One Piece Rpg

Members Login
Username 
 
Password 
    Remember Me  
 

Topic: (Murdock)Yolculuğa Devam

Post Info
Gm
Status: Offline
Posts: 118
Date: Aug 16, 2012
(Murdock)Yolculuğa Devam
Permalink   
 

Gözlerini yavaşça açıyorsun. En son duyduğun şeyin kaptanın haykırması olduğunu hatırlayabiliyorsun. Gözlerini biraz daha araladığında ise ayağında oluşmuş bir kesik bulunmak ve oldukça ağrı yapıyor. Omzun sargı bezleriyle sarılmış durumda ve sağ tarafındaki sandalyede kaptanın uyuduğunu görebiliyorsun. Yaralı olmayan omzunun altındaki koluna bir serum takılmış durumda. Yatağının hemen baş ucunda duran sehpanın üzerindeki zarf ve kılıç dikkatini çekiyor ancak kolunu uzatarak onlara uzanmak istesende bunu yapamıyorsun. Sonuçta kolunun birisinde serum bulunmakta diğeri ise kıpırdatmaya çalıştığında oldukça ağrı yapıyor. Ancak kılıcın önceki dövüşte kırılmış olan ve bbandan kalan yadigar olduğunu görebiliyorsun.



-- Edited by Monkey D Luffy on Thursday 16th of August 2012 01:22:55 PM

__________________
Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 16, 2012
Permalink   
 

Tüm halsizliğim üzerimdeydi. Gözlerimi açmakta bile zorlanıyordum. Rahat bir yatakta bile ağrılarım o kadar fazlaydı ki yine bilincimi kaybedeceğim diye korkuyordum. Ancak dayanmalıydım benim hayatta kalmamın bir amacı olmalıydı. Bunu yerine getirmeliydim. Gözlerimi açıp nerede olduğumu öğrenmek gerek ilk önce. En son hatırladığım kaptanın bağırmasıydı. Gözlerimi biraz açtığımda ayağımdaki kesiği gördüm. Omzum ise sargı bezleriyle sarılmış durumdaydı. Diğer kolumda ise serum vardı. Berbat bir durumdaydım. Hayatta kalmam mucize gibiydi. Etrafıma baktığımda kaptan bir sandalyede uyuyordu. Heralde bütün gece benim uyanmamı beklemişti ve sonra da uyuya kalmıştı. Gerçekten bu dünyada böyle insanlar var mıdır? Yoksa sadece gücümden yararlanmak için mi bana iyi davranıyorlar. Böyle olayların sahte ya da gerçek olduğunu anlayamıyordum. İki türlü de onlara güvenmiyordum. Ancak bu düşüncelerimden biraz da olsa kurtulmayı başarmıştım. Belki gerçekten hayatım iyileşiyordur ya da bu bana daha fazla zarar veriyordur. Şu anki halimi düşününce ikinci kısım bana daha yakın gibi duruyordu. Normalde kaptan binbaşı demeden zehrimi salardım. Onların hayatları benim için önemli olmazdı. Tüm isteğim sadece benim yaşamamdı daha önce. Şimdi değişen neydi onlara değer vermem mi ? Bunların cevabını bulmalıydım ama önce yataktan çıkmalıydım. Biraz daha etrafımı incelediğimde yatağımın baş ucunda duran bir zarf ve kılıç vardı. Bu babamın bana yaptığı kılıçtı. İyi ki onu orada bırakmamışlardı. Kaptana ya da binbaşına bunun için teşekkür etmeliydim. Kılcım kırık da olsa marinede onu tamir edebilecek kişiler olmalıydı hem. Ama zarf neydi acaba. Bana hiç mektup gelmezdi çünkü benim bir evim yoktu. Ama şu an bana gelen zarf belki de binbaşı gibi bu geminin benim evimin olduğunu gösteriyordu. Uzanmaya çalıştım ancak "Ahhhhhah" diye oldukça yüksek bir sesle bağırdım. Ağrılarım beni engelliyordu. Gerçekten berbat durumdaydım. Kim düşünürdü ki benim bu durumda olacağımı. Bazen ama bazen hayatımı değiştirmem için fedakarlıklar gerekiyordu.



-- Edited by MurdocK on Thursday 16th of August 2012 01:47:17 PM

__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 16, 2012
Permalink   
 

Out: Sorun değil istediğin zaman yazabilirsin :)

