One Piece Rpg

Members Login
Username 
 
Password 
    Remember Me  
 

Topic: [Tamamlandı] Kum Denizi

Post Info
Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 4, 2012
[Tamamlandı] Kum Denizi
Permalink   
 

Babamın ölüşünün ardından o ada benim bu ada senin dolaşıyordum. Hiç bir amacım yoktu gezmek için. Sadece olanları unutmak, kafamı dağıtmak için geziyordum. Acınacak durumdaki bu hayatım artık beni rahatsız etmiyordu. Alışmıştım olanlara fakat o lanet olası meyveyi yedikten sonra iyicene takıntılı olmuştum. İnsanlarla iletişimim sıfırdı. Bir de artık o meyveden sonra sudan nefret etmeye başlamıştım. Bu yüzden hep kuru iklimi olan adaları seçip oralara gidiyordum. Denizde yolculuk benim için dayanılmazdı. Fakat yolculuğum kaçınılmazdı çünkü bir adada bir süreden sonra kalırsam sıkıntıdan o adayı yok edesim geliyordu. Herkesi öldürsem bile benim için hiç bir şey değişmeyecekti. Yalnızlığın derecesi yoktu ki bu insanları öldürünce daha da yalnız olayım.

Uzun bir yolcuğun ardından sonunda bir adaya çıkabilmiştim.  Çıktığım ada büyük bir çöle benziyordu.  Su yok ne güzel. Başıma bir kapşon geçirip yollardan yavaşça geçtim. Tanınmak ve insanlarla konuşmamak için takmıştım bu kapşonu. Haritada Aiven Çölü diye geçiyordu bu ada. Söylenenlere göre burada büyük bir marine karargahı vardı. Sokakları genişti. Marine karargahı esas alınarak yerleşmişlerdi insanlar. Tabi benim gibi insanlarla pek iletişime girmek istemeyenler çölün bir kaç yerinde ev kurmuşlardı.

Sokaklardan geçerken büyük bir tahta pano görmüştüm. Bir kaç insan bakıp kendi aralarında konuşuyorlardı. Oraya gitmek için önce ordaki insanların ayrılması lazımdı. Evet onların yanına gidince rahatsız oluyordum. Sanki kalbime bıçak sokmuşlar gibiydi. Biraz bekledikten sonra ayrıldılar panonun başından. Koşa koşa kimse gelmeden gitmem lazımdı. Panoda Bir kaç aranıyor posteri ve iş ilanları vardı. Fakat diğerlerinden farklı olarak Marinenin iş başvurusu vardı.  Nedense hoşuma gitmişti bu başvuru. Belki de bir değişiklik yapmanın tam zamanıydı. Beğenmesem ayrılabilirdim. Marine karagahı şehrin ortasında büyük kubbeli ibadethaneye benzeyen binaydı. İnsanlara sormadan bulabilirdim yerini. Yola koyuldum



-- Edited by Rayleigh on Thursday 9th of August 2012 09:31:37 PM

__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 4, 2012
Kum Denizi
Permalink   
 

Sorum üzerine askerlerden birisi "Benimle gel" deyip beni içeri götürdü. Çok büyük ve görkemli binaydı. Kumların arasında kalmış bir hazine gibiydi. Yuvarlak şeklindeki ana girişin kapısına vardığımda heyecanla içerisini gözlemliyorum. İçi de dışarısı kadar mükemmeldi. Kapının 20 metre karşısında büyük ihtimalle kaptanın odası vardı. Kaptanın odasına doğru ilerliyorduk. Direk kaptanla tanışacaktım galiba. Bu benim için büyük sıkıntıydı derken odaya 8-9 metre kala asker sağa döndü. Onun dönmesinin ardından sessizce onu takip ettim. Döndüğüm tarafta kayıtlar girişi ve dosya oluşturma odası vardı. Asker 2. odaya girdi tabi ben de hemen arkasından. İçeride yüzlerce dosya, üzeri tamamen dolu masa ve masanın üzerindeki dosyaların arkasında kaybolmuş bir adam... Bu yarı görünmez adam sana bir form uzatarak "Doldur" dedi başını dosyalarından ayırmayarak. Çok ilgisiz bir insandı fakat bu benim için iyiydi. Formu alıp okuyorum ve doldurmam gereken yerleri dolduruyorum.

