One Piece Rpg

Members Login
Username 
 
Password 
    Remember Me  
 

Topic: Şölenin Devamı..

Post Info
Veteran Member
Status: Offline
Posts: 39
Date: Aug 30, 2012
Şölenin Devamı..
Permalink   
 

Binbaşını acı içinde öldürmek için onu tekmeliyordum bu sırada adam acı içinde bayılmıştı ancak ben tekmelemeye devam ediyordum. Yavaş yavaş birini öldürmek inanılmaz güzel bir şeydi. Ancak bu sırada bir anda mermi sesleri ve top sesleri duymuştum. Bu saldırınnı nerden geldiğini görmek için etrafıma buraya ilk geldiğimizde gördüğüm o deniz aracından geldiğini farkettim lanet olası denizciler iyi bir strateji geliştirmişler burada bizi kapana kıstırdılar. Bu kargaşa içerisinde yanımda birden Rahip Bade'i görmüştüm ve Rahip Bade elindeki silah ile Binbaşını öldürdükten sonra geldiğimiz kiliseye doğru koşmaya başlamıştı bende onun peşinden kiliseye doğru gitmiştim.

Kilisede yanlızca ben, Rahip Bade ve bir kaç papaz vardı. Peki bundan sonra ne yapıcaktık bu dakikadan sonra bu köyü geri kazanmak için tekrar savaşmak çok anlamsız olurdu denizciler buranın kontrolünü ele almışlardı artık bu durum için Rahip Bade'in bir planı vardır muhtemelen. Bu sırada etrafa bakınmaya devam ederken Gale Must'ın burda olmadığını fark etmiştim ve  Rahip Bade'e dönüp "Gale Must'ı burada göremiyorum en son ona onun kılıç saldırısını görmüştüm bir diğer binbaşı ile dövüşüyordu yüksek ihtimalle yaşıyordur onun için bir şeyler yapabilir miyiz ve planımız ne şimdi ne yapıcağız ?"



__________________

bxwyy.png

Spoiler

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 31, 2012
Permalink   
 
Bir kaç rahip at arabaları getiriyor. Rahip Bade kılıcıyla atların bağlarını kesip bir tanesine biniyor. "Ata bin Şehre döneceğiz kaptanla buluşup plan kurmalıyız." Önünde sadece rahiplere yetecek kadar at vardı. Anlaşılan geri kalan herkesi feda edecektiniz. Bu sırada yanından hızla sıyrılan Henny de bir ata binip "Gale Mast için yapacak bir şey kalmadı. Şehirdeki ana kiliseyi korumalıyız. sende ata biniyorsun ve 7-8 kişi hızla şehre doğru at koşturmaya başlıyorsunuz. Hala denizci gemisinde top atışları sürüyor. Bir süre sonra sizi ana hedefleri haline getiriyorlar. Henny ve Frank gelen top mermilerini havada iken soyutlaştırıyorlar. Sen ise önce kendi bedenini soyutlaştırıyor bir süre sonra da tekniği kavrayarak topları soyutlaştırmaya başlıyorsun. Top yağmurundan ormana girerek kurtuluyorsunuz. Bir süre daha ilerleyip duruyorsunuz. Ne yapacağınıza karar verme zamanı gelmişti.