In: Belli bir süre durumumu öğrenmek için odaya birilerinin gelmesini bekledim. Ancak giden gelen yoktu. Karnım da acıkmıştı şimdi kalkıp da yemek de yiyemem ki tek çarem doktoru beklemek olacaktı. Bir kaç dakika geçtikten sonra doktor, kaptan ve binbaşı aynı anda girmişlerdi odaya. Bu şaşırtıcıydı ama hoşuma gitmişti. Doktor bir kaç kontrol yaptıktan sonra "Sana yaralarını zorlamamanı söylemiştim. Oldukça fazla kan kaybetmiş durumdasın ve birkaç gün dinlenmen ve iyi beslenmen gerekecek. Birkaç gün daha denizde olacağımız için dinlenecek fırsatın var. Tabi bir saldırıya uğramazsak." dedi. Biliyorum biliyorum dikkatli olmam lazımdı ama savaş sırasında bunlara pek de önem veremiyorum malesef. Orada onları yapmasaydım zaten şu an hayatta olamazdım. Şimdi saldırıya uğramazsak demişti ama gerçekten uğrayabilir miydik? Kim marine gemisine saldırmaya cesaret ederdi ki? En azından 2 gün boyunca saldırı olmasa yeterdi benim için. Kaptan ve doktor odadan çıkarken bir asker bana meyve tabağı getirmişti. Sadece meyveyle mi doyacaktım ben açım aç. Ama bunların gelmesi de iyi olmuştu hiç yoktan iyidir. Binbaşı ise diğerlerinin aksine odamda kalmıştı. Kaptanın oturduğu sandalyeye oturmuştu ve "Serumun söküldüğüne göre kendin yiyebilirsin. Eğer serumun sökülmemiş olsaydı ben yardımcı olurdum.'' dedi normal konuşmasından farklı olarak. Değer verilmek böyle bir duygu olsa gerek. Çok sıcaktı ve çok mutluluk vericiydi.  Elma dilimlerinden birini yedikten sonra "Efendim teşekkür ederim ancak ben iyiyim. Sizin veya kaptanın sayesinde bu arada kılıcımı aldığınız içinde teşekkür ederim benim için anlamı büyüktü" dedim minnettarlığımı göstererek. "Bu arada sizin bu kadar güçlü olduğunuzu görmek benim ne kadar geride kaldığımı gösterdi bana. Hemen iyileşip antremanlara başlayacağım ve sizi bir daha yüzüstü bırakmayacağım" dedim. Burada biraz kendimi acındırsamda söylediklerim doğruydu. Şu an tek başıma gezip dolaşsam yaralanmazdım bile belki güçlü rakipler çıkmıyordu karşıma o zamanlar. Ancak şimdi her girdiğim savaşta bir yara alıyordum. 2 savaşta da bayılmıştım dayanıklılığım çok azdı. Bu durumu tersine çevirme vakti geldi de geçiyordu.



-- Edited by MurdocK on Thursday 16th of August 2012 05:59:51 PM

__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Gm
Status: Offline
Posts: 118
Date: Aug 16, 2012
Permalink   
 

Bağırman kaptanı uyandırmak için yeterli oluyor. Kaptan uyandığında ise ''Öküz gibi böğürmeyi bırak. Burada uyumaya çalışıyor. Ayrıca sen bir yılansın tıslaman lazım.'' diyerek bir de espiri yapıyor ve ardından kahkahalara boğuluyor. Espirisi iğrenç olsa da samimi olduğuna dair hiçbir şüphe duymuyorsun. Oldukça içten ve sıcakkanlı. Ardından ise sehpadakilere uzanıyor ve ''Bu zarf senin için. Ayrıca kılıcını yenide dövdürdüm. Tabi bazı eklemeler yaptım. Omzundaki yaradan çok ayağında kesiği düşünmelisin. Zehirli bir kılıç tarafından kesilmiş. Doktor öyle söyledi. Ancak vücudun sürekli zehir ürettiği için şanslımıymışın neymişsin öyle bir şey işte. Ben o zehri yemiş olsaymışım oracıkta ölürmüşüm.'' diyor seni umursamaz gibi yaparak ancak umursadığı gözlerinden okunuyor. Kılıcına baktığında ise üstündeki yazı dikkatini çekiyor;

 

正義(Adalet)(Parantez içi yok. Anlamını da vermek istedim.)

Ardından ise kılıcı tekrar yerine koyarak zarfı eline alıyor ve içini açıyor kaptan. İçinden bir miktar para çıkarıyor. ''Tamı tamına 100 000 beli. Gittiğimiz yerde alışveriş yapmak istersin diye düşündüm. Fazla olmasa da birkaç parça eşya alabilirsin.'' diyor ve oturduğu yerden kalkıyor. ''Doktora uyandığını haber vereyim.'' diyor ve odadan çıkıyor.