 

Tam adı: Yoochun Murdock

Doğum yeri: North Blue

Boy: 1.81

Kilo: 65

Yetenekleri: Normal kılıç kullanma (O lanetten bahsedemezdim. Beni sevmeyen insanlar gücümü görünce yüzüme bakmadan korkup kaçıyorlardı. Bu sefer bunun olmasını istemiyordum)

Kısa geçmiş: Hayatımı babam ve kardeşimle north blue'daki çoğu adayı gezerek geçirdim. Evim diyeceğim bir yer yok.  Babam ve kardeşimin ölümü üzerine tek başıma gezmeye devam ettim.

Donanma size niçin ihtiyat duyuyor: Babam ve kardeşim gibi masum insanların ölmesini engellemek için

 

#Er

#Ast Subay   +

#Subay

-------

#Aşçı

#Doktor

#Marangoz    

 

Formu adama uzatıp başka bir şey gerekip gerekmediğini soruyorum.

 

Rp out: Er - Ast Subay - Subay kısmını anlamadım. Ne yapmam gerekiyor?



-- Edited by MurdocK on Saturday 4th of August 2012 08:55:40 PM

__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 5, 2012
Permalink   
 

Süzme... Evet süzme, doğru kelime buydu. Altındaki kumlar adeta süzülmüş gibi tane tane akıyordu rüzgarda. Bulutlardan ayrılıp akarak yere gelen rüzgar. Onlarla temas ettikçe dalgalara dönüşüp savuruyordu fütursuzca. Geniş yollarda yürürken yolunu kesip kimsin diye sorucak oluyor bir kum ve rüzgar curcunası sonra konuşmana fırsat vermeden geldiği gibi kaybolup gidiyor. Sanki her bir tanesi ayrı bir maceraya atılacakmışçasına Savruluyorlar havada. Karargahın yakınlarına geldiğinde. Diğerleri kadar hevesli olmayan bazı kum tanelerinin omzuna bir kuş gibi kondukları görüyorsun. Düşünüp de yaptığından değil ama bir refleksle omzunu silkeliyor elin.
Karargahın önünde bekleyen iki asker seni karşılıyor ve "Buyrun A-101 Denizci karargahına hoşgeldiniz ne istemiştiniz ?"



__________________
Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 5, 2012
Permalink   
 

Hafif bir rüzgarla düşüncelerim gibi kumlar da uçuşmaya başlamıştı. Sanki ayağımın altındaki kumlar kayıyordu. Hayır süzülüyordu... Evet süzülmek, doğru kelime buydu. Bulutlardan ayrılıp akarak yere gelen rüzgar onlarla temas ettikçe dalgalara dönüşüp savuruyordu fütursuzca. Geniş yollarda yürürken, evet insanlarla iletişim böylelikle daha da azalıyor, birisi önümü kesip kimsin diye soracak gibi olmuştu. Fakat yine eski dostlarım olan kum ve rüzgar sayesinde konuşmasına fırsat kalmadan geldiği gibi kaybolup gidiyordu. Yine kum ve rüzgar ile yalnız kalmıştık. Sanki havadaki ahenkle süzülüşleri "Hadi gel beraber oynalım" veya "Yeni maceraya atılmaya ne dersin?" gibiydi. Kısa süren bir yolcuğun ardından marine karargahına gelmiştim. O kısa yolculuğun hatırası olarak rüzgarda omzuma konan ve benimle arkadaşlık etmek isteyen bir kaç kumu istemsizcene silkeliyordu elim.