__________________
Veteran Member
Status: Offline
Posts: 39
Date: Aug 31, 2012
Permalink   
 

Bir kaç rahip at arabalarını getirmişti ve Rahip Bade kılıcı ile atların bağlarını kesip bir tanesinei binmişti ve bana "Ata bin Şehre döneceğiz kaptanla buluşup plan kurmalıyız" demişti. Sanırım diğer rahiplere yeticek kadar at vardı geri kalan herkes burada kalıcaktı yaşayan kaç tane korsan varsa hepsi öldürülcek veya yakalanacaktı. Bu sırada yanımdan hızla sıyrılan Henny de bir ata binip ""Gale Mast için yapacak bir şey kalmadı. Şehirdeki ana kiliseyi korumalıyız." demişti. Gale Must'ı hiç görmemiştim ama o yaptığı saldırıdan güclü biri olduğunu tahmin ediyordum. Binbaşı ile dövüşüp yenilmiş olsa bile Binbaşnı da fena halde yaralanmıştır. Gale Must için yapılıcak bir şey kalmadığına göre burda daha fazla kalmamız anlamsız olacaktı bende ata binmiştim ve 7-8 kişi şehre doğru at koşturmaya başladık bu sırada halen denizcilerin top atışları sürüyordu. Rahip Bade ve Henny gelen topları soyutlaştırıp toplardan sıyrılıyorlardı ben ise bir süre vucudumu soyutlaştırıp toplardan sıyrılmaya çalışmıştım ancak daha sonra Henny ve Rahip Bade'in bu tekniği nasıl yaptığını cözmüştüm ve bende gelen topları soyutlaştırıp saldırılardan sıyrılıyordum. Top yağmurlarından ormana girip kurtulmuştuk bir plan yapmamız gerekiyordu.




Askeri durumuzu bilmiyordum aceba şehirde kaç korsan veya rahip vardı. Denizciler şuanki savaşta bizden fazla kayıp verdiler gibime geliyor ancak bu savaşın kilit noktası şu gemi oldu.İlk olarak "Henny yaran ne durumda ?" dedikten sonra "Şu gemi gerçekten başımıza bela açabilir. Savaşı üstün götürdüğümüz sırada ortaya çıkıp adeta bizi bozguna uğrattılar. Gemi için bir şeyler yapmalıyız. Açıkcası aklıma gelen ilk şey geminin içine sızıp kontrolü ele almak. Beni tanıyıcaklarını sanmıyorum bu iş için uygun olabilirim ayrıca Henny veya diğer rahiplerden biri veya birkaçı da benimle gelirse oradaki kontrolü rahatlıkla ele geçirebiliriz. İçeride fazla denizci olduğunu sanmıyorum. İçeri girmek için rüzgardan faydalanabiliriz etrafta bir sürü ölü denizci askeri var onların kıyafetlerini almakta zor olmuycaktır veya içeri girdiğimizde birinin kıyafetini alabiliriz"





__________________

bxwyy.png

Spoiler

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Jan 13, 2013
Permalink   
 

Rahip Bade "Saçmalama o gemiye yaklaşamazsın bile" Diye tersleyerek geri çeviriyor teklifini. Bir müddet at sürdükten sonra bir yol ayrımında Bade atını durduruyor. Bir süre öylece durup düşünüyor sonra cübbesinin içinden bir parşömen çıkarıyor. İçindeki küçük iki pagan yıldızını sana ve Henny'e veriyor.

 

Spoiler

"Burada ayrılsak daha iyi olacak Joan ile görüşmem gerekiyor. Daha sonra buradan sizi ve diğer tüm rahipleri aldırırım, Sizi karşılayacak olan adamlara bu rozetleri gösterin. Tanrının ruhu üzerinizde uçsun !" Bade atını sol tarafa sürüp kayboluyor ve o birilerini gönderene kadar buralarda hayatta kalmanız gerekiyor. Ormanlık bir alanın ortasındasınız. Geldiğiniz yönden hala denizci çığlıkları geliyor. yol ayrımından sonra yol ikiye ayrılıyor biri badenin gittiği şehre uzanan diğeri ise ormanın içinde kayboluyor...