__________________
Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 16, 2012
Permalink   
 

Bağırmam yüzünden kaptan uyanmıştı her ne kadar onu uyandırmak istemesem de. Fakat şu an düşündüğümden tamamen farklı biri gibi davranıyordu. Yani ilk gördüğümden tamamen farklıydı. Düşüncesi adamını kaybetmek mi yoksa elindeki güçlerin biraz daha azalması mıydı anlayamıyordum. Onlar için ben ne ifade ediyordum ki ? Ancak ifade ettiğim şeyin değeri yüksek olmalı ki bana 100 000 beli ve babamın yaptığı kılıcı tekrar onarmıştı. Ve üzerinde 正義 yazıyordu. Yİne adalet, bu denizciler buna çok önem veriyordu. Fakat benim şu ana kadar tek anladığım anlayış vardı hayatta kalmak. Onların ki neydi ki? Masum insanları korumak mı? Ben onları öldürsem içim sızlamazdı. Bir eksiklik bile hissetmezdim. Peki onlar nasıl bu duyguları besliyorlar? Böyle duyguları öğrenmek bazen hayatta kalmamdan bile daha önemli geliyordu bana. Bunlar benim için yaşama sevinci gibiydi. "Doktora uyandığını haber vereyim." dedi kaptan ve odadan ayrıldı. Dediğine göre lanetim sayesinde ayakta kalmıştım. Belki de o aslında beni arkadaş olarak görüyordu benim onu gördüğüm aksine. Artık onu kullanmaktan korkmayacağım. Binbaşı ve kaptan beni o halde dövüşürken gördükleri halde endişelenmişti. O zaman artık sorunumun o değil ben olduğumu biliyordum. Şimdi ise sağlık durumumu öğrenmem gerekiyordu. Doktoru beklemeye başladım o güzel ağrılarımla beraber.



__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Gm
Status: Offline
Posts: 118
Date: Aug 17, 2012
Permalink   
 

Bir süre odana kimse gelmese de doktor, kaptan ve binbaşı aynı anda içeriye giriyor. Doktor yanına yaklaşıp gözlerini kontrol ettikten sonra birkaç rutin kontrolü yapıyor ve ''Sana yaralarını zorlamamanı söylemiştim. Oldukça fazla kan kaybetmiş durumdasın ve birkaç gün dinlenmen ve iyi beslenmen gerekecek. Birkaç gün daha denizde olacağımız için dinlenecek fırsatın var. Tabi bir saldırıya uğramazsak. '' diyor ve serumunu söküyor. Ardından ise bir tane er içeriye girerek sana birkaç meyve getiriyor. Hepside dilimlenmiş ve yemen için hazır. Üç dilim elma, iki dilim armut, tüm bir mandalina ve birkaç tane erik görebiliyorsun. Kaptan ve doktor odadan çıkıyorlar ancak binbaşı az önce kaptanın kalktığı sandalyeye oturuyor. Ardından ''Serumun söküldüğüne göre kendin yiyebilirsin. Eğer serumun sökülmemiş olsaydı ben yardımcı olurdum.'' diyor normal konuşmasından farklı olarak.

 

OUT: Bayram ziyaretleri için şehir dışına çıkacağım. Aktif olmaya çalışsam bunun için söz veremem. Konuna yeni başladık. Bitirip gitmeyi isterdim ancak mümkün görünmüyor. 



__________________
Gm
Status: Offline
Posts: 118
Date: Aug 17, 2012
Permalink   
 

Binbaşı sözlerini gülerek dinliyor. Ardından ise ''Gemiye gereğinden fazla erzak depolamış durumdayız. İstediğin kadar yiyebilirsin. Aadamların tüm erzağını gemimize yüklemekle kalmadık ayrıca ihtiyarın parasını kurtardığımız için ondan da erzak aldık...'' diyor ve sözleri büyük bir sarsıntıyla kesiliyor. Ne olup bittiğini merak etmeye başlıyorsun ve bu sasıntıdan sonra binbaşının odadan çıkmak için fırladığını görebiliyorsun. Kalkacak durumda değilsin.Her ne kadar yaraların ağrı yapmasa da kalkmaman gerektiğini biliyorsun.

 

OUT: Karnın tok. Serum adamı tok tutar. Kendimden biliyorum. Aç karnına serum yemiştim sonra doymuştum biggrin



__________________
Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 17, 2012
Permalink   
 

Out : Bildiğim iyi oldu ama editlemeyeyim şimdi ?
In :
Binbaşı sözlerime o sevdiğim gülümsemesiyle dinlemişti. Ardından o gülümsemesini bozmadan "Gemiye gereğinden fazla erzak depolamış durumdayız. İstediğin kadar yiyebilirsin. Aadamların tüm erzağını gemimize yüklemekle kalmadık ayrıca ihtiyarın parasını kurtardığımız için ondan da erzak aldık..."Hass...  ne oluyor lan yoksa doktor şom ağzını açtı da gemimize biri mi saldırdı. Lanet olsun kim saldırır lan gemiye. Belki de hiçbir şey olmamıştır. Ama binbaşı direk sözlerini yarıda kesip odadan hışımla çıktı. Ne oluyor ah lanet olsun kalkmamalıyım zaten deniz savaşı olursa hiç bir işe yaramazdım. Hatta diğerlerine ayak bağı olurdum. Burada yatıp iyileşmem gerekiyordu eğer bir sorun olursa da bibnbaşı gelip beni haberdar ederdi olmadı asker gönderirdi. Kafamı yatıp dinlenmeye baktım her ne kadar sarsıntı olsa da ancak içimde bir rahatlama olmuştu ilk görevimi başarılıyla yerime getirdiğim için. Biri bana gelip haberdar edene kadar kalkmayacaktım yatağımdan. 



