi vardı. Saldırılarından en fazla 2-3 defa daha kaçabilirim gibi duruyor. Bu yüzden saldırsam iyi olur Henny şuanda boşta beraber bir şeyler yapabiliriz. Adamın boğazına doğru sağ elime hamle yapıcaktım bu saldırı sırasında sağ koluma hamle yapabilirdi bu yüzden sağ kolumu kısa bir süreliğine soyutlaştırıp boğazını yakaliyabilicek bir yere geldiğimde elimi tekrar eski haline çevirip çenemi ve omuzlarımda goğüsme kadar olan yeri soyutlaştırıcaktım yakın mesafede bana vurabiliceği noktalar buralarıydı bu noktaları soyutlaştırırsam o anlık saldırısını durdurabilirdim ve adamı yakaldığımda avantajı ele geçirme şansım olabilirdi. Bu stratejiyi uygulamadan önce Henny'e ruh yolu ile neler düşündüğümü anlatmaya çalışıcaktım Ameno-sama bana güç ver..


Her şey istediğim gibi giderse büyük bir avantaj yakalarız asteğmen ikidir darbe yiyor birazda olsa sakatlanıcaktır binbaşı zaten yaralı ama halen çok güçlü bir vaziyette şuanlık binbaşının bir şekilde halledebilirsek daha sonra Henny ile beraber asteğmeni yenmemiz zor olmaycaktır ve böyle bir durumda avantaj tamamen bizim tarafımıza döner Gale Must ile diğer Binbaşının durumunu bilmiyorum ama Gale Must'ın biraz daha önde olduğunu tahmin ediyorum. Eğer ki Gale Must yenilirse işimiz biter gibi görünüyor 2 Binbaşı ile baş etmek ben ve Henny için zor bir durum olacaktır bu yüzden planımın tutmasını umuyorum. Ayrıca Rahip Bade ne yapıyor merak ediyorum yolda görüştüğüm rahip'e eğer onu görürsen buraya gelmesini söyle demiştim eğer ki bir şekilde karşılaşırlarsa büyük bir üstünlük elde etmiş oluruz. En son gördüğümde rütbesiz marine askerleri ile uğraşıyordu bu kargaşa ile beraber rütbesiz askerlerin dikkati dağılıcaktır Rahip Bade'in halen bu rütbesizle uğraştığını varsayarsak denizcilerin dikkatini isyan eden halka vermesi Rahip Bade'in yolunu açıcaktır bu sayade belki bize veya Gale Must'a yardıma gelebilir.




-- Edited by Bermuda von Veckenschtein on Sunday 26th of August 2012 11:43:40 PM

__________________

bxwyy.png

Spoiler

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 27, 2012
Permalink   
 
Rahip Henny arkasından seslenilmesi ile dönüp bakacak bir insan değildi. Aslında hiçbir deneyimli savaşçı böyle bir hata yapmazdı. Kenshin havadan saldırı yapmak istediğinde ise tüm vücudunu soyutlaştırıp yerin içine batıyor. Saldırısının ikinci kısmı ise Bermudanın dikkatini çekecek cinsten bir hareket. Hızla önünde belirdiği asteğmenin iki omzuna ellerini koydu ve asteğmeni sıkıca tutarak rüzgar ile birlikte savruldu. Rüzgar kadar hızlı bir şekildi havada savrulurken kensini de itiyordu. Tam bu bir iki saniyelik müddet içerisinde sağ ayağını kenshinin göğsüne koyarak hızla itti ve ellerini çekti. Bu hamle ile kendisi durmuş Kenshin ise arkasındaki kerpiç evin duvarına sırtıyla çarpmıştı.

Binbaşı Bou kılıcını önce Bermudanın buynuna yandan savurdu. Rahibin bacaklarının yere batmasıyla rakibini ıskaladı. İkinci hamle Bermudadan geliyordu fakat avantajlı olmasına rağmen saldırısı Binbaşı tarafından çok kolay engellenmişti. Kılıcıyla rahibin kılıcına alttan vurarak kolayca savuşturmuştu.