-- Edited by Rayleigh on Sunday 13th of January 2013 07:49:25 PM

__________________
Veteran Member
Status: Offline
Posts: 39
Date: Jan 14, 2013
Permalink   
 

Rahip Bade "Saçmalama o gemiye yaklaşamazsın bile" diyerekten beni terslemişti. Bir süre düşünen Rahip Bade ardından çübesinin cebinden bir parşoment çıkardı ve içerisinden iki adet pagan yıldızını Henny ve bana verdi. Ardından "Burada ayrılsak daha iyi olacak Joan ile görüşmem gerekiyor. Daha sonra buradan sizi ve diğer tüm rahipleri aldırırım, Sizi karşılayacak olan adamlara bu rozetleri gösterin. Tanrının ruhu üzerinizde uçsun !" dedi ve atını sol tarafa doğru sürerek gözlerimizin önünden kayıp oldu. Sanırım olayların ciddiyetini Rahip Bade'in sözleri ile idrak etmeye başlamıştım. Henny en son ciddi sayılabilecek bir yara almıştı. Ona tekrardan yarasının durumunu sormalıydım ayrıca bu şehir ile ilgili hiç bir bilgim yoktu. Önümüzde iki yol vardı. Biri Rahip Bade'in gittiği yön yani şehire giden yol. Diğeri ise ormanın derinliklerine giden bir yol. Rahip Bade'in arkasından gitmemiz gerekiyor. Buralarda bir yerde yardımın gelmesini beklemeliydik. Henny bir süredir burada rahip olarak çalışıyor. Şehir ile ilgili bilgilidir. Sanırım böyle bir durumda onun sözlerini dinlemek iyi olacaktır. Henny'ye dönerek "Burada bir süredir çalışıyorsunz. Şehir ile ilgili bilgin vardır. Şuanda ne yapmamız gerektiği hakkında hiç bir fikrim yok. Öncelikle aldığın yaranın durumunu merak ediyorum. Eğer denizcilerle karşılaşacaksak savaşabilecek bir durumda mısın?. Ayrıca bir yerde pusuya yatmalıyız yada saklanmalıyız diye düşünüyorum ancak şehir hakkında bir bir bilgim yok. Bu konuda tamamen sana kalmış durumdayız dostum" diyecektim.



__________________

bxwyy.png

Spoiler

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Jan 17, 2013
Permalink   
 

Rahip Henny sakin bir şekilde atından iniyor, atını bir ağaca bağlıyor ve kendisi de ağacın dibine oturuyor... Bir süre sakince hiç bir şey demeden bekliyor, kendi kendine bir tür ayin gerçekleştiriyor. Sonra cübbesinin içinden bir tütsü çıkarıyor. Tütsüye üflediğinde tütsü yanmaya başlıyor. Ardından tütsüyü toprağa dikiyor ve arkasına yaslanıyor. "Biraz sakinleş herhangi bir şey yapmamız gerekmiyor. Sadece birileri bizi alana kadar burada bekleyip gelenleri öldüreceğiz. Ve benim gibi biri için yaralar sorun değil. Onları hissetmiyorum."



__________________
Member
Status: Offline
Posts: 7
Date: Jan 17, 2013
Permalink   
 
Blıp, blıp, blıp. Blıp, blıp, blıp. Lanet Den Den mushi. Gecenin bir yarısı kim olabilir. Rahip Bade Bermuda pisliğini almamı istiyor. O çömezle ne işim var benim. Neyse emir büyük yerden gideyimde alayım. Kılıcımı, gösterişli şapkamı aldım. Çıkma zamanı. En son ormandaki gizli yere gitmişler. Shisai kempoyla mu arasam acaba. Neyse ya yürüyerek gideyim. Belki bir kaç marine askeri görürüm. O yavşaklar bana savaşı da haber vermemişler. Yeni icadımdan kullanmanıza bile izin vermiycem. Aletlerimi de yanıma alayım, sanırım buradan gemiye geçeceğiz. Gemiyle nerye gideriz bilemiyorum. Casus Den Den mushi'min bitmesine az kaldı. Kulağın içine gizlenenen nadir bir tür. Sinyal kapasitesi ise inanılmaz. Normal Den Den mushiler kadar olmasa da. Siyah Den Den mushilerden daha büyük bir alanı kaplıyor. Böylece kulağın içine yerleşen mushi görünmeden ses alıp iletebiliyor. Casus görevleri için mükemmel. Kih Kih. Dahiyim ben.