Karargahın önüne vardığımda karargahın gerçekten etkileyici bir binaya sahip olduğunu gördüm. Burası önceden karargah değil de başka bir iş için yapılmıştı sanki. O güzel binanın kapılarında nöbet tutan iki kişi sanki bu güzelliği sonsuza kadar yaşatmak istiyorlardı. Onlara yaklaştığımda "Buyrun A-101 Denizci karargahına hoşgeldiniz ne istemiştiniz ?" diye sorudular. Her ne kadar insanlardan uzak durmak istesem de bunlarla konuşmak zorundaydım. Bir an düşünüyorum insanlarla iletişim bile kuramazken nasıl bir adalet sağlayıcı olabilirdim ki. Öldürsem bile hiç üzüntü duymayacağım insalara neden güven sağlayayım ki. Bir an çekip gitmek bu adadan da diğer tüm adalar gibi ayrılmak istedim. Fakat buna bir son vermeliydim evet son vermeliydim. Yeni bir başlangıç yapacaktım bu adada. İnsanlar için çalışıp onlarla iletişim kuracaktım. "Ben Marine iş başvursu için gelmiştim" dedim biraz sıkılarak. 



__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 5, 2012
Permalink   
 
Askerlarden biri seni içeriye götürüyorlar. Çok büyük ve görkemli bir bina. Yuvarlak şeklindeki ana girişin kapısındasın. Tam karşında kalan kaptanın odasıyla aranda 20 metre var. bu mesafe yürüyerek 7-8 metreye düştüğünde sen getiren asker sağa dönüyor. Ve tabii ki sen de.. Döndüğünüz tarafta kayıtlar girişi ve dosya oluşturma odası var. Siz ikincisine giriyorsunuz. Asker senin durumunu anlatıp tekrar nöbet yerine dönüyor. İçeride yüzlerce dosya, ÜZeri tamamen dolu bir masa. Ve masanın üzerindeki dosyaların arkasında kaybolmuş bir adam var. Bu yarı görünmez adam sana bir form uzatarak: "Doldur" Diyor.

Tam adı:

Doğum yeri:

Boy:

Kilo:

Yetenekleri:

Kısa geçmiş:

Donanma size niçin ihtiyat duyuyor:

#Er

#Ast Subay

#Subay
-------
#Aşçı

#Doktor

#Marangoz

__________________
Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 5, 2012
Permalink   
 
Formu doldurup tekrar sana uzatıldığı dosyaların arkasındaki ele uzatıp almasını bekliyorsun fakat bu bekleme bir kaç dakika sürüyor sonunda adam sadece sana: "Bana değil kaptana gidecek." Demekle yetiniyor.

Rp-out: bu kısım hangisine başvurduğunu işaretlemen için
yeteneğinden bahsetmezsen ast subay olarak başlarsın

__________________
Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 5, 2012
Permalink   
 

Rp out: Editledim. Atsubay olarak başlayayım o zaman. Bu arada marine işareti gelecek mi bana ?

Rp İn: Formumu bana veren kişiyi doğru uzatıp sorumun cevabını bekliyordum. Büyük bir dikkatle kendine işine vermiş olsa ki benim söylediğimi ve formumu uzattığını farketmemişti bile. Sessiz bir şekilde formumu uzatıp bekledim. İnsanların bana böyle ilgisiz yaklaşmasına alışmıştım artık. Ben de artık öyleydim onlara karşı. Birkaç dakika geçtikten sonra kolum ağırmaya başlamıştı. Artık tam bir şeyler söylemek üzeredeydim ki adam sonunda bana bakıp "Bana değil kaptana gidecek" demekle yetindi. Sonra yine dosyaların arasına gömüldü. Bu kadar mıydı o uzun bekleyişimin cevabı? İçimden adam küfredip odadan dışarıya çıktım.