__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 18, 2012
Permalink   
 

Biraz beklememin sonucunda binbaşı gelmişti. Bakın size söylemiştim değil mi rahat olun az sonuçta bu normal marine gemilerinden bile büyük. Korsanlar saldırmak istemezler neyse büyük konuşmayalım. Binbaşı hiçbir şey söylemeden sandalyeye oturmuştu. Hey hey tamam anladım böyle gizemli olunca daha seksi oluyorsun ama anlat bakalım dedim içimden. O da sanki beni duymuş gibi "'Gözcünün dikkatsizliği yüzünden küçük bir sandala çarpmışız. Önemli bir hasar yok gibi." dedi. Oh gözcü dışında bir sorunun olmadığına sevinmiştim. Peki bu sevinmem kendim ölmeyeceğim için mi yoksa binbaşı ve askerlerinin ölmeyeceği için miydi? Bu soruların cevaplarını almayı o kadar çok istiyordum ki belki de bu yüzden yaşamışımdır. "Yarın öğle vakitlerine doğru hedefimize ulaşmış oluruz. Yaklaşık iki gündür uyuyorsun sonuçta. Zaman kısa gelebilir." demişti hemen ardından binbaşı. Ne 2 gündür uyuyor muydum? Fakat iyileşmem kaç gün uyumamdan daha önemliydi. Peki gideceğimiz ada neresiydi? "Efendim, şimdiki rotamız neresi?" diye sordum. Bu soruyu o kadar çok merak etmesem de binbaşı ile benim böyle garip sessizlik içerisinde oturmamızı istemiyordum. 



-- Edited by MurdocK on Saturday 18th of August 2012 04:38:38 PM

__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Gm
Status: Offline
Posts: 118
Date: Aug 18, 2012
Permalink   
 

OUT: Gerek yok. Bayramın kutlu olsun şimdiden. Gecikmeler için tekrar özür dilerim.

IN:

Odana ne gelen ne giden var. Dışarıdan ise hiçbir ses gelmemekte, ne olup bittiğini iyice merak etmeye başlıyorsun.



__________________
Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 18, 2012
Permalink   
 

OUT : Seninde bayramın şimdiden kutlu olsun. Bayram vakti sonuçta gecikmen önemli değil.

IN:

Meyvelerimden bir kaç tane alarak yemeye devam ettim. Yerken de lanetimi düşünmeye başladım. Böyle küçük bir meyveden nasıl böyle güçler çıkabilirdi ki? Lan dışarıdaki sesler kesildi ancak kimse odama gelip bana haber vermedi. Sarsıntılarda kesilmiş gibi duruyordu acaba dışarı çıkıp ne olduğunu öğrensem mi? Fakat bu yataktan kalkmamam gerekiyor. Tamam dışarıda olan olayları merak edebilirim ama yaşamam hepsinden önemli. Hem daha yaralarım iyileşmeden savaştığım için neredeyse ölüyordum. Bu hatayı bir kez daha yapmak istemem. Eğer zaten dışarıdaki olaylar gerçekten kötüyse ve bana ihtiyaçları varsa çağırırlardı. Peki ya çağıramayacak durumdalarsa? Ya bayıltıcı gaz kullanıp herkesi bayılttılarsa? Zaten dışarıdan ses de gelmiyor. Yok yok iyi düşünmeliyim bir şey olmamıştır. Birazdan gelir binbaşı ya da asker gönderir. Tabağımdaki son meyveyi de ağzıma atıp beklemeye başladım.



__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Gm
Status: Offline
Posts: 118
Date: Aug 18, 2012
Permalink   
 

Binbaşı tekrar odana giriyor ve sana açıklama yapmadan önce sandalyeye oturuyor. ''Gözcünün dikkatsizliği yüzünden küçük bir sandala çarpmışız. Öenmli bir hasar yok gibi.'' diyor. Hiçbir sorunun olmaması seni mutlu ediyor ve ardından ''Yarın öğle vakitlerine doğru hedefimize ulaşmış oluruz. Yaklaşık iki gündür uyuyorsun sonuçta. Zaman kısa gelebilir.''.



__________________
Gm
Status: Offline
Posts: 330
Date: Aug 25, 2012
Permalink   
 

Binbaşı sorunu biraz düşündükten sonra cevaplıyor ''Şimdiki rotamız şuan için belli değil yakında bir görev gelir ve tekrar denizlere açılırız'' dedikten sonra odadan hızlıca çıkıyor ve odanda tek başına kalıyorsun 2 günlük uykudan sonra uykun da yoktu bütün bir gün vardı karşında yapacak pek bir şeyinde yoktu en iyisi dolaşmaktı ama bacakların ayağa kalkmayı denediğinde hafif bir ağrıyla sızlıyordu yinede yürüyecek gücün vardı...

Rp out:Luffy gm girmediği için yazdım sorun olacaksa yazmam... 



__________________

Kötülere karşı acıma duygusu beslemem.Ancak aile farklı birşey.

Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 25, 2012
Permalink   
 

Rp out: Size yük olmayacaksa sorun değil.

