Yatağımın üzerinde gözlerimi kırpmadan bekliyordum gecenin üzerimize düşmesini. Alt kattaki partiyi sonuçlandıramazsam zaten uyuyamazdım. Böyle ilerlerken saatler gecenin karanlığı tüm adayı kaplamıştı. Artık insanlar için dışarıda gezmenin sakıncalı olacağı zamanlar gelmişti. Artık aşağı katı inceleyebilirdim. Odamdan dışarı çıktım ve etrafta kimsenin olup olmadığını kontrol ettim. Lanetimi kullanarak boyu 10-15 cm olan insanların zor fark edeceği bir yılana dönüşmüştüm. Lanetimde her ne kadar da nefret etsem her ne kadar da korksam bazen bana verilmiş bir nimet gibi geliyordu. Zor durumlarda beni kurtaracak bir yardımcı, yalnızlığımı suçlayacak bir düşman ve insanlara karşı soğukluğumun bir simgesiydi.
Her ne kadar bu formumda yavaş hareket etsemde emin kıvırımlarla ilerliyordum hedefime doğru. Bu formumda ne kadar küçük gözüküyordum değil mi? Fakat normal bir insandan bile daha fazla güçlüydüm. Ve asağıdaki olayları öğrenmek amacıyla bundan daha da uygun formum yoktu.
İnsanlar benle konuşmayabilirdi. Beni takmayabilirlerdi. Ancak bana yalan söyleyecek tek kişi ben olmalıydım. Bu yüzden han görevlisine karşı ayrı bir kin beslemeye başlamıştım. Fakat önce olayları öğrenmeliydim. Belki ben delirmiştim ve han görevlisi doğruyu söylüyordu. Şimdi kendimizi kandırmayalım herkes orada ses duyduğumu biliyor değil mi? Ancak emin olmaktan zarar gelmezdi. Emin olduktan sonra ise neler yapabileceğime bakacaktım.
-- Edited by Monkey D Luffy on Sunday 12th of August 2012 03:32:18 PM
__________________
Spoiler
Karakter Adı: Yoochun
Korsan/Marine : Marine
Ödülü/Rütbesi : Subay
Silah:Kılıç
Para: 100 800
Meyvesi: Hebi Hebi no mi: Model Basiliks
Karakter Statları: Güç:5+3 Dayanıklılık:4+1 Çeviklik:7+3 Refleks: 4
Aşağıya doğru süzülüyorsun. Merdivenlerden inip lobiye ulaşıyorsun. Hiç kimse kalmamış ama hala aşağıdan sesler geliyor. aranıyorsun fakat alt kata geçen bir merdiven bulamıyorsun. O sırada biri hana giriyor; lobi kısmındaki koltuklardan birini kaldırıyor ve koltuğun altındaki gizli kapıdan aşağıya geçiyor.
Aşağıya doğru kıvrılarak süzülüyordum. Merdivenlerden inip lobiye ulaşmıştım bile. Düşündüğümden daha hızlı gidiyordum. Bu iş kolay olacak gibiydi. Lobide hiç kimse kalmamıştı ama hala aşağıdan sesler geliyordu. Tüm odayı aramıştım fakat alt kata geçen bir merdiven bulamamıştım. Tam umudumu kesmiştim ki o sırada hana birisi girmişti. Lobi kısmındaki koltuklardan birini kaldırıp koltuğun altındaki gizli kapıdan aşağıya inmişti. Biliyordum, işte bir şeyler çevirdikleri besbelliydi. Yoksa neden alt kat olmadığını ya da neden gizli kapı koyarlardı ki. Ses olduğu halde neden yokmuş gibi davranırlardı ki. O herifin gelmesi iyi olmuştu. Yoksa aşağıya inen kapıyı bulamayacaktım. Etrafıma bakıp kimsenin olmadığından emin olunca insan formuma geri dönmüştüm. Bu formda ne kadar uzun kalırsam kendimi rahatsız ve ele geçirilmiş fakat aynı zamanda kendimi bir o kadar da güçlü hissediyordum. Herifin gitmesinden 1-2 dakika sonra koltuğu kaldırıp gizli bölmeden aşağıya doğru indim. Kapağı kapattıktan sonra direk eski formuma dönerek yine olayları izleme moduna geçmiştim karşıma neler çıkacağını bilmeden.