Kaptanla buluşacaktım demek ha!. Bu benim için zordu fakat gitmek zorundaydım. Girişte büyük ihtimalle kaptanın odası olan odaya doğru gittim. Kapısını çaldım ve cevap gelmesini bekledim. Cevap gelince içeri girip "Merhaba, Ben Yoochun. İş başvurusu için gelmiştim" dedim. Sonra yavaşca masasına doğru ilerleyerek formu uzattım.



__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 5, 2012
Permalink   
 
RP-out: marine işaretin imzanda var zaten

RP-in:

İçeriye girip kaptana iş başvurusu için geldiğini söylüyorsun Kaptan eliindeki dosyayı alıp inceliyor. "İş Başvurusu ney lan! Lokanta mı burası ?" Sinirle bir süre daha söylendiktien sonra eliyle işaret ediyor. "Geç şuraya bekle fazla da ses çıkarma."

__________________
Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 6, 2012
Permalink   
 

Kaptan ona uzattığım formu alarak incelemeye başladı. Bir yandan da "İş başvusu ney lan! Lokanta mı burası?" sinirle bir süre söylendikten sonra eliyle işaret edip "Geç şuraya bekle fazla da ses çıkarma." dedi. Ne yani ne deseydim iş başvurusu için. Bak yine dedim. Sonuçta bu marine bir iş bende orda çalışmak için başvuruyordum. Bir de gelmiş beni azarlıyor. Piçe bak Kaptanlığı görsteririm ben ona derken içiimden "tsssss" iğrenç bir yılan sesi çıkarmıştım istemsizcene. Uppss... Uff yine oldu inşallah bir şey çakmamıştır. Nedense sinirlenince bu sesi çıkartıyordum. Belki içimdeki lanet beni ele geçirmeye çalışıyordu. Böyle söyleyince korkmaya başladım. Ya beni ele geçirip bir daha insan haline dönemezsem... Dönmesem ne olacak ki sanki şu an insanlığımla yaşıyordum diye düşünmeye başladım kaptanın gösterdiği yerde sessizcene oturarak.



-- Edited by MurdocK on Monday 6th of August 2012 01:50:30 PM

__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 6, 2012
Permalink   
 

Kaptanın sözlerini yutup yerine oturuyorsun. bir iki dakika kadar kaptan dosyana bakmıyor bile. Sonra kendi işlerini bitirip bir iki göz gezdiriyor dosyana, bir imza atıp geçiyor. "Tamam al şunu da çık dışarı. Yüz başına git; Benim gönderdiğimi söyle şu kılıç yeteneğini bir test etsin. Sonrada seni bir birliğe koysun"



__________________
Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 6, 2012
Permalink   
 

Sessizce kaptanı izliyordum bir yandan düşüncelere dalarak. Bir iki dakika kaptan dosyama bile bakmamıştı. Piç kaptan hemen hallet de işimi halledeyim. Eğer bir gün bu adadan ayrılırsam ki zaten ayrılacağım o zaman seni o sakladığım gücümle zehirleyip gidecektim. Görürsün sen kaptan aslında göremeyebilirsin hahahaahaa. Oh be sonunda benim dosyama bakmaya başladı bakalım ne diyecek. Kötü mü iyi mi kabul edildim mi edilmedim mi? Bir dakika ben niye heyecanlanıyordum ki basit bir işti bu. Belki ilk günden bırakacaklarımdan. Neyse sonunda dosyamı okudu ve imza attı ardından "Tamam al şunu da çık dışarı. Yüz başına git; Benim gönderdiğimi söyle şu kılıç yeteneğini bir test etsin. Sonrada seni bir birliğe koysun" dedi. "Yüzbaşı nerde*" diye sordum. Çünkü bu mükemmel binadaki hiç bir odayı hiç bir kişiyi bilmiyordum. Cevabımı aldıktan sonra yola koyuldum. Kılıç tekniklerim fena sayılmazdı. Lanetimden önce onunla geçiniyordum babamla beraber. Birkaç dakikalık arama sonunda yüzbaşının odasını bulup kapıyı çaldım. İçeri girip "Merhaba ben Yoochun beni kaptan yolladı. Kılıç yeteneklerimi test edecek mişsiniz?" Bu cümle nedir şimdi yine dalga geçilecektim. Ne olur dalga geçme bak sana da düşman kesilmeyeyim yüzbaşı kendi iyiliğin için.