Rp ın: Binbaşı soruma cevap verdikten sonra çıkmıştı hemen odadan. Daha soracağım birkaç soru daha varken. Şimdi ise her zamanki gibi yapayalnızım. Ancak diğer zamanlardan farklı olarak bitkin bir halde. Ne yapsam bilmiyordum bildiğim tek şey ise uykumun olmadığı idi. En iyisi gemide biraz daha dolaşmak olacaktı hem belki binbaşını bulabilir yada kaptan veya doktorla küçük bir sohbet yapabilirdim. Yok artık ben gerçekten birileri ile sohbet mi yapmak istiyordum yoksa bu bana verdikleri ilacın etkisi miydi? Bana neler oluyor bu marine gerçekten beni değiştiriyor mu? Gerçekten buraya katılma amacımı yerine getiriyor mu? Bunu sağlayan marine mi yoksa benim istediklerimin mi değişmesi? Her gün oluşan bu sorular sağlıyordu benim yaşamımı. Onların cevabını bulmak için katlanıyordum bu sefil yaşama.

Ayağa kalkmaya çalışırken ayağımı 2 gündür kullanmamanın etkisiyle oluşan bir ağrı sardı. Ancak bu yürümeme engel olamazdı. İlk gitmek istediğim yer geçen sefer ki gibi güverte idi. Orada birileri ile karşılaşma olasılığım çok fazlaydı. 



__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Gm
Status: Offline
Posts: 330
Date: Aug 25, 2012
Permalink   
 
Güverteye çıktığında çok yakınlarda bir ada görüyorsun ve binbaşı askerlere adaya doğru gitmelerini söylüyor adaya gidiyordunuz sonunda denizden farklı bir yere gideceksiniz ve adadaki kiraz ağaçları çok ilgini çekiyor normalde pembe ve çok güzel olan ağaçlar şuan gökkuşağı renginde sanki hipnotize ediyor seni o müthiş ağaçlar olduğun yerde kalıyorsun kafanı tam çevirecekken tekrar bakmak istiyorsun ama binbaşıylada konuşma isteği besliyorsun...

__________________

Kötülere karşı acıma duygusu beslemem.Ancak aile farklı birşey.

Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 25, 2012
Permalink   
 

Güverteye çıktığımda yakınlarımızda bir ada vardı. Uyandıktan sonra bir adaya çıkmak bu denizden kurtulmak iyi gelirdi bana. Ancak daha yaralarım iyileşmeden yeni bir görev olmamalıydı benim için. Binbaşı ise askerlere adaya doğru gitmelerini emretmişti. Kısa sürede adaya varmıştık bile. Sonunda o mavilikten uzaklaşıp bu adadaki pembe kiraz ağaçlarına kavuşmuştum. Beni öldürmek isteyen o sudan gözümü güzelliği ile kamaştıran gökkuşağı renginde sanki beni hipnotize eden müthiş ağaçlara gelmiştim. Tekrar tekrar ve yine tekrar bakıyordum güzelliğine. Ancak binbaşına sormam gereken bir şey vardı bu adayla ilgili. Yanına gidip "Efendim bu adada ne yapacağız?" diye sordum görevin olmamasını isteyen gözlerle. Bütün günümü kendime ayırıp artık şu marine topluluğundan ayrılmak, biraz kendi başıma kalıp olanları değerlendirmek istiyordum. 



__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Gm
Status: Offline
Posts: 330
Date: Aug 27, 2012
Permalink   
 

Hayvan dükkanına girdiğinde çeşitli hayvanlar görüyorsun ve sağ tarafa doğru uzun bir yer dükkan sahibi yaşlı ve kısa biriydi hemen sana selam verdi ve eliyle sana hayvanların olduğu tarafa doğru çekti ve arkasında bir perde vardı belliki seni oradan uzak tutmaya çalışıyordu bir sürü hayvan vardı ama dikkatini çeken sadece bir kaçıydı kendinde bir yılan olduğun için gözüne çarpanlar daha çok yılanlardı...

Spoiler



-- Edited by MonkeyDGarp on Monday 27th of August 2012 10:10:36 PM

__________________

Kötülere karşı acıma duygusu beslemem.Ancak aile farklı birşey.

Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 27, 2012
Permalink   
 

Hayvan dükkanına girdiğimde her tarafta çeşitli hayvanlar vardı. Dükkana girerken ki kararsızlığım şimdi daha da artmıştı lanet olsun. Dükkan sahibi de yaşlı ve kısa biriydi beni görünce bana selam vererek hayvanların olduğu tarafı gösterdi. Arkasında ise bir perde vardı. Beni perdeden uzaklaştırarak ilerlemeye başladı. O perdenin arkasında bir şey olduğunu tahmin etmemek aptallık olurdu. Nedense böyle konularda dayanamıyordum. Ancak şimdilik onun ardından biraz ilerlemiştim. Çok fazla hayvan olmasına rağmen nedense içgüdülerim sürüngenlere doğru gidiyordu. Bir kaç beğendiğim vardı aralarında onlarında. Kendime yılan almak istediğime karar verdim. Dükkan sahibine dönerek "Elinizde hangi tür yılanlar var gösterebilir misiniz? Ve onların da özelliklerini söyler misiniz? " dedim. Şu an dikkatimi çekenler çok kuyruklu yılan ile beyaz buz gibi olan kobraydı. Eğer başka türleri yoksa bunlar arasında seçim yapacaktım. Belki perdenin arkasındaki benim aradığım yılandır. Biraz o tarafa doğru yürümeye başladım bir yandan da dükkan sahibini dinlerken.