__________________
Spoiler
Karakter Adı: Yoochun
Korsan/Marine : Marine
Ödülü/Rütbesi : Subay
Silah:Kılıç
Para: 100 800
Meyvesi: Hebi Hebi no mi: Model Basiliks
Karakter Statları: Güç:5+3 Dayanıklılık:4+1 Çeviklik:7+3 Refleks: 4
Merdivenler aşağıya doğru dönerek iniyorlardı ve alt katta adeta bir bar vardı. iki barmen tezgahın başında durmadan bardaklara sake dolduruyor. Gözünü alan ışık altında onlarca korsan birbirlerine duvarlardaki kendi posterlerrini övünerek gösteriyordu. Bunca ödüllü korsan şehrin bu ücra hanında rahatça sakelerini içiyorlardı.
Merdivenler aşağıya dönerek iniyordu. Merdivenlerden indikten sonra farkedilmediğime emin olunca etrafı incelemeye başladım. Alt kat adeta bara benziyordu. İki barmen tezgahın başında durmadan içkiler dolduruyordu. Gözümü alan ışık altında anladığım kadarıyla hepsi korsan olan onlarca kişi vardı birbirlerine duvarlardaki kendi posterlerini övünerek gösteren. Burası gizli bir korsan barıydı fakat neden bu ücra hanı seçmişlerdi ki? Al işte ben dedim size alt katta bir şeyler dönüyor diye. Fakat neler döndüğü ile ilgili en ufak fikrim yoktu. Belki bu kadar korsan aynı andan adaya saldırabilirdi ya da önemli bir patron tarafından verilen emirlerini beklemeleri için kaldıkları yerdi burası. Böyle ücra bir handa istedikleri işi istedikleri zaman farkedilmeden yapabilirlerdi. Denizcilerin buradan haberi olmadığına adım gibi emindim. Hatta bu adada yaşayan insanlardan da haberleri yoktur o piçlerin. Bir an normal halime dönüp korsanmışım gibi onlarla konuşasım gelmişti. Onları konuşturarak daha fazla bilgi elde edebilirdim. Ancak şimdilik böyle kalmakta fayda vardı. Bir şeyler öğrenene kadar kıvrılırdım buraya. Daha sonra öğrendiğim bilgiye göre harekete geçebilirdim belki.
__________________
Spoiler
Karakter Adı: Yoochun
Korsan/Marine : Marine
Ödülü/Rütbesi : Subay
Silah:Kılıç
Para: 100 800
Meyvesi: Hebi Hebi no mi: Model Basiliks
Karakter Statları: Güç:5+3 Dayanıklılık:4+1 Çeviklik:7+3 Refleks: 4
Elinde süpürge olan adam yavaş yavaş aşağıya inmişti. Elindeki süpürgeyle masaların arasında dolaşarak yerleri süpürmeye başlıyordu. O süpürdükçe korsanlar etrafı tekrar kirletiyordu.
Az önce masadan ayaklanan korsanın karşısındaki masadan başka bir korsan ayağa kalkarak ''O lanet heriflerin hepsinin kafasını aldığımız zaman devrimciler bize şükranlarını sunacaklar. Kahrolası marine birliği.'' şeklinde inlemeye başlıyordu. Bir süre aynı şeyleri tekrarladıktan sonra yerine oturuyordu. Elinde süpürge olan adam etrafı temizlemeye devam ederken iyice kafayı bulmuş korsanlardan birisi elindeki bardağı adama doğru fırlatıyordu. Adam, üstünün başının ıslanmasına engel olamıyordu ve ister istemez ''İt soyları.'' diyordu. Bardağı fırlatan korsan bu durumu fark etmiş olacak ki yerinden doğruluyordu ve sağa sola sendeleyerek yaşlı sayılabilecek adamın yakasına yapışıyordu. ''Bize mi dedin seni gidi kendini bilmez. Benim kim olduğumu biliyor musun?''dedikten sonra her ne kadar alkolün etkisinde olsa da adamın ayaklarını yerden kesiyordu. Yaklaşık olarak on santimetre kadar adamı yerden yükselttikten sonra arkasına dönerek ''Gerçekten ben kimdim?'' diyordu. Bu kadar içmiş olmasına ve kendinde olmamasına rağmen adamın gücünün yerinde olması seni şaşırtmaya yetiyordu. Karşında masum bir insanın acı çektiğini görebiliyorsun ancak bilginin mi yoksa adamın mı daha önemli olduğu konusunda bir karar vermen gerekiyor.
-- Edited by Monkey D Luffy on Friday 10th of August 2012 10:08:09 PM
OUT: Benim yazdıklarımı direk olarak kopyalamak yerine kendi cümlelerinle yazsan daha güzel olur.