__________________
Veteran Member
Status: Offline
Posts: 39
Date: Jan 17, 2013
Permalink   
 

Kenny sorduğum sorulara cevap olarak "Biraz sakinleş herhangi bir şey yapmamız gerekmiyor. Sadece birileri bizi alana kadar burada bekleyip gelenleri öldüreceğiz. Ve benim gibi biri için yaralar sorun değil. Onları hissetmiyorum." demişti. Haklı idi aslında. Gereksiz yere panik olmuştum. Sakin olmalıydım. Ruhumu dinlendirmeliydim. Daha önce hiç savaş ortamında bulunmamamdan kaynaklanan bir sorundu bu. Ben de bir ağacın yanına oturacaktım. Kana bulanmış olan Ameno-sama'nın sembolü kullandığım küpeyi bir temizleyecektim. Daha sonrasında biraz dinlenecektim. Her ne kadar fazla aksiyona girmemiş olsamda bu savaşın sadece başlangıcıyıdı ve Şölen devam edecekti. Üstelik daha sert olarak. Denizci kuvvetleri burada ki savaşı kazanmışlardı. Bununda verdiği güvenle daha rahat ilerleyeceklerdi ve işte o zaman hepsini teker teker öldürecektim. Ağac sırtımı dayayıp bunları düşünüyordum ve ruhumu bunlar rahatlatıyordu. Ölümün kokusunu alabiliyordum. Daha fazla ölüm gelecetki. Ellerimin titrediğini hissediyordum. Birini buraya gelmesini ve onu öldürmeyi sanki dört gözle bekliyordum.



-- Edited by Bermuda von Veckenschtein on Thursday 17th of January 2013 11:57:03 AM

__________________

bxwyy.png

Spoiler

 

Veteran Member
Status: Offline
Posts: 39
Date: Jan 17, 2013
Permalink   
 

İlk rüzgar ile birlikte harekete geçmiştim. Karanlığında etkisi ile pek çok denizciyi tek seferde öldürmüştü. Onları tek hamlede öldürmek daha doğrusu bir anda hayret dolu bakışlar içerisindeyken bir insanı öldürmek beni en mutllu eden durumdu. Bu sırada Henny'nin etrafını yaktığı tütsüden dolayı dumanlar sarmaya başlamıştı ve birden "Shisai Kenpo: Seigi no kagayaki" diye fısıldadı daha önce böyle bir şey duymamıştım. ve bir anda o dumanlar alev almıştı ve puf bir patlama oldu. Tek seferde tüm denizcileri haklamıştı. Henny ile görüşmediğimiz zamanlarda kendini çok iyi geliştirmiş olmalı. Taktire şeyan bir teknikti bu. Devamında hayatta kalan tek kişi Asteğemen idi. Ancak yüzünde korku vardı. Bir anda gözlerinin önünde olup bitenler onu şaşkına cevirmiş olmalıydı. Henny onun üzerine sakin adımlarla ilerliyodu ancak Asteğemen hareket bile edemiyordu. Devamında elini kalbine soktu ve "Biraz daha sabır... Bütün endişelerin son bulacak." bir saniye içerisinde artık adamın kalbi Henny'nin elnideydi. Bu çöp parçaları yanlızca bir kaç saniye dayabilmişti. Herşey bir anda olup bitti. Ayrıca arkamızda biri daha vardı. Hatta bu kişiyi tanıyorum. "Çıkabilirsin korkak Ken" diyecektim.



-- Edited by Bermuda von Veckenschtein on Thursday 17th of January 2013 10:14:54 PM

__________________

bxwyy.png

Spoiler

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Jan 17, 2013
Permalink   
 
Ken sakin sakin ilerlerken az ileride bekleyen iki rahibi görüyor. İkisi de birer ağacın dibine oturmuş bir şeylerle ilgileniyorlar. Ve havada hafif bir tütsü kokusu var. Onlara yaklaştığı sırada denizciler etrafta belirmeye başlıyorlar. Anlaşılan savaş alanını tamamen kontrol altına almışlar ve çevreye yayılıyorlar. Bir kaç saniye içinde otuz kadar denizci askeri üç rahibin etrafını sarıyor. Bir asteğmen tarafından yönetilen denizci grubu üç kişilik korsan takımına saldırmak için silahlarını doğrultuyor.