__________________
Marine
Status: Offline
Posts: 140
Date: Aug 27, 2012
Permalink   
 
Hata rüzgar olup çarpmıştı onu duvara. Omuzlarında ki baskıya direnmeye çalışmıştı ama o çelikten eller sıkı sıkı kavradığı omuzları bırakmamıştı. Arkasında ki sesi yok sayan rahip, havadan gelen açıklarla dolu saldırıyı yere girerek savuşturmuş, sonra omuzlarından yakalamıştı Kenshin'i. Rüzgara bırakmıştı rahip kendini, süzülürken havada rahiple birlikte Kenshin, rüzgarın gücüne karşı direnemiyordu. Yarı yolda, trende ki biletsiz yolcu gibi, bir tekme ile atılmıştı. Sonra tek his acı olmuştu. Sırtını çarptığı duvar, acı iletme görevini eksiksiz gerçekleştirirken, vücudu isyan başlatmaya hazırlanıyordu. Vücudundaki tek bir kası bile oynatamıyordu. Bu isyanı durdurmak için sistemi kapatıp açması gerektiğini düşünen beyin ise, uyku moduna almaya kararlıydı Kenshin'i. Bilinci kapanıyordu sanki. Acı bir süreliğine maksimum seviyeye ulaşmış, sonra yerini sadece iyi duygulara bırakmıştı. Tutundu acıya Kenshin. Bu durumda bilincini kaybetmesi sadece kendi ölümü degildi. İkiye bir önce Binbaşı Bou, sonra üçe bir Binbaşı Yuri'nin kaybedecekti. Bu durumda korsanların zararı kaçınılmazdı.

Tüm benliğini acıya yoğunlaştırdı. Tutundu gerçek dünyaya, her ne kadar daha güzel olsa da iyi hislerin ve güzel şeylerin dunyası, gerçeği yaşamak zorundaydı şimdi. Ayağa kalkmaya çalışıyordu ama hala isyan eden kaslara hükmedecek seviyede değildi. Düşündü, ölüme bıraktığı kadını, lanet korsanlar yüzünden ölen masum insanları, din elden gidiyor diye kendi savaşlarına katmalarını... Tüm gücüne konsantre oldu. Tüm öfkesine konsantre oldu. Tüm acısına konsantre oldu. Bir kere de ayağa kalkmaya çalışacaktı. 2 kere yediği saldırıdan sonra bu rahibin kalbini sökecek seviyede olmadıgını anladı. Yakın dövüşte iyi olduğu gerçeğine rağmen eski kadar tehlikeli degildi. Kenshin planını yaptı. Meyve yeteneğiyle karnından itibaren boynuna kadar kollar yapıp, kapatacaktı göğsünü. Yakınlaşıp rahibin onu tutmasını bekleyecekti. Rahip onu tuttuğunda kolları iptal edip yakından kesecekti onu...

__________________

epgodx.jpg

Spoiler

Veteran Member
Status: Offline
Posts: 39
Date: Aug 27, 2012
Permalink   
 

Görünüşe göre Henny cuvallamıştı halbuki üstünde gidiyordu ama Shisai Kenpo teknikleri sayesinde yaşıcaktır şuanlık kaçması doğru bir karar oldu asteğmen 2 kez hata yapmıştı ama bu sefer gerçekten zekice davrandı. Bu sırada istediğim saldırıyı yapmaya kalkıyorum ve Binbaşnının bir anlık tökezlemesinden faydalanıp boğazından yakalıyorum. Görünşe göre yaralarından dolayı anlık tökezledi evet bu benim şansım böyle bir hatayı değerlendirmem gerek. Açıkcası 1-2 sn gibi bir sürem olduğunu tahmin ediyorum eğer kılıcım ile bir hamle yaparsam her ne kadar tökezlemiş bir vaziyette olsada saldırımdan sıyılabilir diye düşünüyorum neticesinde o çok iyi bir kılıç ustasıydı ve benim ise kılıç konusunda hiç bilgim yoktu. Binbaşnını boğazını yakalamıştım ve rüzgarı kullanıp tıpkı Henny gibi Binbaşının sürüklüycektim ve bir eve çarptırıcaktım. Binbaşı dayanıklı biriydi bunu biliyordum ama üstüne üstlük yaralıydı ve çapmanın etkisi ile yaralarıda birleşince kısa bir süre gardını tamamen indircektir diye düşünüyorum ve bende bu fırsatı kullanıp direk olarak kılıcım ile Binbaşının kafasını uçurucaktım evet planım buydu ve bu planımı gerçekleştirmek için harakete geçtim.



