One Piece Rpg

Members Login
Username 
 
Password 
    Remember Me  
 

Topic: hım hım! Tam yol Hazel!

Post Info
Member
Status: Offline
Posts: 21
Date: Jan 18, 2013
hım hım! Tam yol Hazel!
Permalink   
 

İnsanlar anıları basit zanneder lakin bilmemlierdir anılarla oynamak hem oynayanı hem de onatılanın hayatını mahveder... Genç kızın bu kadar güçlüyken bu gücü bazen zar zor kaldırabiliyorken denizcilik onun için biçilmiş kaftandı. Yükselme şansı ve vicdanındaki ağırlığı biraz olsun azaltabilirdi.

Bilinmeyene yolculuk herkesi korkutur heyecanlandırırdı. Hazel'de aynen böyleydi. Biraz heyecanlı biraz korkmuş... Lakin kendini güven içinde hissediyordu denizi yaran koca geminin içinde. Rüazgar saçlarını yalayıp geçiyordu ve bu sanki  hem rüzgar hem de onun hoşuna gidermişcesine sürüp gidiyordu. Yelkenin altında uççsuz bucaksız deryayı izlerken kendi kendine düşünüyordu... "Denizci olmak.... Nasıl olmalı ki? Gerçi eskiden hiç emir almazdım kendim verirdim lakin emir almak da zor olmamasa gerek... Hem o kadar insanın yükünü kaldırmak çok zor bikerem! heheheh..." diyordu kendi kendine koşan kız. Dışarıdan belki deli gibi görünüyordu evvela kendi kendine konuşmak her zaman yapılabilecek en güzel sohbetti...

 

Deniz yeni serilmiş kadife kumaş gibi düm düz dü... Rüzgar da olmasa ilerleyemeyecekleri kesin gibiydi... Tam güneş tepeye gelmişken tüm mürettebat yapış yapış yavaş hareketlerle yürüyordu. Hava sıcaktı ama ilk bahar gibiydi. "HEY! Dur dur dur... Bu sanırım şeyyyy. Bana verilen bilgilendirmeye göre adanın havasına uygun! yehuuuu!" dedi ve kaptanın olduğu yere gidip dürbünün açtıpında geldiğini görmüştü. Küçük çantası ile gemiden sekerek indiğinde adanın cennetten düşmüş bir parça gibi olduğunu görmüştü. Kendi kendine " Neden buraya Alkolik anlamına geelen Drunken karargahı demişler ki? Gerçi burda şarap çok hoş olur heheheh!" dedi ve yavaşça rıhtıma yürümeye başaldı...

 

Out: Efendim galiba java ile ilgili bir problem yaşıyorum bu nedenle diyaloglarımı renklendiremedim....



__________________

 

 

 

Spoiler

 

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Jan 18, 2013
Permalink   
 

Kıyıya çıktığında gemiyi bir denizci heyeti karşılıyor. Heyetin başındaki subay elini sıkarak bilgilerini doğruluyor: "Subay Hazel değil mi ?" Denizciler gemi ile uğraşırken siz de karargaha doğru ilerliyorsunuz. Kıyıya pek uzak olmayan karargaha doğru yürürken yanındaki askerler seni bilgilendirmeye başlıyorlar. "Drunken karargahı sadece East Blue için değil, Tüm dünya için değerli bir karargahtır. Bu yüzden burada sürekli çok sayıda rütbeli subay bulundurulur. Bu subayların eğitimi içinde eşi bulunmaz bir fırsattır bu karargah. Karargahın başında sürekli bir koramiral bulunur." Koramiral kelimesi bir an durmana sebep oluyor. Bu gerçekten çok yüksek bir rütbe ve senin daha ilk görevin olacak. Acaba bu koramirali buraya getiren nasıl bir görev olabilir diye düşünüyorsun. "Karargahın başında şu an Koramirel Mistey bulunmakta, nam-ı değer Şahin Mistey, Karargahımızın bu kadar değerli olmasının sebebi ise üstlendiği görevdir." Bu sırada siz Karargahın önüne kadar geliyorsunuz, Karargah alışılanlarına nazaran biraz daha büyük ve donanımlı gözüken sıradan bir marine karargahı. Silindir şeklinde bir bina, üzerinde bacaya benzer üç büyük uzantı halinde ek binalar var. Binanın ön kısmında kocaman bir marine işareti var. "İşte karargahımız burası sizi önce odanıza götürelim biraz dinlenin, Daha sonra kaptanla görüşebilirsiniz. Ahh ne diyordum ben ? Ha evet karargahın üstlendiği görev... Drunken karargahı; Grandline korsanlarının East Blue'daki faliyetlerini inceleyen bir karargahtır, ve sık sık grandline korsanları ile çatışmalara girilir. Bu yüzden çok değerli bir karargahtır." seni odana getirdikten sonra tekrar hoşgeldiniz deyip ayrılıyorlar, Odan ikinci katta denize bakan orta büyüklükte bir oda. Bir yatağın, bir çalışma masan, biri gömme iki dolabın var..