__________________
Veteran Member
Status: Offline
Posts: 39
Date: Jan 17, 2013
Permalink   
 
Bir süre bekleyişin ardından bir hareketlenme hissetmiştim. Denizciler yaklaşık 30 kişilik bir ekip ile bizim etrafımızı sarmıştı. Onlar için ölüm kaçınılmazdı. Olabilecek en tehlikeli ruh halininin içerisindeydim. Kenny'ye denizcilere doğru saldıracağıma dair haber vermek için ona seslenecektim ve daha sonrasına elimde ki kılıç ile (daha önce ki bölümlerde kılıç aldığımı söylemiştim yerden) onlardan bir kısımını öldürecektim. Shisai Kenpo : Shizen tekniğini kullanacaktım. İşime yarayacak ile rüzgar ile birlikte bir kaç denizci erini öldürecektim. Üstelik gecenin karanlığıda bu teknik için çok önemli bi faktör olacaktı. Normal şartlarda görünmesi güç olan bu teknik karanlık ile birlikte fark edilmesi çok daha zor bilr hal alacaktı. İşime yarayabilecek ilk rüzgarla birlikte bir kaç denizciye saldıracaktım direk olarak kafalarına. Tek bir temiz vuruş atacaktım. Daha sonrasında geri dönecektim. Bu onları korkutabilmek için de önemli bir hamle olacaktı. Ne olduğunu anlayamadan bir kaç arkadaşlarının ölmesi onları korkutabilirdi. Üstelik saldırıyı ilk yapan taraf olma avantajınıda alabilirdik. Artık hazırdım ayağa kalkacak ve rüzgarı bekleyecektim.

__________________

bxwyy.png

Spoiler

 

Member
Status: Offline
Posts: 7
Date: Jan 18, 2013
Permalink   
 
Tam 2 gereksizi bulmuştum ki denizciler sardı etrafımızı. Amacınız ne şimdi boş yere öleceksiniz gerizekalılar. Ama önce kaçıp saklanayım, güçlerini görmeden saldırmak mantıklı olmaz. Ben bir dahi'yim. Buralarda harcanamam. "I Ken Escape"(Fısıldayarak). Ağaçlardan birinin arkasına geçtim ve izlemeye başladım. Bermuda ipnesi rüzgara bıraktı kendini. Pehh, ben yapamam o tekniği sanki. Bodoslama dalmanın mantığı ne. Önce analiz yapmalısın. Ayrıca Henny malı neden katılmıyor savaşa. Pöff, bu adamın aşırı cool'luğu uyuz ediyor beni. Saldır köpek, yoksa beni farkedecekler. Bana kimse saldırmadan saklanmak en iyi seçeneğim şu an. Silahlarımdan birini kullanırsam dikkat çekerim. Eğer bana saldırırlarsa kalplerinin sökmekten başka çarem yok. Onun dışında Bermuda gibib havaya bırakabilirim kendimi...

__________________
Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Jan 18, 2013
Permalink   
 

Bermuda kendini rüzgara bırakarak kılıcını düşmanlara doğru savurmaya başlıyor. Rüzgarın estiği şekilde askerlerin oluşturduğu çemberin içinden bir çıkıp bir giriyor. Bermudanın Her çembere giriş çıkışında bir yada iki denizci askeri yere devrilmeye başlıyor. Hava karanlık olduğu için askerler etraflarında olup biteni tam olarak anlayamıyorlar. Diğer yandan ağacın dibinde oturan Henny'nin üzerine bir kaç marine askeri bodoslama saldırıyor. Henny kendi vücudunu soyutlaştırarak düşmanları artana kadar bekliyor, çevresindeki marine sayısı 10'u buladuğunda hala denizcilerin saldırıları onun içinden geçip arkasındaki ağaca saplanmaktaydı. Henny'nin toprağa sapladığı tütsünün saldığı duman çevresini tamamen kaplamış ve ona saldıran denizcileride içine almıştı. O sırada Henny ilginç bir teknikle savaşı bitirdi. "Shisai Kenpo: Seigi no kagayaki(Adalet parıltısı)" Bir anda tüm duman aleve aldı ve bir patlama ile denizcileri etrafa savurdu. Henny zaten soyut olduğu için hasar almamıştı. O yavaş yavaş ayağa kalktığında yerdeki denizcilerin arasında artık on metreler vardı ve hala üstleri yanıyordu. "Günahlarınızın karşılıklarını acı ile çekin kafir denizciler..." Henny üstünü başını silktikten sonra ayakta kalan tek denizci olan asteğmene doğru sakin adımlarla yürüyor. Zaten gördükleri karşısında şaşakalan asteğmen haraket etmeye mecal bulamamıştı ki Henny elini denizci ünüformasına sokup kulaklarına fısıldıyor: "Biraz daha sabır... Bütün endişelerin son bulacak." Ve Henny elini geri çektiğinde cansız yere düşen asteğmenin kalbini elinde tutuyordu...