__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 6, 2012
Permalink   
 

Kaptanın odasından çıkıp yüzbaşınınkine giriyorsun. Yüzbaşı kaptan kadar sert görünüşlü biri değil fakat hayatı umursamayan bir tavrı var. sen içeriya girip: "Merhaba ben Yoochun beni kaptan yolladı. Kılıç yeteneklerimi test edecek mişsiniz?" dediğinde önündeki sepetten bir elma çıkarıp masanın üstüne koyuyor. "İyi kes bakalım bunu."



__________________
Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 7, 2012
Permalink   
 

Yüzbaşı söylediklerim üzerine önündeki sepetten bir elma çıkarıp masanın üstüne koydu. "İyi kes bakalım bunu." dedi. Bunlar şaka mıydı ? Biri bana eşek şakası mı yapıyordu. Elmayı kesemeyen kılıç yoktur ki. Şimdi böyle düşününce elmada bir terslik olabileceğini düşündüm. Ama normal yediği sepetteki elmalardan birisiydi. Cadının pamuk prensese verdiği değil. Elmayı elime aldım. Gerçekten de normal elmaya benziyordu. O zaman bu karargahtakiler delirmişti. Hiç korsan saldırısı almayacaklarını sanıp ilgisiz davranmaya başlamışlardı bence. Önce kaptan sonra yüzbaşı. Başlarım böyle olduktan sonra zaten bana karışan olmazdı. Rahatım yani. Kılıcımı çekip elmayı havaya attım.Elmayı havada kesip diğer elimle elmanın yarısın tutup yiyecektim. Böyle daha artistikti. Bakalım sonuç ne olacaktı.



__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 7, 2012
Permalink   
 
Elmayı kesiyorsun fakat iki yarım parçada yere düşüyor tutamıyorsun. Yüzbaşı bir kaç dosya bulup dolduruyor sonra sana verip: "Tamam şimdi bunları al. ilk geldiğin dosya odasına götür. doldurup imzalasınlar

__________________
Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 7, 2012
Permalink   
 

Elmayı havada kesmiştim bu güzeldi fakat hamlanmışım uzun süredir kılıç kullanmadığım için. Elmaların ikisi de yere düşmüştü. Fakat beni takmayan yüzbaşı bunları farketmediği için sadece kendime rezil olmuştum. Büyük ihtimal testten geçmiş olacaktım ki çok zor bir testti gerçekten, yüzbaşı bir kaç dosya bulup doldurdu. Sonra bana verip "Tamam şimdi bunları al. ilk geldiğin dosya odasına götür. doldurup imzalasınlar" dedi. Kimsede demiyor ki aga bu nedir? Kimdir? diye. Ya casus korsan olsaydım ne olacaktı o zaman hallerine. İnsan az takar demi yaptığı işi. Aslında kızgınlığım yaptıkları işe karşı ilgisizlikleri değil her zaman olduğu gibi bana olan ilgisizlikleriydi. Hep kendime alıştığımı söylediğim şey aslında hiç bir zaman peşimi bırakmayacaktı tıp ki benim kardeşimi öldürdüğüm gerçeği gibi...

Yol nasıl geçmişti anlamamıştım. Girişteki askerin beni getirdiği yere geri dönmüştüm. Yine elimden formları almasını bekleyecektim. Sonra o beni kaptana, kaptan da yüzbaşına, yüzbaşı da uşağa... Bir dakika o farklı bir şeydi. Neyse odaya girdim ve formu uzatıp "Yine ben sevindin mi?" dedim. Şimdi bunu neden dediysem. 