__________________
Member
Status: Offline
Posts: 21
Date: Jan 20, 2013
Permalink   
 

Küçük görünen çantasından içi vakumlanmış poşetlerde yaklaşık otuz tane etek ve onların üstüne kombin yapıla bilecek kadar da gömlek ceket ve kazak çıkıyordu. Birisi görse dışarıdan "BU NE LAN!" demesi çok normal olurdu. Çantasındaki kıyafetleri düzenli bir şekilde gömme dolabına koyarken hala aklı kor amiral-deydi. Bu büyük bir fırsattı... Hem kariyeri için hem de gelişimi için. "Kor amiral Getsuhime!" dedikten sonra kahkahalar atmaya başlamıştı kadife sesiyle... "hahahahh... Benden de amiral olacaksa donanma bitmiş olmalı aaahhh..."

Ayakkabısına bakıp topuğunun gidici olduğunu görünce ve dolabında da hiç makyaj malzemesi olmadığını görünce küçük... Küçücük bir krize girdi genç kız. Odanın bir orasında bir burasında dolanıyordu. Sürekli volta atıp "Yeteeeer sıkıldım be!" diye kendi kendine bağırıyordu. Bir süre bu şekilde gezince panoramik pencere vari olan odasının penceresinden dışarı baka kaldı "Oha! ço.. Çok hoş..." dedi sessiz bir tonla. Bir kaç dakika kala kalmıştı güzel deryanın karşısında ancak bu ilk görüşün şoku sona erdiğinde "Sıkıldım!" diye yine kendi kendine bağırı verdi. Yatağına kendini atıp yüzü koyun bir süre başını yastığa soktuğunda farkına varmıştı... Yatak çok rahattı ve yahut gemi yolculuğu çok yorucu geçmişti. "Sı.. Sıkıl.. dımmmmmm..." sesleri arasında uyuya kalmıştı genç kız.

Kalktığında daha sabah olnmamıştı. Hatta gece bile olmamıştı akşam sekiz falan olsa gerekirdi. Ayağa kalkıp üstünü değiştirmediğini görünce "Hazır giyiniğim ya... Bare geceleri ada nasıl oluyormuş görelim!" dedi ve oynak topuğu ile alışveriş için dışarı çıktı...



__________________

 

 

 

Spoiler

 

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Jan 21, 2013
Permalink   
 

Odandan dışarı çıkıyorsun, Aşağı inip şehri gezmek niyetindeydin ama kayboluyorsun. O sırada arkandan bir gelen kibar bir ses, "Yardımcı olabilir miyim genç hanımefendi ?" diye fısıldıyor kulağına. Arkanı döndüğünde koramiral kıyafetleri içindeki yakışıklı bir genç ile karşılaşıyorsun..

/download.spark?ID=1170458&aBID=147683



__________________
Member
Status: Offline
Posts: 21
Date: Jan 21, 2013
Permalink   
 
Hazel dönerken sanırsam bir şey yapmaya çalışmış olsa gerek heyecandan... Elini adamın eline dokundurmaya çalışmış anılarına bir göz gezdirmek için, başarılı olmuşmuydu bilinmez bu denemenin. İnsan neden birinin arkasından bu şekilde yaklaşırdı ki? Dönerken ilginç bir ses çıkarmıştı ciyaklama denebilirdi...