__________________
Member
Status: Offline
Posts: 7
Date: Jan 18, 2013
Permalink   
 
Hey hey hey! O teknik neydi, Lanet olsun sana Henny. Nasıl bu kadar geliştirdi kendini bu pislik. Ben icat yaparken boş oturmamış anlaşılan. Neyse ben daha zekiyim nasıl olsa. Ha! Ne?
"Bana korkak mı dedin Bermuda pisliği? Ölmek mi istiyorsun ha? Ben sadece düşmanı analiz ediyordum. Ayrıca size arkadan saldıracak kişilere arkadan saldıracaktım. Yani sizi destekliyordum. Korktuğum için değil, sizi ve bu mükemmel dehayı koruyordum. Ölmek mi istiyorsun gereksiz Rahip? Ameno-sama'na kavuşturayım mı seni ha?"
Bu onu susturur. Benim gibi bir dahi asla korkmaz sadece temkinlidir. Neyse fazla uzattık. Heyecanlanıyorum hemen. Bir ara beynimin o bölümünü cool'lukla değiştirmeliyim. Henny gibi olabilirsem mükemmel olur.
"Neyse Bade seni gemide istiyor çaylak. Gidelim."...


__________________
Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Jan 18, 2013
Permalink   
 

Marine'lerle ilgili sorun çözüldükten sonra artık gemiye doğru ilerlemeye başlıyorsunuz. Ken, Bermudanın atının arkasına biniyor. Henny de kendi atına biniyor. Kısa sürede Templer korsanlarının gemisine ulaşıyorsunuz. Gemi olabildiğince gizli bir yere çekilmiş. Siz gelince önce bir kaç kişi saldırmaya hazırlanıyor fakat yaklaştığınızda sizi tanıyarak vazgeçiyorlar. Geminin her tarafı metal zırhlarla kaplanmış, Üzerinde kırmızı işlemeler olan beyaz bir gemi. Etrafında şövalye zırhları içindeki çok sayıda mürettebat var. Tayfada şövalye olmayan sadece 4-5 kişi var. Sizi geminin güvertesine çıkan bir merdivene yönlendiriyorlar. O sırada merdivenin başında bekliyen adam isimlerinizi elinde tuttuğu bir not defterinden karalıyor. "Rahipler de geldi, Şimdi geriye sadece Kaptan ve Bade kaldı." Güverteye çıktığınızda güvertenin ortasında yaralı bir şekilde yatan Gale Mast'ı görüyorsunuz. Adamlardan biri size yaklaşıp "Onu savaş alanından buraya kadar taşıdık fakat çok ağır yaralı." Diyor. Henny Yerde yatan Gale Mast'a yaklaşarak yaraları ile ilgilenmeye başlıyor.



