One Piece Rpg

Members Login
Username 
 
Password 
    Remember Me  
 

Topic: Hazel Getsuhime

Post Info
Member
Status: Offline
Posts: 21
Date: Jan 17, 2013
Hazel Getsuhime
Permalink   
 

Karakter İsmi : Hazel Getsuhime

Yaşı : 21

Görünümü: Doğduğunda kahve rengi gözleri bir iki hafta sonra babasınınkiler gibi mavi hatta daha ziyade gri olmuştur. Turuncu saçları kalçasına kadar uzanmaktadır, genelde kısa etekler ve eteğin üstüne bir ceket tercih eder. Sekerek yürür ve iyi giyinmeyi sever. Sürekli temiz olmak gibi bir takıntısı vardır, uzun saçları iki ile üç güne yağlanması nedeniyle yıkayamazsa beyaz bir bere ile gezer. Anime olarakda Bleach- Orihimedir efendim....

Marine/Korsan: Marine

Deniz : East Blue

Tayfası: -

Kişilik: Varlıklı bir ailden gelmesi nedeniyle reddedilmek sinirini biraz fazla bozar. Bekletilmeye dayanamaz. Sekerek yürür ve şekerlemeleri çok sever. Saçları beline kadar uzanmaktadır ve bunu çok sever bu nedenle birinin saçları ile dalga geçmesine dayanamaz. Sevecen bir ses tonu ile genelde insanları kırmak istemeyen bir yapıya sahiptir.

Geçmiş: Getsuhime ailesi… Hime Japoncada herkesin de bildiği gibi prenses anlamına gelmektedir. Getsuhime ailesi ise bulundukları bir adaya gönderilen bir prensesin soyundan gelen bir ailedir Bulundukları adada beyaz tenleri ve en kısasının bile 1.70 olması ile tanınırlar. Tenlerinin rengi fazlasıyla beyaz olması nedeniyle Getsu yani ay ışığı lakabıyla da tanınırlar. . Bu varlıklı aile geçimini genellikle ticaret ve tarımdan kazanmaktadır. Çevre adalara alkol, besin, yeri gelince gemi ticareti yaparlar. Bu şekilde bir ailedir Getsuhime ailesi…



Hazel… Bu ismi doğduğunda gözlerinin renginden almıştı genç kız. Turuncu saçları ve beyaz teni ile küçük yaşlarında bile göze çarpan bir kızdı. Annesinin saçları pek bir kısaydı bu kızın… Annesi daha önceleri kanser olmuştu ve saçları bir daha neredeyse hiç çıkmadı denecek kadar azdı. Bu nedenle küçüklüğünden beri annesine“Benim saçım ikimize de yeter!” sözü ile kalçasına kadar uzatmıştı kaküllü saçlarını. Koca malikanelerinde sekerek yürümeleri de yine annesinden kalmış ve hayatı boyunca üstüne yapışacak bir yürüme şekliydi. Annesini tümörü bacağındaydı ve nispeten iyileştikten sonra yürüdü ama çocukluğundaki gibi sekememişti hiçbir zaman kadıncağız…

Okula bir kolejde devam etmeyi seçmişti küçüklüğünde bu kız. İnsanları sever onlarıla konuşmayı tanışmayı kendine ayrı bir zevk olarak görürdü. Lakin konuşmalarında bir çeşit alay da söz konusuydu… Onlarla konuşur biraz alaya alır ve eğlenirdi. Bu belki de öğretmenleri tarafından fark edilen kıvrak zekası nedeniyle de olabilir… Bu genç kız su ve denizden pek haz etmezdi ancak onu denizde yeni ufuklar bulmaya iten kişi babasıydı.

Getsuhime ailesinin lideri Axel Getsuhime… Aileye antik dönemlerinden miras iki meyveden neredeyse bir birinin aynı olan şeytan meyvelerinden birisinin kullanıcı olduğu düşünülürdü; lakin bu bir kandırmacaydı... Axel aileden korkulsun diye böyle bir söylenti çıkarmış ve sadece kızının geleceği için bir tane ayırmıştı... Uzun beyaz saçları ve sürekli üstünde bulunan beyaz ipek tuniklerle kendini hemen her yerde belli eden bir adamdı. Beyaz gözleri ile“Ay ışığı” lakabını hakkıyla taşıyordu. Her şeyi önceden görmesini sağlayan bir efsunu vardı Axel Getsuhime’nin. Gör Görün de açıklaması buydu ama bir meyve değildi, sadece kendinin bildiği gizli bir sanattı ve bu sanat onunla ölecekti. Pek tabi bu efsun ticari dehanın nereden geldiğinin de açıklamasıydı… Bu öngörüler yılları aşıyor asırları bile görebilecek düzeydeydi, kesin değillerdi ama kesinle arasında ince bir çizgiden fazla olmadığı da gerçekti… Ailenin mirası buydu Zamanı büken meyveler…

Hazel’de bir gün bu meyvelerden birine sahip olacaktı. Hatta babası tarafından bu doğduğu gün belirlenmişti“Memo Memo No Mi”… Anıları manipüle eden bu meyve her adem oğlunu kışkırtır çoğunu da katil edebilirdi; lakin Hazel babasının bu aşırı tutucu ve emin tavırlarının kendini bir kafese tıkılmış gibi hissettirmesinden dolayı tek çıkış olan deryaya yönelmesinde bir sebepti...