Hazel kız sonradan fark etmiş olacak ki saldırı için hazırlandığı adam bir kor amiraldi. Kızın yüzü önce çocuğun yüzünden dolayı kıp kırmızı kesilmişti. Beyaz kıyafetleri üzerinde aynı saçları gibi sarı apoletleri ile çok hoş görünüyordu ve kız bugörüntü karşısında kala kalmıştı. Dönerken attığı ciyaklamayı da fark edince ve adamın da koramiral olduğu aklına şimşek gibi çaktığında "Çok çok özür dilerim efendim!" deyip boynunu eğdi ve acaba yanlış bir şey mi yaptım dedi içinde.

Kafası karışmış bir şekilde adamın önünde boynunu eğerken cevabını vermek için olması gerekenden yüksek bir sesle "ADAYI DOLAŞACAKTIM DA EFENDİM!" diye bağırdı...

__________________

 

 

 

Spoiler

 

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Jan 21, 2013
Permalink   
 

Koramiralin karşısında şekilden şekile girmiştin, Bu haline Mistey hafifçe gülümsüyor. O sırada bir kaptan koşarak yanınıza geliyor: "Efendim ! Efendim ! Koramira Mistey !" İkinizde şarşırıp adama bakıyorsunuz. Kaptan yanınıza kadar gelip biraz soluklandıktan sonra devam ediyor: "Efendim bir hareketlenme var. Eğer bize gelen bilgiler doğruysa bir yonkou tayfası tespit ettik. East Blue'da bir yonkou tayfası.." Haberi alınca koramiral de telaşlanarak kaptanın geldiği tarafa doğru yürümeye başlıyor. "Hemen bir toplantı düzenleyin 15 dakika içinde herkesi masada bekliyorum. Tüm raporlar elimde olmalı.." Koramiral uzaklaştıktan sonra kaptan seni fark ediyor. "Siz yeni gelen subay kız olmalısınız.. Hemen toplantı odasında yerinizi alsanız iyi olur, tanışma konuşmamızı daha sonra yaparız.."



__________________
Member
Status: Offline
Posts: 21
Date: Jan 22, 2013
Permalink   
 
Genç kızın omuzları yere doğru düştü boynunu öne çıkararak "Bu kadar erken olması mı gerekirdi sanki..." dedi. Hala kimin yanında olduğunu kavrayamamıştı. Kendi yaşlarında görünen bir koramiral her gün kaşılaşılmayacak türden bir espriydi... Her neyse kız ne yapacağını bilemiyordu. Bir yonkou.... "Hımmmm...." diye düşündü kendi kendine kızcağız. Az ötesindeki koramirali gölge gibi izlemeye karar verdi.

Bir yonkou'nun doğu mavi denizinde ne işi ola? Diye düşünmemek içten bile değildi... Hem daha bir gün bile olmamıştı geleli... Her neyse görev beklemez hem bunu vicdanını rahatlatmak için yapacağı bir ritüel olarak görmesi de onun işini kolaylaştıran bir etmendi...Yonkou hımmm ne kadar güçlü olabilirdi diye düşünüyordu kız. Yumruğumu kütürdetip avucuna vurdu "Bende en az onlar kadar güçlüyüm hehehe!" diye düşünüyordu lakin koca koca amirallerin kafasını torbaya tıkan adamlar olduğunu düşündükçe soğuk bir ter başından kıçına kadar akıyordu.

Toplantı odasına giderken elini bir daha kütürdetti ve eli acımış gibi salladı. Elini hızlı hızlı sallarken toplantı odasını bulduğunu düşünerek odalardan birine dalı verdi...