-- Edited by Bermuda von Veckenschtein on Monday 27th of August 2012 08:58:54 PM

__________________

bxwyy.png

Spoiler

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 28, 2012
Permalink   
 
Köylüler savaşı kaybetmiş ve kanları ile yeri yıkamıştı. Yüzlerce denizci sadece Frank bade ile savaşıyordu. Bazıları ise savaşı bırakmış sonucu belirleyecek dövüşleri izliyordu. Kenshin bütün gece verdiği yanlış kararların üzerine bu sefer zekasını konuşturmuştu. Düşmanını gafil yakaladı ve kılıcı rahibin karnını 2 cm kadar kesti. Fakat rahip sanki hiç yara almamış gibi rahatça hareket ediyordu. Şüphesiz ki bir şekilde acı hissetmemeyi başarmıştı. Önce hamleyi yediği ilk anda kenshin'e rastgele bir yumruk atıyor. Böylece kendi işini kolaylaştırıyor ve hızla geri çekilip önce adamların sonra da evleri arasında kayboluyor.

Aslında işler bermudanın da istediği gibi gitmişti. Rakibinin boğazını eliyle yakaladı. Binbaşı önce kılıcı ile rahibin kolunu kesecek oldu. Ama Kasığındaki yara onu bir anda zorladı ve bu acımasız düşmanın eline bıraktı. Anlık kararlar verme zamanı gelmişti Bermudanın bir kaç saniyesi vardı bunu değerlendirmeliydi. Kenshin ise rakibini yenmişti. Binbaşılardan birine yardıma gitmesi savaşı büyük oranda etkilerdi. Bu sırada kararını etkileyebilecek bir olay oldu önce şövalyelerin hala savaştığı ara sokak içinden hortum şeklinde bir rüzgar yükseldi. Yerin birkaç metre üzerinde rüzgarları savuran kılıçlarıyla Binbaşı Yuri havada duruyordu. Belki 10 belki 15 korsan sağa sola savrulmuştu. Tam bu sırada korsanların arasından malum bir kılıcın savruluşuyla mavi bir ışık hüzmesi sıyrılarak Yuriyi havada vurdu. Binbaşı sırt üstü bir takla atmış gibi savruldu havada sonra kan ve çizikler içinde tekrar yere düştü. Yerdekiler kalabalıktan görünmüyordu. Ve savaşın geri kalanını sadece savaşanlar bilicek gibiydi.

__________________
Marine
Status: Offline
Posts: 140
Date: Aug 29, 2012
Permalink   
 
Zaferin verdiği rahatlatıcı haz, sanki hiç yaşamaması gereken bir şeymiş gibi, gördükleriyle birlikte yok olmuştu. Başarıyla sonuçlanan planı, rakibini kesmesine izin vermiş, sonra da kaçırmıştı rahibi. Ama tam o anda Binbaşı Yuri, Gale Mast'ın kılıcından çıkan ve havayı kesen mavi bir ışık tarafından vurulmuştu havada. Binbaşı Bou ise diğer rahip tarafından yakalanmıştı, yarası yüzünden açık vermişti ve rakibi bu fırsatı kullanacak gibiydi. İki seçeneği vardı, ya Binbaşı Bou'ya yardım edecekti ve Binbaşı Yuri için dua edecekti ya da tam tersi olacaktı. Hızlı düşünmesi gerekiyordu. Beyni bu durumun farkındaydı. Salgıladığı adrenalin, heyecanına cevap olarak beynine bir sürü kan yolluyordu. Tek düşündüğü iki kişiyi birden korumaktı. Bu ne kadar naif bir düşünce olsa da, kaybetmek istemiyordu iki Binbaşıyıda...