-- Edited by MurdocK on Monday 27th of August 2012 10:17:39 PM

__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Gm
Status: Offline
Posts: 330
Date: Aug 27, 2012
Permalink   
 

Binbaşı ''Biraz dinlenmenin kimseye zararı olmaz'' diyor ve geminin içine doğru ilerliyor sonunda bir adaya gelmiştin ama binbaşı herkese bir konuşma yapacağı için kimse karaya inemiyordu o sırada binbaşı konuşmasına başladı ''Bu adada bir görev gelene kadar dinleneceğiz ama herkes hergün saat 7 de burada olmalı çünkü aramızdan birini kaybaedemeyiz isteye bie otel de kalır isteyen gemide ama unutmayın saat 7 de burada olacaksınız'' diyor ve herkesi gemiden indiriyor sonunda karaya ayak bastın...



__________________

Kötülere karşı acıma duygusu beslemem.Ancak aile farklı birşey.

Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 27, 2012
Permalink   
 

Görev gelene kadar tatil olması çok iyiydi. En azından şimdi buradan uzaklaştıktan sonra bir daha saat 7 de geleceğim için en azından bir gün tatil yapmış olacaktım yine. Bu insanlardan uzaklaşmak için güzel fırsattı. Kalmak için ise yine gemide kalır ardından kalktığım gibi yine şehre geri dönebilirdim. Şimdi şehir tamamen insanlarla dolu olabilirdi fakat oradaki insanlarla hiç bir muhabbete girmek zorunda olmadığım için bu beni rahatlatıyordu. Aynı zamanda eski günlerimi yaşayacakmış gibi hissediyordum. Şehirde tek başıma yine birkaç günlüğüne gelmiş ve ardından buraya bir daha uğramamak üzere yola çıkacakmışım gibi. Eskiyi yaşamak her ne kadar ben şu an öyle yaşamamak için savaşsam da belki şu an ihtiyacım olandır.


İzin gelmişti bu gemiden artık kurtulabilirdim. Hemen odama koşup doktorun bana verdiği ilaçları aldım yanıma. Kılıcım yanımdaydı her zamanki gibi. Üzerinde ADALET yazan pelerini bu sefer burada bırakacaktım. Ben şu an marine subayı Yoochun değil, insanların korkup tiksindiği, yaratık olan Yoochun'dum. İhtiyacım olanları aldıktan sonra şehre doğru yola koyuldum



__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Gm
Status: Offline
Posts: 330
Date: Aug 28, 2012
Permalink   
 
Şehire girince kendini hemen bir pazarın içinde buluyorsun pazarda sağ tarafında sadece zırh yapan bir demirci sol tarafında sadece silah yapan bir demirci elbise satan dükkanlar her türlü şey burada satılıyor hatta bir hayvan dükkanı bile var bu açıklıyordu ki kimsenin kimseyle bir rekabeti yoktu çünkü hepsi farklı şeyler satıyordu bu çok dikkatini çekmişti...

__________________

Kötülere karşı acıma duygusu beslemem.Ancak aile farklı birşey.

Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 28, 2012
Permalink   
 
Şehre girdiğimde direk bir pazarla karşılaşmıştım. Bir tarafımda zırh yapan demirci diğer tarafımda silah yapan demirci ve onların biraz ilerisinde de hayvan dükkanı vardı. Bari gelmişken biraz alışveriş yapmanın zararı olmazdı. Zırh yapan demircide pek işimin olmadığını düşündüm. Her ne kadar girdiğim tüm savaşlarda yara alsam da bunu çevikliğim ile azaltıyordum. Silahım ise daha yeni tamir edilmişti. Buna da gerek yoktu. Eh bari biraz zaman geçirmek için şu hayvan dükkanına girsem iyi olur. Sonuçta hayvanları daha çok seviyordum şu insanlardan. Hileci, çıkarcı, rekabetçi, iki yüzlü insanlardan ise şu güzelim sevimli hayvanlar bana daha çekici geliyordu. Hayvan dükkanına doğru yürümeye başladım. Kendi kendime de o bana verilen para ile kendime evcil hayvan alabilirim diye düşünüyordum. Fakat hangi hayvanı alacağımda kararsızdım dükkana girene kadar. Girdiğimde etrafı incelemeye başladım.