IN:
Korsan bir süre adamı hiç kıpırdamadan tuttuktan sonra pis bir gülümsemeyle beraber ''Pekala seni affettim.'' diyordu. Temizlikçi adam ise memnuniyetle arkasını dönerek işine devam ediyordu. Az önce yerinden kalkan korsan büyük bir kahkaha atarak ''Gerçekten aptal olmalısın.'' diyordu ve kolunun keskin bir demire dönüştüğünü fark edebiliyordun. Demir çok kısa bir süre içerisinde kılıç şeklini alıyordu ve adam yerinden hiç kıpırdamıyordu. Her şey bir anda gerçekleşiyordu. Kılıca dönüşen kol uzuyordu ve uzarken inceliyordu.İhtiyar ise hiçbir şeydan habersiz bir şekilde işine devam ediyordu. Kılıç ihityarın arkasından kalbini delebilecek bir şekilde hızla ilerliyordu ancak adama temas ettiği anda gücünü kaybediyordu. İhtiyar arkasını dönerek yüzüne takındığı kendinden emin gülümsemesiyle ''Hoşçakal evlat.'' diyordu ve süpürgenin içine gizlediği kılıcını çıkararak korsanın kafasını vücudundan ayırıyordu. Yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle bu hareketi gerçekleştiriyordu. Sen ise olup bitenleri sadece izlemekle yetiniyordun. Adam yaklaşık olarak on beş dakika içerisinde içerideki tüm korsanların işini bitirerek kapıya doğru yöneliyordu. Kimisi baygın ve oldukça ağır yaralı haldeki korsanları son kez süzdükten sonra, adama doğru bakışlarını çevirdiğinde. ''Artık saklanmana gerek yok evlat. Eğer korsan değilsen sana zarar vermeyeceğime emin olabilirsin. Olanları merak ediyorsan beni takip et.'' diyordu ve çıkışa kadar seni beklemeden ilerliyordu. Kapıdan dışarıya çıktığında ise cebinden çıkardığı purosunu yakarak seni beklemeye başlıyordu.
-- Edited by Monkey D Luffy on Friday 10th of August 2012 10:45:58 PM
İhtiyar senin gelişinle beraber purosundan bir fırt çektkten sonra dumanını sana doğru üflüyordu. Seni dikkatlice süzdükten sonra''Senin gibi bir meyve kullanıcısı daha önce görmemiştim Asteğmen Yoochun.'' diyordu. Senin şaşkınlığın oldukça artıyordu ancak adam kendisi hakkında bir şey söylemiyordu. Ardından gülümseyerek ''Şimdi A-101 karargahına dön ve hazırlıklarını tamamla. Bir grup korsan yarın karargaha misilleme yaparak bir mahkumu kaçırmaya çalışacak. Ayrıca kumandanın kafasını alacaklarını da öğrendim. Beni bu iş için buraya yollayan amiralle de konuşmam gerekecek galiba. Kendilerini koruyamayacaklarsa ölmeleri gerekir. Marine olacak yetenekte değiller anlaşılan. Beni sormana gerek yok. Kısa bir süre sonra yukarıda zaten karşılaşacağız. Senin yeteneklerin bizim için oldukça kullanışlı olacak.'' diyordu ve seri bir şekilde gözden kayboluyordu. Az önce yaşadıklarının hayal mi gerçek mi olduğunu pek anlayamasanda karargaha dönerek rapor vermen gerektiğini ve bir an önce yarın için hazırlanman gerektiğini biliyorsun. Ayrıca dinlenmek içinde pek fırsatın olmadığı için dezavantajlı durumda olacağına eminsin. Adamın yukarıyal neyi kast ettiği sorusu da kafanı meşgul etmekte.
-- Edited by Monkey D Luffy on Friday 10th of August 2012 11:02:05 PM
RP OUT: Merhaba ben yeni gm olarak kurgunu devralmış bulunuyorum. Bundan sonra beraber ilerlemeye çalışacağız. Umarım ikimizde eğleniriz. Senin gücünle orantılı rakipleri karşına çıkarmaya çalışacağım.
RP IN:
Bir süre etrafı inceliyorsun ve beş tane masa olduğunu görebiliyorsun. Her masada dört korsan oturmakta ve hararetli bir şekilde konuşuyorlar. Ellerindeki sake dolu bardakları çarpıştırdıkları zaman bardakların yarısı boşalmış gibi hissediyorsun. Hiçbir şeyi umursamıyorlar gibi dursalar da büyük bir şeylerin peşinde olduklarını düşünmeden edemiyorsun. Sonuçta bu kadar korsanın bir araya gelmesi hiçte normal karşılanacak bir şey değil.