-- Edited by Rayleigh on Friday 18th of January 2013 01:07:36 PM

__________________
Member
Status: Offline
Posts: 7
Date: Jan 22, 2013
Permalink   
 
Bermudanın arkasına binmek, peh. Çaylak benim arkamda olmalıydı. Neyse yakında uçabilirim. Ama biraz daha uğraşmam gerekecek bu bedenle. Gemiyi daha ne kadar gizliyebilirlerdi acaba. Bir de bana korkak derler. Lanet Zouken görse bu halimizi hepimizin kalbini sökerdi.
Hop hop. Bize saldıracaklar mallar. Dövmeden de mi tanımadınız? Bu beyin fakirleriyle birlikte takılmak zoruma gidiyor gerçekten. Yakında cyborg hayvan porjemi bitirince bunlara ihtiyacım kalmayacak. O zamana kadar biraz dayanmalıyım sanırım. Kaptan Bade beni çağırmış kendisi yok. Ayrıca Gale Mast'ı bu hale sokan kişi kim? Hala bu adada mı acaba? Hemen tüymememiz lazım. Bu değerli beynime bir şey olmasına izin verilemez. Ben saygın bir dehayım. Bu pis yerde ölemem. Lanet olsun Bade çabuk gel. Henny piçi iyileştirmeye başladı. Ne kadar gelişti bu lanet çocuk. Neyse be köede bir yerde düşüneyim. Hipotalamus'a ses komutlarıyla emir vermemi sağlayacak bir impuls kaynağı yapmam gerekecek. Emrime karşı çıkamamaları ve sadece benim sesime duyarlı olması şart. Ayrıca uzun menzilli den den mushi bağlamam lazım. Bu hayvanları her yerden yönetebilmeliyim. Kas ve silah desteği yapıp bu silahları kullanmalarını da uzun süreli anı deposu "Beyin korteksi"ne sahte anılar yükleyebilirsem. Bu silahları hep kullanıyorlarmış gibi olurlar. Hmm. Sanırım bu işe yarıyabilir...

__________________
Veteran Member
Status: Offline
Posts: 39
Date: Jan 23, 2013
Permalink   
 
Ken ile birlikte aynı ata binmekten hiçte hoşnut değildim. Ancak mecburduk. Gemiye vardığımızda bir iki kişi bize saldırmak için harekete geçmitşi ancak bizim onlardan biri olduğumuzu anlayınca geri çekildiler. Ancak gemiye girdiğimizde tayfanın kaptanı ve Rahip Bade ortalarda yoktu. Rahip Bade bizden ayrılırken Kaptan ile konuşacağını söylemişti. Yüksek ihtimalle bir planları var. İşin açıkcsası burada gerçekten sağlam bir savaş gücü var ve bunu kullandığımız takdirde rahatlıkla denizcileri yok edebiliriz. Ancak en büyük sorun şu lanet gemi. Eğer gemi ile ilgili bir şey yapamazsak avantajlı durum onların eline geçicek. Bu sırada Gale Must'ın yaralı bir şekilde yerde yattığını görmüştük. İşin açıkcası bu adamın öldüğünü yada yakalandığını düşünüyordum ancak burada olması bizim için iyi olacaktır. Ancak beni bundan daha fazla şaşırtan Kenny oldu. Gale Must'ın yaralarını iyileştirmeye başlamıştı. BU herifi görmedğim süre içerisinde benden çok daha güçlü bir hale gelmiş. Bu tarz durumlarda Ken'in iyi fikirleri olacaktır. Her ne kadar korkak bir teneke olsada plan yapma konusunda gerçekten yeteneklidir. Ona güveniyorum.

__________________

bxwyy.png

Spoiler

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Jan 25, 2013
Permalink   
 
Siz güvertede öylece beklerken kaptan ve kafir rahip, birer atla geliyorlar. Gemiye bindikten sonra Gale mastı görüp duraksıyorlar. Rahip bade Henny'yi kenara çekerek Mast'la kendisi ilgilenmeye başlıyor. Kaptan da güvertenin ön kısımlarına gidip gidilecek rota ile ilgili talimatları veriyor. Kaptanın gelişi ile geminin çevresindeki korsanlar da biniyor ve templer korsanları uzun bir aradan sonra dikenli adadan ayrılıyor...

Templer korsanları sürekli ada değiştiren ve maceraperest bir tayfa değildi. Uzun süredir dikenli adayı mesken edinmiş. Ve buradan vergi dahi alarak küçük bir yerel yönetim gibi yaşıyorlardı. Gemi yol alırken herkesin kafasında şimdi ne olacak soruları vardı. Ayrıldıkları dikenli ada ise hala denizci gemisinin top mermileri ile inliyordu...


__________________
 
Page 1 of 1  sorted by
Quick Reply

Please log in to post quick replies.



Create your own FREE Forum
Report Abuse
Powered by ActiveBoard