__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Gm
Status: Offline
Posts: 330
Date: Aug 30, 2012
Permalink   
 
Dükaan sahibi sana bütün yılanların özelliklerini anlatırken öyle bir anlatıyordu ki kendinden geçiyor o sırada çaktırmadan perdenin arkasına bakıyorsun senden biraz daha büyük bir yılan öylece yatıyor dikkatlice baktığında ise kanatları bu seni çok heyeceanlandırmıştı ki arkadan yaşlı adam bağırdı ''Hey bayım o satılık değil'' ....


__________________

Kötülere karşı acıma duygusu beslemem.Ancak aile farklı birşey.

Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 30, 2012
Permalink   
 

Dükkan sahibi bana yılanları gösterip özelliklerini söylüyordu. Bir kaçı da hoşuma gitmişti bunlardan alabilirim diye düşünüyordum. Adam ise anlatma işine o kadar kendini vermişti ki ben de fırsat bu fırsat diye yavaşça yaklaştığım perdenin arkasına baktım. Hayatımda gördüğüm en güzel hayvan karşımda duruyordu. Benden biraz daha büyük ve kanatları olan mükemmel bir yılandı. Yere yatmış sanki uykusu gelmiş gibiydi. Bunu istiyordum evet bunu istiyordum. Bu benim olacaktı ne isterse yapabilirdim. Ancak piç dükkan sahibi bağırarak "'Hey bayım o satılık değil" dedi. Bu kadar güzel bir varlık nasıl satılık olmazdı ki? "Bayım bunu almak istiyorum. Fiyatı ne kadar?" diye sordum dediğini duymamış gibi yaparak. Eğer ısrar ederse satılık olmadığına ne isterse yapabilirim diyebilirdim. Bu sırada ben de yavaşça yılan doğru yaklaşıp sevmek istedim. Vücudum bir panzehir olduğu için yılan ısırsa bile zehri bana etki etmeyecekti. Belki bu dükkan sahibini şaşırtır ve bana satmasını sağlayabilirdi bu olay.



__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Sep 8, 2012
Permalink   
 

Yılan durmadan uçuyor ve gittikçe arayı açıyordu. Lanet olsun yakalayamam böyle giderse. Zaten yaralarım tam iyileşmemiş durumda. Şimdi pes mi etmeliyim yoksa hala kovalamacaya devam mı ? Sağ olsun beni irkiten top sesi cevabımı vermeme yardımcı olmuştu. Kovalamaya devam. Ancak bu top benim yılanıma zarar verecek gibi duruyor. Onu korumalıyım ama nasıl diye düşünürken yılan tam benim olduğunu kanıtlayan bir hareketle topu ortadan ikiye bölmüştü. İşte sana hayranlığım bir kez daha arttı böylece. Hele ondan sonra yaptığın hareket yani topu ateşleyeni öldürmen önünde saygı ile eğiliyorum dostum. Tamam biri ölmüştü ama sen kaşındın adamım benim sorunum değil. Bu arada iyi ki marine pelerini giymemişim. Yoksa yılan yüzünden ölecek insanlar sanki adaleti sağlamış gibi olacaktı. Hala koşmaya devam hatta daha hızlı olduğum için yarı formuma geçerek sürünmeye devam edeceğim. Hatta yeni zehrimi de deneme fırsatı bulacağım bu yüzden onu durdurmak için zehirimi saldım.



-- Edited by MonkeyDGarp on Saturday 8th of September 2012 09:26:38 PM

__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Gm
Status: Offline
Posts: 330
Date: Sep 9, 2012
Permalink   
 

Yılana yaklaştığında yılan biraz geri çekilerek kuyruğuyla eline vuruyor öyle inanılmaz bir acı hissediyorsun ki elini tamamen kesseler bu kadar acımaz yılan senden biraz daha büyük ama aşırı derecede ilgini çekiyor bu yılan ve adam arkadan korkarak izlerken yılan kafesinin kapısını kuyruğuyla kırıyor ve kanatlarını çıkararak oradan kaçıyor adamda sana sesleniyor ''Hey bu o yılanın sahibini seçme şekli eğer onu yakalrsan o senin emrin altına girer ama onu başkası yakalarsa onu hemen öldürür onu hemen yakalamalısın'' diyor ve dükkandan dışarı baktığında yıolanın uçtuğunu görüyorsun...

 

Spoiler



__________________

Kötülere karşı acıma duygusu beslemem.Ancak aile farklı birşey.

Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Sep 9, 2012
Permalink   
 

Yılan beni büyülemiş gibi kendine çekiyordu. Elimi uzatıp sahibine hava atmak isterken yılan geri çekilip kuyruğu ile parmağıma vurmuştu. Ahhh pislik yılan parmağımı kırmış gibi acıtmıştı canımı. Benden biraz daha büyük olması sadece görünüşte değil gücüyle de belli ediyordu. Her ne kadar parmağımı kırsa da onu evcil hayvanım yapmaya kararlıydım. Ben biraz daha yanına yaklaşmaya çalışırken yılan kafesini kuyruğu ile kırıp uçmaya başladı. Bu beni daha da heyecanlandırmıştı. İçim içime sığmıyordu evet bu yılan benim olmalıydı kesinlikle benim olmalıydı. Sahibi ise "Hey bu o yılanın sahibini seçme şekli eğer onu yakalrsan o senin emrin altına girer ama onu başkası yakalarsa onu hemen öldürür onu hemen yakalamalısın" demişti. Yani bu yılanı yakalarsam benim olacaktı ha. "Bunu daha önce söylesene be adam" dedim dışarıya doğru koşarak. Yılan nereye gidiyorsa bende onun ardından koşuyordum. Var gücümle koşacaktım çünkü onu gözden kaçırmamalıydım. Onu binaların olmadığı bir yere kadar kovalamam gerekiyor daha sonra ise onu meyve gücüm ile yakalayabilirdim.



__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Gm
Status: Offline
Posts: 330
Date: Sep 9, 2012
Permalink   
 
Yılan durmadan uçuyordu hatta senin koşmandan daha hızlıydı onu takip etmekte tam zorlanıyordun ki bir top sesiyle irkildin top havada uçan yılana doğru gidiyordu yılana bir şey olacak diye korkuyordun ki yılan yine kuyruğunu kullandı ve top mermisini ortadan ikiye böldü bu seni daha çok şaşırtama başlıyordu ki yılan topun geldiği yöne gitti ve topu ona ateşleyen adamı tek bir ısırkla ozundan midesine kadar ısrdı ve o lokmayı bir güzel yedi adam oracıkta ölüverdi ve yaşlı adamın söz ettiği şey buydu galiba....

__________________

Kötülere karşı acıma duygusu beslemem.Ancak aile farklı birşey.

Gm
Status: Offline
Posts: 330
Date: Sep 9, 2012
Permalink   
 

Zehirini salmıştın fakat etrafındaki insanları düşünmemiştin onların içinde herşey ters dönmüştü ve o sırada yılan dengesini kaybedip yere yakılıyor (tavanda olabilir :D) yılanı busayede yakalıyorsun ve o seni sahibi olarak kabulleniyor elini hareket ettirdiğin şekilde hareket ediyordu bu onun güvenini kazanmışsın gibi görünüyor ve normal halinde döndüğünde şuna benzer bir poz veriyorsunuz ve insanlar sana korku içinde bakıyor...

Spoiler



__________________

Kötülere karşı acıma duygusu beslemem.Ancak aile farklı birşey.

Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Sep 9, 2012
Permalink   
 

Zehrimi salıp yılanın kafasını karıştırmıştım. Bu da onun yere düşmesini ve benim onu rahatça yakalamamı sağlamıştı. İlk defa yeni zehrimi denemiştim ve bu başarılı olmuştu. Tabi diğer insanlara da gelmişti gaz olarak ama siktir et birazdan geçer. Yani sonuçta ben istediğimi elde etmiştim. Baksana yılan beni sahibi olarak kabul etmişti bile. Elim nereye gidiyorsa o da tarafa doğru hareket ediyordu. Artık o da bana güvenmeye başlamıştı. Onu yakaladığım için mutlu olmalıydı. Normal haline dönüp boynuma dolandıktan sonra bir elimle onu severek "Beraber iyi ikili olacağız Nagini. Evet bundan sonra senin ismini Nagini olacak. Beni seçmekle en iyisini yaptın. Ama ilk önce senin gerçekten sahibin olmalıyım" dedim. Daha sonra dükkana geri dönerek Nagini'nin parasını ve özelliklerini öğrenecektim. Yani bu yaptığı dönüşüm ve bir ısırıkla adamı öldürmesi yada zehri falan bu özelliklerini bilmeliydim. Yolda giderken herkes yine bana eskisi gibi bakmaya başlamıştı. Alışık olduğum için onları görmezden gelerek dükkana doğru yürümeye başladım. Zaten yılan halimi görüp de böyle bakmayan zaten bir binbaşı vardı.



__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Yardımcı GM
Status: Offline
Posts: 57
Date: Jan 14, 2013
Permalink   
 
Nagini ile birlikte hayvan dükkanına dönüp satıcıya hayvanın özelliklerini soruyorsun. Hayvanın türünün Coluber Ravergieri Menetries olduğunu ama neden kanatlarının oldunu bilinmediğini öğreniyorsun. Satıcı onun bir şeytan meyvesi yediğini düşünüyormuş ama başka dönüşümünün olup olmadığını bilmediğini söylüyor. Yılanın kuyruğunda normal bir insanın tek dokunuşta dokunduğu yerin derisini yok edecek bir zehir var. Dişleride Yılan dişleri gibi gözükmüyor.
Günün geri kalanında pek birşey oluyor nagini ile birbirinizi tanımaya çalışıyorsunuz. Yarın saat 7'de gemide olman lazım.

2 karakter 2 yetenek statı kazandın

yeni konunu açabilirsin

__________________
 
Page 1 of 1  sorted by
Quick Reply

Please log in to post quick replies.



Create your own FREE Forum
Report Abuse
Powered by ActiveBoard