Aralarından birisi oturduğu yerden ayağa fırlayarak biraz da sakenin etkisiyle ''Hepinizin şerefine içiyorum dostlar. Yakında yapacağımız saldırıyla tüm North Blue' yi sallamakla kalmayacağız. Dünya bile bu olay karşısında şaşıracak ve bizi gördüklerinde ürkek bir hayvan gibi köşelerine dönecekler. Şerefinize dostlarım.'' şeklinde yaptıkları konuşma senin dikkatini çeken şey oluyor. Korsanların hepsi aynı anda bağırarak etrafı yıkıyorlar adeta. Ne yapacaklarını gerçekten merak etmeye başlıyorsun.
Belki biraz daha burada saklanarak bilgi edinebileceğini düşünsende gizli kapının açıldığını fark ediyorsun. Elindeki süpürgeyle bir adamın yavaş yavaş aşağıya geldiğini fark etmen gecikmiyor. Saklandığın yerin güvenli olup olmadığı konusunda şüpheye düşmüş durumdasın.
Odada beş tane masa vardı ve her masada dört korsan oturmaktaydı. Hareretli bir şekilde konuşuyorlardı. Hiç bir şeyi umursamıyor gibi dursalar da bir şeyin peşinde olduklarına emindim. Yoksa burada gizli bir şekilde toplanma sebebleri ne olabilirdi ki? Pardon biz insan içine çıkamıyoruz veya o ilgisiz marinelerden korkuyoruz muydu? Yani bu kadar korsanın bir araya gelmesi normal karşılanacak bir şey değildi. Üstelik ben marine olmak üzereyken.
Aralarından birisi oturduğu yerden kalkıp "Hepinizin şerefine içiyorum dostlar. Yakında yapacağımız saldırıyla tüm North Blue' yi sallamakla kalmayacağız. Dünya bile bu olay karşısında şaşıracak ve bizi gördüklerinde ürkek bir hayvan gibi köşelerine dönecekler. Şerefinize dostlarım." dedi. İşte bakın size söylemiştim. İçgüdülerim yanılmıyor şu sıralar nedense. Fakat bu cümleler ardından sorularım daha da artmıştı. Bunlar neyi amaçlıyorlardı bilmem lazımdı. Burada biraz daha durup olanları öğrenecektim. Ne de olsa bu kadar sarhoşken bütün sabah burada dursam bile beni farketmezlerdi.
İzlemeye devam ederken onları gizli kapı açılmıştı. Elindeki süpürgeli herif yavaş yavaş aşağıya geliyordu. Eğer buraları temizlerse farkedilirdim. 20 kadar korsanla tek başıma dövüşmek zorunda kalacaktım. Ancak bu lanetimle onları alt edebilecek güçteydim. Direk belirmeden önce hizmetçinin neler yapacağını merak ediyordum. Eğer bana çok yaklaşırsa birden yarı formuma dönüp "Selam piçler" diyerek ortaya çıkacaktım.
__________________
Spoiler
Karakter Adı: Yoochun
Korsan/Marine : Marine
Ödülü/Rütbesi : Subay
Silah:Kılıç
Para: 100 800
Meyvesi: Hebi Hebi no mi: Model Basiliks
Karakter Statları: Güç:5+3 Dayanıklılık:4+1 Çeviklik:7+3 Refleks: 4
Adam temizlemeye başlamıştı simdiden her yeri. Tehlike içerisindeydim. Büyük ihtimal ortaya çıkmak zorunda kalacaktım. Ancak o temizledikçe etrafı yeniden kirleten korsanlar etrafı tekrar kirletiyordu. Bu da bana zaman kazandırıyordu. Bu süre zarfı içinde adamları biraz daha dinleyebilirdim. Az önce masadan ayaklanan korsanın karşısındaki başka bir korsan ayağa kalkarak "'O lanet heriflerin hepsinin kafasını aldığımız zaman devrimciler bize şükranlarını sunacaklar. Kahrolası marine birliği." diyor. Hey bana laf atmıştı şimdi. Hop birader orda dur bakalım. Ben marine olacağım yarın haberin var mı senin ? Lanet olası korsanlar bu konuşmadan bile etkilenmişti. Fakat sabret biraz daha. Belki daha fazla korsan olabilirdi. Bunları öldürürsem bir şey elde edemezdim ancak dinlersem bunu marineye bir söylenti olarak yayabilirdim bunları öldürdükten sonra. İyicene kafayı bulmuş korsanlardan birisi temizlik yapan herife bardağını fırlattı. "İt soyları" demişti büyük ihtimal istemsizcene temizlikçi eleman. Eyvah bunu yapmayacaktın adamım. İşte farketmişti leş kokan pislik. İçkinin etkisiyle dengesiz yürüyordu. Adamın yakasına yapışıp "Bize mi dedin seni gidi kendini bilmez. Benim kim olduğumu biliyor musun?" dedikten sonra alkolün etkisinde olsa bile adamın ayaklarını yerden kesiyordu. Sonra arkasına dönerek "Gerçekten ben kimdim?" dedi. Ahaha bunun kafa iyicene gitmişti. Fakat bu adam bu halde bile güçlüydü. Belki buradakiler bana rakip olacak tiptendiler. Fakat hizmetçi ölecekti kendine yazık etmiş oldu. Zaten beni bulsaydı ben öldürecektim onu. Yani değişen bir şey yoktu. Bana yardım etmişti bu korsan ama kendine nasıl yardım edecekti?