Daha on dörttü bu genç kırılgan kız. Dersleri pek iyi değildi; ama ara sıra yaptığı ilginç söylevleri ile insanları şaşkınlığa uğratırdı tabi babası dışında… Babasının bu otoritesini ve ona karşı sert tutumunu elindeki mükemmel güce vermişti genç kız. On dört yaşında bir gece uykusunda kapısı aralandı turuncu kızın . Yatağının hemen baş ucunda duran pencereden süzülen ışık büzmesi kapının gıcırtısıyla uyanmış kıza kimin geldiğini gösteriyordu. Bu babasıydı peki neden buradaydı? Kız yatağında toparlanıp başını öne eğdi “Buyrun efendim!” dediğinde babası her zamanki sessiz tavrı ile beni takip et der gibi bir işaret yapmıştı. Kız üstüne geçirdiği geceliği ve pofuduk terlikleri ile ayağının sesleri koridorda yankılana yankılana babasını takip etti. Birkaç dakika sonra babasının çalışma odasında buldular kendilerini. İlk defa babasının sesini o zaman duydu Hazel. “Geleceğin için ağlıyorum. Çok beyazsın hemen kir tutarsın. Bu büyük bir olasılık ama adaya geri dönüşünüde görüyorum. Hikayen göz yaşlarınla bitecek. Zamanı gelince gerçekten kararlıysan mavileri yar…” dedikten sonra kapının ucundaki kızın yüzüne kapandı kapı. Kız sevinse mi üzülse mi bilemeden seke seke bir titreme ile odasına gitti…

Yıllar yılları kovalıyordu babasının ilk sesini duymasından sonra onunla aile işini öğrenmeye başlamıştı. Bir yandan seçimini merak etmekte öteki taraftan gemiler hakkında bilgi edinip rotacılığı en bilge olan babasından öğreniyordu. On yediydi genç kız. Gerçekten olgun ve güzel bir görünümü vardı. Güzelliği adadaki erkeklerin kavga konusu olmuş bayanlarında dedikodusunun maskarası. Erkek gibi gemilerde çalışıp ticari planlar yapıyordu genç kız. Öteki yandan da akademik kariyerine devam ediyor ve son yıllarda onu saran satranç sevdası ile ada ada gezip çoklu oyunlar oynuyordu. Bazen karşısına on bazen yirmi kişi alıp oynuyordu oyununu ve genelde de kazanıyordu. İnsanlar bunun babasının efsunun mirasçısı olmakla açıklıyordu ancak yakınından bile geçemiyorlardı… Bu sadece onun çok okuyup, çok gezmesinin yanında bulunan kıvrak zekası ile alakalıydı…

Biraz burnu havada olan ailenin geleceği olarak görünen bu güzel kız hayatını kendince mütevazı bir şekilde yaşıyordu. Ne kadar mütevazı dese de küçük gemi olarak bir armada kullanmaktaydı… Gemiyi babası olamadan komuta etmekteydi. Kendine verilen bigilendirmeye göre hava güzel, deniz çarşaf gibi serilmişti geminin altına. Kuzeyden gelen küçük bir rüzgar hissetti Hazel bu önemsizdi bazen fırtına demekti ama bu sefer için değildi. Hem nasıl bir fırtına koca Armada’yı alabora edebilirdi. Bunun cevabı bir beyaz cüce idi… Beyaz cüceler ismini yıldızlardan almış yüzlerce minik girdaptır. Bu girdaplar önüne çıkan neredeyse her türlü materyali eskitir param parça ederdi.

Yağmurlu bir gece adaya elinde ıslanmış bir kağıt parçası ve yalpalayarak yürüyen bir kız çıkmıştı adaya. Yer yer duruyor kusuyordu. Hıçkırıklar içinde ağlıyordu. Malikanenin koca zili çaldığında kapıda babası onu bekliyordu. Hiçbir şey söylemeden ona bir çanta ve kutu uzattı. Kızın aklına babasının söylediği sözler kulağında yankılandı. Ağlayarak babasına sarıldı genç kız. Babası başını okşadı ve ilk defa göz yaşlarını kızının başına döktü “ Gece ve gündüz her zaman senin yanında olacağım… Unutma ne zaman istersen dönebileceğin bir evin var… Nashiatlarımı unutma. Gezginler şişedeki mektuplarını hep denizde sanar lakin bazen deniz yoktur ve bu çileli yolda yüreğine güven... ” demişti. Genç kız içeriden gelen bir köpek gördü babasının göğüne yaslanmış bağı köpeğe döndü yere çömeldi köpeği sevemeye başladı. Esasen bu eski bir tür kurttu. Babası bir açıklama yaparak “Vicdan azabından çıktığın bu yolculukta sana bir yoldaş gerek dedim fena mı? Hahahahha!” demişti kalınca sesiyle. Babasının dedikleri kesinlikle doğruydu. Mürettebatın ölümü nedeniyle çıkıyordu bu yola…
Kız ayağa kalktı ve yavaşça arkasını dönüp ilerlemeye başladı sendeleyerek. Midesini bulantısını zar zor bastırmıştı. Babası arkasından ciddi yüzünü bozup duygusal bir ifade ile köpeğe “Ne duruyorsun ahmak!” dedi… " Belki küçük bir ihtimal ama yeğenim Selene'den yardım isteye bilirim ileride..."
Ve genç kızın yolculuğu en yakın rıhtımda başladı...

Kağıtta; Bu notu dikkatli okumayacaksın ama yine de yazıyorum gemin yok olacak.

 

Yetenek statları:
Meyve:2

Karakter statları:
Güç: 4
Refleks:5
Ticaret:5
Çeviklik: 6

Bu karakteri daha önce gören arkadaşlar olabilir lakin öz mü öz benim karakterimdir efendim... 



__________________

 

 

 

Spoiler

 

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Jan 17, 2013
Permalink   
 
Onaylandı..

__________________
 
Page 1 of 1  sorted by
Quick Reply

Please log in to post quick replies.



Create your own FREE Forum
Report Abuse
Powered by ActiveBoard