__________________

 

 

 

Spoiler

 

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Jan 22, 2013
Permalink   
 

Şansın bu seferlik yaver gitmişti, ve toplantı odasına denk gelmiştin. Karargahtaki muhtemelen en büyük odaydı burası. Ortada toplantının yapılacağı büyük bir masa vardı. Masadaki koltukların üzerinde denizci rütbeleri yazılıydı. Anlaşılan herkes rütbesine göre oturuyordu. Hemen hızlıca bir göz gezdirip subay rütbesini arıyorsun. Fakat bu büyük masada bulmak pek kolay olmuyor. İkinci kez bu sefer daha dikkatli bakmaya başlıyorsun. Bu sırada bir çok denizci de salona doluşmaya başlıyor. Bina içinde alçak sesli bir alarm çalmaya başlamış bile. İkinci arayışının sonunda koltuklarda senin rütbenin olmadığını fark ediyorsun. Daha doğrusu en düşük rütbe teğmen rütbesi. Etrafına bakındığında senin gibi subayların duvarın kenarına dizilmiş şekilde ayakta beklediklerini görüyorsun. Sen duvardaki yerini aldığında oda artık tıka basa asker dolu bir hala gelmişti. Yüzlerce adam vardı ve en düşük rütbelileri sendin. Böyle bir toplantıyı ilk gününde görmüş olman gerçekten büyük tesadüf. Koramiral hiç lafı uzatmadan kim en bilgili ise çıkıp rapor vermesini istiyor. Masadan oturanlardan bir Commodore kalkarak anlatmaya başlıyor: "Efendim, Bu sabah saatlerinde haber elimize ulaştı. 2 kez onaylanmış bilgilere göre yonkoulardan Ölü Doktor Artos'un 6. tümen kamutanı Nikoviç, sebebinden emin olamasak da east blue'ya girmiş bulunmakta. Sanırım bir yerleri ya da birilerini ziyaret etmek için geldi." Korsanların isimleri duyulunca masadaki ve etraftaki insanlar söylenmeye başlıyorlar. Koramiral insanları susturarak aklındaki soruları sormaya başlıyor: "Tayfası ile beraber mi yoksa yalnız mı gelmiş ? Nasıl bir gemi ile burada ? Artos'tan ayrılmış olma şansı var mı ?" Fakat gelen cevapları gürültü yüzünden duyamıyorsun. Kısa süre sonra masanın dışındakiler odadan çıkartılıp savaş hazırlığının yapılması emrediliyor...



__________________
Member
Status: Offline
Posts: 21
Date: Jan 24, 2013
Permalink   
 
"TAMAM. tamam..." diye kız yavaşça odasına yöneldi ve yeni bir ayakkabı çıkarmak için gömme dolabını açtı. Yeni kıyafetlerini giydiğinde savaşa hazırdı ups! Eldivenlerini unutmuş. Bir özelliği olmayan sadece kıayfetini tamamlayan beyaz kadife eldivenler...

Kız düşüne düşüne çıktı odasından "Neden bu kadar erken olmalı ki!?" diye düşünüyordu. Belki de haklıydı daha ilk günden olacak iş miydi?
Ne yapacağını bilmeden aşşağıya indi ve rıhtıma yollandı kız...

__________________

 

 

 

Spoiler

 

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Jan 24, 2013
Permalink   
 
Kısa zamanda bir savaş gemisi yola hazır hale geliyor. Fakat sen savaşa hazırlanmaktan sadece ayakkabılarını değiştirmeyi anladığın için geminin ve askerlerin hazırlanmasına hiçbir faydan olmuyor. Koramiral ve diğer üst rütbeliler gemiye binene kadar bir süre güvertede bekliyorsunuz. Kaptanın gelişinin ardından büyük bir sür'âtle korsanın görüldüğü adaya ilerliyorsunuz. Yarım gün içinde vardığınız ada, tamamen bataklık halinde ve dayanılmaz bir kokuya sahip. Siz geldiğinizde korsan çoktan gitmiş. Bir kaç görgü tanığı getiriliyor. Koramiral ve bir kaç kaptan olayı görenlerle konuşuyorlar, siz de uzaktan izliyor ve alanı geziyorsunuz. Fakat adamlar olayları anlatamayacak kadar şoktalar. Ve anlatmaktan da çekiniyorlar. Koramiral uğraşmaktan sıkılıp yemek için ara verdiğinde bir buçuk saat geçmişti bile. Ama adamlar hala hiç bir şey anlatmamışlardı. Anlaşılan bu adamlar bir şekilde konuşturulmadan karargaha geri dönmeniz söz konusu değil.

__________________
 
Page 1 of 1  sorted by
Quick Reply

Please log in to post quick replies.



Create your own FREE Forum
Report Abuse
Powered by ActiveBoard