__________________
Spoiler
Karakter Adı: Yoochun
Korsan/Marine : Marine
Ödülü/Rütbesi : Subay
Silah:Kılıç
Para: 100 800
Meyvesi: Hebi Hebi no mi: Model Basiliks
Karakter Statları: Güç:5+3 Dayanıklılık:4+1 Çeviklik:7+3 Refleks: 4
OUT : Olabildiğince değiştirmeye çalışıyorum ancak uzun olduğu için çoğu şeyi yazıyorsun Rp in : Korsan bir süre adamı havada beklettikten sonra "Pekela seni affettim" dedi. Temizlikçi adam memnun bir şekilde işine yapmaya başlamıştı. Salak adam korsana inanılır mı? Öldün birazdan işte. Yapacak bir şeyim yoktu derken işte düşündüğüm oldu. Adam saldıracaktı. Bir dakika kolu kılıca dönüşmüştü. Bu da benim gibi lanetli miydi. Ne yani sadece lanetli olan bir ben değil miydim? Peki laneti olduğu halde nasıl bu kadar korsanla bir arada takılıyordu. Nasıl onlarla arkadaş oluyordu. Nasıl onlara gücünü bu kadar rahat gösterebiliyordu. Sorun bende miydi yani. belki de insanlara yakınlaşmamak için bahane olarak kullanıyordum bu laneti. Ah bir dakika şu temizlikçiye dönelim. Bir saniye içinde ölecekti. Kılıç uzamış ve sırtına girecekti ki ihtiyara temas ettiği an tüm gücünü kaybetmiş gibiydi. İhtiyar adama döndü suratında emin bir gülümseme ile "Hoşçakal evlat." süpürgenin içine gizlediği kılıcıyla adamın kafasını keserek. Lan kimdi bu ihtiyar bu güçlü adamı çok rahat indirmişti. Ardından gelen 15 dk içerisinde kalan tüm korsanları temizlemişti. O kadar güçlüydü ki beni de direk öldürebilirdi. Aslında direnirdim ama görmemesi için yine de dua ettim.Biliyorum birazdan beni görecek değil mi? Ve evet gördü. Bana bakarak "'Artık saklanmana gerek yok evlat. Eğer korsan değilsen sana zarar vermeyeceğime emin olabilirsin. Olanları merak ediyorsan beni takip et" dedi. Korsan değildim hatta marineydim direk düşmanları. Fakat nasıl bu kadar güçlü olabilirdi. Aynı zamanda tüm işlerimi berbat etmişti. Arkasından gidip kim olduğunu ve neden burada olduğunu öğrenecektim. Normal formuma dönerek kapıdan çıktım. Purosunu yakmış bir şekilde beni bekliyordu. "Hey ihtiyar kimsin sen? Ve bu arada burda iş arıyordun" dedim mesafemi koruyarak adamdan. Belki bana saldırmayacaktı ama tedbirli olmalıydım. Sorularımın cevabını pür dikkatle bekliyordum.