Kararını verdi. İki tarafı kurtarmak için elinden geleni yapacaktı. Önce Binbaşı Bou'ya yardım edecekti. Meyve yeteneği sayesinde Binbaşı Bou'nun boğazını sıkan ellerden ikişer el çıkaracaktı. Sağ koldaki bir el sol kolu, sol koldaki bir el sağ kolu boğazından ayırmaya çalışırken, diğer iki el, rahibin boğazını sıkacaktı. Böylece biraz zaman kazandırabilirdi Binbaşı Bou'ya. Elleri çıkardıktan sonra koşarak Binbaşı Yuri'nin yanına gidecek, ona yardım edecekti. Eğer birlikte Gale Mast'ı yenebilirlerse, Binbaşı Bou'ya yardım edip, 3 kişi Frank Bade'i yenebilirlerdi. Kimseyi kaybetmek istemiyordu artık. Çok hızlı olması gerekiyordu...

__________________

epgodx.jpg

Spoiler

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 29, 2012
Permalink   
 
Her varlık harcandıkça değerlenir. Ve her mal azaldıkça kıymet sahibi olur. Çölde tek başına yaşayan bir insan için paranın değeri yoktur. Yahut yalnız başına bir adada mahsur kalmış korsan zamana ihtiyaç duymaz. Oysaki Adaletin avucundaki kan damlaları arasındaki bir savaşın ortasında boğazından yakalanmış bir binbaşı için zaman çok değerliydi. Her bir saniye... Ve her bir bakışma...
Hamleler ardı ardına geliyordu. Önce Bermuda kendini savurmak için hazırladı ama Kızıl saçlı asteğmen ondan daha hızlıydı. Saniyelerin kazananı Kenshin olmuştu. Bou'nun boynundaki dört el birbiri ile rekabete girdiğinde ise Kenshin rakibinin kendinden biraz daha kuvvetli olduğunu fark etti. Sadece bir saniye içinde gelişmişti her şey. Ve rüzgar ile savruldu rahip yanında binbaşı ile... Kenshinin şeytan meyvesi onu durduramamıştı ama dengesini çok bozmuştu. Havada parçalanan bir yaprak gibi ayrıldılar binbaşı ile ve farklı iki kerpiç evin duvarlarına çarparak durdular. Bermuda için artık en önemli göğsüydü, yüzücü kemikleri içeri göçmüş olmalıydı acı kalbini sıkıştırıyordu. Binbaşı ise daha kötü durumda idi bel bölgesi tamamen kan içinde kalmış yeni dikilen yaraları tamamen açılmıştı. İki adamda silahını kaybetmişti diğer tarafta ise elinde kılıcı ile çiçeği burnunda asteğmen binbaşısının yanına varmak üzere idi. Önüne çıkan yaklaşık otuz kişilik şövalye grubu korsanların son direnişi idi. Ve öne çıkan üç tanesi İki subay arasındaki son engel olacak gibiydi...


__________________
Veteran Member
Status: Offline
Posts: 39
Date: Aug 29, 2012
Permalink   
 
Binbaşını yakalmıştım tamda istediğim gibi hamlemi yapıcaktım ancak kızıl saçlı asteğemen bir şeyler yaptı ellerimin üstüne elleri çıktı bu şeytan meyvesinin gücü olmalıydı ne kadar ilginç bir meyve gücü varmış. Ellerimi Binbaşının boğazından ayırmaya çalışmıtı ancak tam olarak başaramasada dengemi kayıp etmiştim tekniğimi tam olarak kullanamamıştım Binbaşı ayrı bir kerpiç eve ben ise diğer bir kerpiç eve çarpıp durmuştum ve ayrıca kılıcımı kayıp etmiştim sanırım çapma sırasında düşürmüştüm. Bir anlık göğüsmde inanılmaz bir acı hissetmiştim ama hemen "Shisai Kenpo : Haiben suru" tekniğini aktif edip ruhani duygularımı tamamen devre dışı bırakıp acıyı hissetmiceğim bu tekniği aktif edicektim ve daha sonra ayağı kalkıp işime yarıyabilicek ilk rüzgar ile Binbaşının yanına gidicektim ve direk olarak ilk önce kafasına bir tekme geçiricektim yüksek ihtimalle bir anda geliceğim için bunu farketemiycekti eğer istediğim şekilde sersemlerse devamında yaralarına tekme atıcaktım ve bilincini yittip acı içinde ölmesini sağlıycaktım evet mükemel olacaktı acı içinde bir ölüm ha-ha-ha benim avım ile aramıza girmeni cezası bu olacaktı Binbaşı için..