__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 7, 2012
Permalink   
 

Adam elinde formları cevap vermeden alıyor. İşini bitirdikten sonra tek bir kağıdı sana uzatıyor. "Bunu al evine git yarın gel başlayıp başlayamayacağını öğren."



__________________
Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 7, 2012
Permalink   
 

Adam elimdeki formları o güzel soruma cevap vermeden almıştı. Zaten cevap vermesini istemiyordum öyle bir saçma soruya. Ama bu marine karargahı bir eşek şakası falan olmalıydı. Şaka olsa birle onu bozmayacak oynamaya devam edecektim. Adam işini bitirdikten sonra tek bir kağıdı bana uzatıp "Bunu al evine git yarın gel başlayıp başlayamayacağını öğren." dedi. Demek daha kabul edilmemiştim. Zaten kabul etmemeleri geçmişimi araştırmaları gerekiyorlardı. Peki ya evim ? Benim evim diyebileceğim bir yer yoktu şu ana kadar. Bu ne o olaylardan sonra ne de içimdeki lanetten dolayı olmuştu. Benim doğduğumdan beri evim dediğim yer olmamıştı. O zaman şimdilik bir motel bulup daha sonra da kendime ev bakabilirdim. Ya da birisini öldürüp evine yerleşebilirdim. Ancak şehirdeki insanların birbirlerine yakınlık derecesini bilmiyordum sonra sakata gelmeliyim. İlk önce motelde kalayım daha sonra ise bir şeyler bulurdum. Adamın uzattığı kağıdı alıp hiçbir şey söylemeden uzaklaştım. Kendimi o güzel binadan dışarı atmak istemesem de bu kadar insanlarla yakınlaşma yeterdi benim için. Evet eski dostlarım yine ben geldim. Kum rüzgar güneş...

Kafama kapşonumu yine geçirip o geniş yollarda yürümeye başladım bir han bulana kadar.



__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 8, 2012
Permalink   
 
Bir süre boş boş yürüyorsun. Sonra dar bir sokağa giriyorsun. Öyle ki rüzgar kesiliyor burda. Üç kişinin yan yana yürüyemeyeceği kadar dar. İnsanların kıyafetleri değişiyor. O eski gösterişli insanlar yok burada. Fakir ve aç olduklar her halinden belli bu insanların. Anlaşılan ülkenin zenginleri bu sokaklara giremeyecek kadar şişmanlar. Yalın ayak koşan bir kız çocuğu görünce kumun sıcak olduğunu hatırlıyorsun. Kum sıcaktı hatta ayakları yanan biri için güneşten daha sıcaktı. Güneşe bakmak için başını kaldırınca etrafındaki yıkık dökük hanları görüyorsun. Sağdaki biri Harab olmuş ve üzerindeki bir çok yerde korsan bayrakları kazınmış. Sol taraftaki ise daha derli toplu ama onunda pek lüks olduğu söylenemez.

__________________
Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 8, 2012
Permalink   
 

Bu şehrin durumu hiçte iyi gözükmüyordu. Zenginler ve fakirler arasında o kadar fark vardı ki şu an girdiğim dar sokağa zenginlerin şişman vücudu sığmaz burdakinlerin ise daha üzerlerine giyecek kiyafetleri yok gibiydi.  Birden yalın ayak koşan bir kız hemen önümden geçmişti. Yalın ayak? Burası çöldü. Kumun sıcaklığı o kadar fazlaydı ki hele ayakları yanan birisi için güneşten bile fazla olmalıydı. Fakat sıcağa aldırmadan koşuyordu. Hedefi her neyse onu başarmak uğruna acılarını hiçe sayıyordu. Bu acıyı çektiren eski dostum kuma bunu yapması için onu zorlayan güneşe bakmak için başımı kaldırınca etrafımdaki yıkık dökük hanları görmeye başladım. Sağdakilerden birisi için harap olmuş demek az kalırdı. Üzerindeki korsan bayrakları kazınmıştı. Sol taraftaki ise diğerinden az da olsa iyiydi fakay onunda pek lüks olduğu söylenemezdi. İkisinden birini tercih edecektim. Yanımda 1000 beli vardı. Bununla burada bir kaç gün kalmak sorun olmazdı heralde? Zaten şu zengin piçlerinden birinin evine yerleştikten sonra sorun kalmazdı. Harap hanlarda yatmaya alıştığım için sağdakine gitmeye karar verdim. Parası ucuz olmalıydı. Kapıdan içeriye girdim. Etrafımı incelemeye başladım.