__________________
Spoiler
Karakter Adı: Yoochun
Korsan/Marine : Marine
Ödülü/Rütbesi : Subay
Silah:Kılıç
Para: 100 800
Meyvesi: Hebi Hebi no mi: Model Basiliks
Karakter Statları: Güç:5+3 Dayanıklılık:4+1 Çeviklik:7+3 Refleks: 4
"Senin gibi meyve kullanıcısını daha önce görmemiştim Asteğmen Yoochun" dedi. Bir dakika meyve ben meyve kullanmıyordum ki. Acaba lanetimden mi bahsediyordu. Olabilir aslında çünkü o lanet bana o korsanların gemisinde yediğim zaman gelmişti. O zaman meyve lanetliydi ve bu meyvelerden bir tane yoktu. Adamın öldürdüğünden anladığım kadarı ile. peki bu adam benim ismimi nerden biliyordu. Ahh kimsin sen ihtiyar kimsin? Birde şimdi gülümsüyordu. Bir şey söylemiyordu. Heralde yüzümdeki şaşkın ifadenin arttığını görünce devam etti "Şimdi A-101 karargahına dön ve hazırlıklarını tamamla. Bir grup korsan yarın karargaha misilleme yaparak bir mahkumu kaçırmaya çalışacak. Ayrıca kumandanın kafasını alacaklarını da öğrendim. Beni bu iş için buraya yollayan amiralle de konuşmam gerekecek galiba. Kendilerini koruyamayacaklarsa ölmeleri gerekir. Marine olacak yetenekte değiller anlaşılan. Beni sormana gerek yok. Kısa bir süre sonra yukarıda zaten karşılaşacağız. Senin yeteneklerin bizim için oldukça kullanışlı olacak.''dedi. ve birden oratadan kayboldu. "İhtiyar daha sorularım var lanet olası piç" diye bağırdım. Şu an yatağımda uyuya kalmıştım değil mi ? Çünkü bunların gerçek olma olasılığı çok düşüktü. Ah ihtiyar ah yine milyonlarca soru çıkartıp ortadan kayboluyordun. Ama amiralden bahsetmişti. Bu adamı amiral göndermişti dediğine göre. Amiral denizcilerin en büyük gücüydü. Bunun güçlü olması o zaman şaşılacak olaylardan biri değildi. Fakat suikast olayını nereden biliyordu ya da yukarısı neresiydi. Peki meyveler olayı neydi. Ancak o denizcileri değiştirme konusunda adama katılıyordum.Bunları öğrenmem o adamı bir daha görmem lazımdı. Nasıl bulacağımı bilmiyordum ama o beni bulurdu heralde. Dediğini yapmak için var gücümle karargaha doğru koşmaya başladım. İçeriye girip direk kaptana bu olayı rapor etmem lazımdı. Bu saatte yolda insanların olmaması işime yarayacaktı. Kısa vakitte karargaha vardım.
__________________
Spoiler
Karakter Adı: Yoochun
Korsan/Marine : Marine
Ödülü/Rütbesi : Subay
Silah:Kılıç
Para: 100 800
Meyvesi: Hebi Hebi no mi: Model Basiliks
Karakter Statları: Güç:5+3 Dayanıklılık:4+1 Çeviklik:7+3 Refleks: 4
Kısa sürede karagaha varıyorsun ve askerlerin hararetli bir çalışma içinde olduğunu görebiliyorsun. Kumandan oldukça endişeli bir şekilde etrafta dolanıyor ve senin geldiğini gördüğü anda seri bir şeklde yanına yaklaşarak ''Olanlardan haberin var mı genç teğmen? Az önce Tuğ-amiralden bir rapor aldık. Seni buraya yolladığını ve bir grup korsanı etkisiz hale getirdiğiniz bilgisine sahibiz. Gerisini senin bildiğini ancak askerleri hazırlamam gerektiğini söyledi. Anlamıyorum ki tuğ-amiral seni nereden buldu ve burada ne işi var. Grand Line' a dönmek için yola çıktığından da bahsetti. Kesinlikle bir şeyler olmak üzere. Çabuk olanları anlat.'' diyor oldukça endişeli bir şekilde. Güneşin yavaş yavaş doğmaya başladığını fark edebiliyorsun bu sırada.
Sonunda karagaha varmıştım. Fakat uyumadığım için ve bu koşusun üzerine ayakta zor duruyordum diyebilirim. Karagah ise oldukça meşgul gibi duruyordu. Tüm herkes arı gibi çalışıyordu. Kumandan ise oldukça endişeli bir şekilde dolaşıyordu. Ona haberi vermem gerekliydi derken o da beni görünce bana doğru koşmaya başladı. Bana olanları anlatmıştı ve benden bilmediği diğer olayları söylememi istiyordu. Demek tuğ amiraldi bu gelen. Oldukça güçlüydü. Ancak grandline a dönmek için yola mı çıkmıştı? Bu olamazdı işte. Onca şeyden bashedip ondan sonra hiçbir şey olmamış gibi devam etmek. Şu marineye başvurduğumdan beri insanlarla iç içe olmuştum. Bu bana çok terstti. Kalbime bıçak saplanmış gibi hissediyordum. Bir de bu yorgunluğun üzerine ölümcül bir yara gibi geliyordu. Hemen olan tüm olayları lanetimi neden ondan bahsetmediğimi her şeyi anlattım kumandana. Güneş yavaş yavaş doğmaya başlamıştı. O güzel ışığı bana vurunca kendimi mutlu hissediyordum. Ancak bu uykusuzluk hissi beni çok rahatsız etmeye başlamıştı. Bugün suikast olacaktı söylenenlere görey dayanmalıydım. Keşke Tuğ-amiral gitmeseydi grandline'a o korurdu bizi. Ahhh gözlerim kapanıyor yavaştan. Kumandana yaklaşıp "Efendim biraz kestirsem yanınızda olaylar başlayınca bana haber verirsiniz o lanetimle iyi işler başarabilirim ancak marinelerin gaz maskesi takması gerekmekte" dedim. Cevabına göre uyumaya ya da kendimi zorla ayakta tutmaya çalışacaktım.