__________________

bxwyy.png

Spoiler

 

Marine
Status: Offline
Posts: 140
Date: Aug 29, 2012
Permalink   
 
Aynı hissi tekrar yasıyordu. Dövüştüğü rahibin onu rüzgarla birlikte uçurması, duvara çarpması... Tüm hızıyla koşmaya çalışırken Binbaşı Yuri'ye arkasındaki savaşın gidişatı hakkında hiç bir fikri yoktu. Tek bildiği Binbaşı Bou'nun da aynı sekilde süzülüp rüzgarda, bir yerlere çarptığıydı. Geri dönemezdi, buradan. Arkasındaki savaşı düşünmemeye çalışıp, Binbaşı Yuri'ye koşmaya devam etti. En azından birini kurtarabilseydi...

Önünde ki son korsan topluluğuna baktı. 30 kişilik grup son savaşlarını veriyordu ve Binbaşı Yuri arkalarındaydı. Gereksiz savaşlardan kaçınması gerektiğini biliyordu, yolundaki 3 korsana meyVe gücüyle saldıracaktı. Çünkü duvara çarptığında aldığı yaralar, kılıç kullanırken tekrar işkence ediyorlardı ona. Koşarken yeterince hissediyordu acıyı zaten. Son gücünü Gale Mast'a saklayacaktı, sonrasını Binbaşı Yuri'ye bırakacaktı. Şu an için Gale Mast'la uğraşması gerekiyordu...

__________________

epgodx.jpg

Spoiler

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 30, 2012
Permalink   
 

Savaş denizciler için çok zor olmuştu fakat sonunda binbaşı Yurinin istediği süre sağlanabilmişti. Birliğin en önemli tayfası kendini gösterecekti: Subway... Köyün sağ tarafındaki sahil bölgesinden çok hızlı bir top atışı başladı. Eğer saldırıyı askerlerin kıyıya çıktığı noktadan yapsaydı köy büyük zarar görecekti. Ama şimdi gemi bu süre içerisinde köyü dolanmış ve korsan topluluklarını vurabileceği noktaya gelmişti. İleri doğru koşan kenshinin önündeki şövalyeler üçer beşer yere devrilmeye başladığında kenshin dönüp geriye baktı ve Tam arsında kalan köyün bittiği yerdeki Subway'i ve üst güvertesindeki keskin nişancı birliğinin arasındaki Billy begins ve arkadaşları gördü.
Zaten büyük bir kargaşa içinde olan meydanı denizci top ve mermileri iyice mahşer yerine çevirmişti. Bermuda bir anda karşında Rahip Badeyi gördüğünde hala yerde yatan Binbaşı tekmeliyordu. Rahip kılıcıyla Yerdeki adamın boğazını kesip geldikleri kilise tarafına doğru koşmaya başladı. Korsanlar geri çekiliyorlardı. Direnen tek bir korsan kalmamıştı. En sona kalan Gale Mast dahi yaralı bir şekilde yere yığılmıştı. Binbaşı yuri ise onun yanı başında baygın yatıyordu. Savaş artık sona ermiş ve Sahil köyü zabt altına alınmıştı. Ama daha bu sadece bir köydü ve bunun için dahi çok kayıplar verilmişti.

Upgrade

Yetenek Statları +1

Karakter Statları +2

Sonraki konular tekil devam edecektir...



__________________
 
Page 1 of 1  sorted by
Quick Reply

Please log in to post quick replies.



Create your own FREE Forum
Report Abuse
Powered by ActiveBoard