__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 8, 2012
Permalink   
 

İçeride bir lobi vardı. Sol tarafta tezgah gibi bir alan ve arkasında da bir adam vardı. Belli ki bu herifi hanın görevlisiydi. Sağ tarafta ise masa ve koltuklara yayılmış bir çok serseri. İlerde yukarıya çıkan bir merdiven ve aşağıdan gelen gürültüler... Bunlar benim her adada gördüğüm mütevazi hanlarda olan küçük jestler gibiydi. Böyle yerleri çok seviyordum. O kadar kişi vardı fakat hiç biri bana karışmıyordu. Kalabalığın içerisindeki yalnızlık. Anlaşılan aşağı katta tam eğlence vardı. Müzik sesleri, insan kahkahaları, kadın çığlıkları hepsi bir araya girmiş gibiydi. Aşağıda neler döndüğünü merak etmiştim. Önce han görevlisiyle konuşup gecelik ne kadar olacağını soracaktım. Eğer fiyat uygun gelirse burada  konaklayabilirdim kendi güzel bir ev bulana kadar. Tezgaha doğru yaklaştım "Burda bir kaç gün kalmayı planlıyorum. Günlük ne kadar? Ve alt kattaki eğlencenin sebebi ne?" diye sordum han görevlisi sandığım herife.



-- Edited by MurdocK on Wednesday 8th of August 2012 04:33:29 PM

__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 8, 2012
Permalink   
 

Adam bana bakıp ilginç bir cevapla karşılık vermişti ""Geceliği 200 Beli. Ve bu hanın alt katı yok." ne 200 beli mi burada en fazla 5 gün kalabilirdim. Böyle yıkık dökük hanı daha ucuz beklerdim ama diğer adadakiler de bundan farklı değillerdi. Evinin olmamasının dezavantajlarından biriydi bu. Paran hemen suyunu çekiyordu. Fakat "Alt katta yok ne demek? Bu sesler nerden geliyor o zaman?" dedim şaşırarak. Alt katın olup olmaması benim için problem değildi fakat seslerin kaynağının ne olduğunu nereden geldiğini bilmek istiyordum. Belki eğlenceye katılıp onlarla birlikte eğlenecektim belki de onların eğlencesini benim hayatım gibi zehir edecektim. 2. seçenek benim için uygun gibi duruyordu. Zaten o zorlu(!) testte hamlandığımı farketmiştim. Bu benim için gayet eğlenceli antreman olabilirdi. O zaman herkes eğlenmiş olacaktı. Fakat bu parti neredeydi. Sorduğum soru üzerine han görevlisine bütün dikkatimi vererek bakmaya başladım



-- Edited by MurdocK on Wednesday 8th of August 2012 04:33:01 PM

__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 8, 2012
Permalink   
 
Sağdakinden içeriye giriyorsun, İçeride bir lobi var. Sol tarafta tezgah gibi bir alan ve arkasında bir adam var belli ki hanın görevlisi. Sağ tarafta ise masa ve koltuklara yayılmış bir çok serseri. İleride yukarıya çıkan bir merdiven var. Ve aşağıdan bir yerden inanılmaz gürültüler geliyor. Anlaşılan aşağı katta tam bir eğlence var. Müzik sesleri, İnsan kahkahaları kadın çığlıkları hepsi bir araya girmiş gibi...