__________________
Spoiler
Karakter Adı: Yoochun
Korsan/Marine : Marine
Ödülü/Rütbesi : Subay
Silah:Kılıç
Para: 100 800
Meyvesi: Hebi Hebi no mi: Model Basiliks
Karakter Statları: Güç:5+3 Dayanıklılık:4+1 Çeviklik:7+3 Refleks: 4
Kumandan senin söylediklerini pek umursamadan hemen depoya doğru yöneliyordu ve yanındaki askerlerle beraber gaz maskeleriyle geri dönüyordu. Sen ise kendini olduğun yere bırakarak uyumaya başlıyorsun. Ne kadar geçtiğini bilmesen de top atışıyla uyanmak zorunda kalıyorsun. Gelen gülle yaklaşık 15 metre sağına düşmüş durumda ve seken şarapnel parçalarından birisinin sağ omzuna ciddi sayılmayacak bir yara açtığını görebiliyorsun. Bu yarayı pek umursamadan topun ateşlendiği yöne doğru baktığında yüz veya yüz elli korsanın karargaha doğru seri bir şekilde geldiğini görebiliyorsun. Karargahta ise toplam yetmiş beş asker bulunuyor ve bunların sadece altmışı savaşabilecek durumda. Kumandanı asıl tedirgin eden şey mahkum olmalı ki askerlerin bir kısmını zindanlara yolluyor. Bu mahkumu merak etmeye başlasanda şu anki durumunuz pek iç açıcı durmuyor. Her ne kadar güçlü olsanda rakibin yeteneklerini bilmediğin için ne yapacağını tam olarak kestirmekte güçlük çekiyorsun.
Bir süre sonra top atışları tamamen susuyor ve korsanların yaklaşık iki veya üç dakika içinde bulunduğunuz noktaya varacaklarını tahmin etmekte zorlanmıyorsun.
Kumandan bana cevap vermeden depoya yönelmişti. Yanındaki askerlerle gaz maskeleriyle dönmüştü. Ahhh lanet olsun deyip kendimi bıraktım yere. Tuğ amiral olan herif yanımdaydı. Bende ise marine pelerini vardı. Savaş meydanında binlerce kişi vardı. Ancak hepsi bize düşman duruyordu. Hepsine karşı tek başıma çarpışacaktım. Tabi yardımcım olan tuğ-amiral ise biraz yardım edebilirdi. Top atışları yapmaya başlamışlardı. Ancak toplar bana zarar vermezdi. Bir saldırıda yüzlerce kişiyi almıştım. Ancak tam yanıma düşen topun şarapnel parçaları omzuma saplanmıştı. Bir anda uyanmıştım. Omzuma direk baktım ancak endişe edilecek bir yaraya benzemiyordu. Bir dakika bunun suikast olması gerekmiyor muydu ? Bu top atışları "Hey piçler biz geldik" anlamı veriyordu. Karşıya baktığımda yüz yüz elli tane korsan vardı bizde ise yetmiş beş tane korsan ya var ya da yoktu. Bir kaç tanesi ise savaşamayacak durumdaydı. Kumandan ise nedense mahkuma takmış gibi az olan askerlerimizi zindana yolluyordu. Bir süre sonra top atışları durmuştu. Korsanlar iki veya üç dakika içinde buradaydı. İşte şimdi şıçtık dedim içimden. Adamların güçlerini bilmiyordum ancak kendimi tutmama gerek yoktu. Ne de olsa gücümü biliyorlar ve gaz maskeleri vardı. Büyük boy yılana dönüşüp hepsini ezebilir ya da zehirimle felç edebilirdim. Ancak ilk önce diğer marinelerin savaşmasın izleyecektim. Böylece onların gücüne tanık olabilirdim.