__________________
Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 8, 2012
Permalink   
 
Adam sana bakıp ilginç bir cevapla karşılık veriyor: "Geceliği 200 Beli. Ve bu hanın alt katı yok."

__________________
Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 8, 2012
Permalink   
 
Han görevlisi ağırlığını tezgahın üzerine koyarak suratını sana yaklaştırıyor: "Bu hanın alt katı yok merdivenler sadece yukarı çıkarlar. Ve bu odada ses falanda duyulmuyor. Eğer kalıcaksan geceliği 200 Beli kalmayacaksan siktir git."

__________________
Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 8, 2012
Permalink   
 

Han görevlisi bana biraz daha yaklaşmak için masaya yaslanıp gözlerimin içine bakarak "Bu hanın alt katı yok merdivenler sadece yukarı çıkarlar. Ve bu odada ses falanda duyulmuyor. Eğer kalıcaksan geceliği 200 Beli kalmayacaksan siktir git" dedi. Bu handa bir şeyler döndüğü kesindi. Cebimden 200 beli çıkartıp "Tamam tutuyorum bir oda" deyip parayı uzattım. Bu heyecanı kaçıramazdım. Burada neler olduğunu çözmeden uyuyamazdım. Sözde olmayan alt kattaki olayların ne olduğunu bilmeden bu handan ayrılamazdım. Fakat yarın iş için yine karargaha uğramam lazımdı. Bu yüzden bu olay bu gece bitecekti. Eğlence başlasın...



__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 8, 2012
Permalink   
 
adam parayı alıp cebine koyuyor ve arkasından sana bir anahtar veriyor: "4 Numara yukarı çık odanı bul. Yarın ya anahtarı ya da 200 beli daha getirirsin." Anahtarı alıp yukarı çıkıyorsun. 4 numaralı odayı bulup giriyorsun. İçeride sadece bir yatak var ve başka hiç bir şey yok. Bir pencere dahi yok. Gerçekten bu oda aldığı parayı hak ediyor gibi görünüyor

__________________
Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 9, 2012
Permalink   
 

Adam verdiğim parayı alıp cebine koydu. Arkasından bir anahtar seçip bana uzatırken "4 Numara yukarı çık odanı bul. Yarın ya anahtarı ya da 200 beli daha getirirsin." dedi. Anahtarı alıp  yukarı çıkarken burada neler döndüğünü düşünmeden edemiyorum. Akşam herkes yattıktan sonra alt kat var mı yok mu araştıracaktım. Aşağıda neler olduğunu öğrenmeden uyumayacaktım.

Yukarıda 4 numarayı bulduktan sonra kapıyı açıp içeri girdim. Oda tam bir fiyaskoydu. Sadece bir yatak vardı duvarların haricinde. Ne pencere ne bir halı ne bir dolap sadece yatmak için yatak.  Fakat bu gece geçtikten sonra belki buradan ayrılırdım. İşe kabul edilirsem denizcilerin özel karargahında kalabilirdim. Olmadı bir zengin evine girer orada rahatıma bakardım. Zaten bu gece de pek uyuyacağımı zannetmiyorum. Şimdi olanları öğrenebilmek için gecenin çökmesini bekleme vakti.



__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

Admin
Status: Offline
Posts: 907
Date: Aug 9, 2012
Permalink   
 

Yatağında beklerken gece yavaş yavaş geliyor ve dışarıdan gelen sesler kesiliyor. Artık insanlar için dışarıda gezmenin pek sağlıklı olmayacağı saatler gelmiş gibi...

karakter statı +1

Yetenek statı +1



__________________
Marine Subayı
Status: Offline
Posts: 130
Date: Aug 9, 2012
Permalink   
 
Teşekkürler Rp için

__________________

 6dFIzPKnkSAvR5pv4B3eQywJMrC4Y.png

Spoiler

 

 
Page 1 of 1  sorted by
Quick Reply

Please log in to post quick replies.



Create your own FREE Forum
Report Abuse
Powered by ActiveBoard