__________________
Spoiler
Karakter Adı: Yoochun
Korsan/Marine : Marine
Ödülü/Rütbesi : Subay
Silah:Kılıç
Para: 100 800
Meyvesi: Hebi Hebi no mi: Model Basiliks
Karakter Statları: Güç:5+3 Dayanıklılık:4+1 Çeviklik:7+3 Refleks: 4
Korsanlar karargaha ulaşarak misillemeye başlamışlardı. Yaklaştıkça onların neye benzediklerini, ne gibi silahlar kullandıklarını görebiliyorsun. Tuğ amiralin dün gece öldürdüğü veya yaraladığı yirmi korsandan hiçbirini burada göremiyorsun ve bu sizin için avantaj oluşturuyor. Korsanların sayısal üstünlüğünden dolayı marine birliği oldukça zor duruma düşmüş durumda. Neredeyse bir askere üç korsan düşüyor ki çoğu asker tamamen tecrübesiz veya dövüş adına yetenekleri yok denecek kadar az. Diğer marineleri izlemen onları oldukça zor duruma sokuyor ve bazılarının ''Yeni çocuk korkak olmalı, dün o kadar korsanı nasıl hakladığını bilemiyorum.'' dediklerini duyabiliyorsun. Anlaşın dün gece gördüğün ihtiyar işi yapmış olmasına rağmen şanını sana bırakmış durumda.
En geride on beş kadar askerin ellerinde tüfekleriyle dizilmiş olduğunu görebiliyorsun. Bu askerler 10 metre arkanda bulunmaktalar. Menzile giren korsanları vurmak için ateş açıyorlar anca pekte başarılı oldukları söylenemez. Korsanların ise menzilli silah kullamak yerine yakın dövüş kullandıklarını görebiliyorsun. Çoğu kılıç taşırken aralarından kılıç-kalkan, balta, küçük bıçaklar, mızrak kullanıcılarını da görebiliyorsun. Ancak dikkatini çeken ilginç görünümlü bir yaratık oluyor. Bu gördüğün yaratık direk sana doğru koşuyor ve ilerleyişini gayet seri bir şekilde yaptığını görebiliyorsun. Arkasında ise üç tane korsan sana doğru koşmakta yüzlerinde gaz maskeleri var. Etkisiz hale getirdikleri marine askerlerinden aldıkları aşikar. İlginç görünümlü adam tam karşında diğer korsanlar ise sağında, solunda ve arkanda olmak üzere etrafını sarmış durumdalar. Anlaşılan sadece oturup etrafı süzmene müsaade etmeyecekler. Korsanlar ellerinde basit kılıçlar taşırken senin ilgini ilginç görünümlü bu adam çekiyor ve asıl rakibinin o olduğunu anlıyorsun. Gaz maskesi takmaması ise gözünden kaçmayan diğer bir ayrıntı. Omuzlarında ve sol kolunun bileğinde zırh parçaları bunurken basit bir kıyafetle mahrem yerini örtmüş durumda. Sağ kolunun üç adet uzunca bir şekilden oluşması ve sol elinde seni zorlayabilecek bir topuz taşıması ilginç yetenekleri olduğunu göstermekte. Açıkcası şu an en net kestirebildiğin şey insan olmadığı. Sanki senden gelecek hamleyi bekliyorlar. Kumandanı ise hiçbir yerde göremiyorsun.
Sonunda savaş başlamıştı. Korsanlar daha da yaklaşmışlardı bize. Ben ise hala oturmuş denizcilerin dövüşmesini seyrediyordum. Adamlar hakkında saldırı planı yapıyordum. Bu arada diğer denizciler benim hakkımda "Yeni çocuk korkak olmalı, dün o kadar korsanı nasıl hakladığını bilemiyorum" Demek ihtiyar bana bırakmıştı bu tüm övgüyü. Helal olsun lan bir anda çıkıp gitmene rağmen arada iyi işler başarıyordu. Ancak bu herifler benim gücümü de tam olarak bilmiyorlardı. Zaten birazdan savaşa girecektim ben de. Burada boşuna durmuyoruz değil mi ? Korsanlar ile askerlerin sayısı arasında o kadar fark vardı ki zaten şimdiden defans yıkılmaya başlamıştı. Arkamdaki 10-15 tane asker ise sözde keskin nişancıydı. Ateş ettiklerinin hiçbiri tutmuyordu. Bu kadar çok korsanın karşısında bizim deneyimsiz marinelerin hiç sansı yoktu. Kumdandan ise simdiden ortada yoktu. Kaçtın değil mi lanet olası. Tüm işi bana bırakmıştı. Bir dakika o da ne korsanların bazılarında gaz maskesi vardı. Lanet olsun daha fazla marineden almadan gücümü kullanmaya başlamalıyım. O sırada ilginç görünümlü ve gaz maskeli korsanlar etrafımı çevirmişti. Direk zehrimi salamazdım ancak o ilginç görünümlü korsanda gaz maskesi yoktu acaba neyine güveniyordu. Biraz daha incelediğimde onun insan olmadığını anlamam gecikmemişti. Bir de bana canavar diyorlardı. Bu kadar insanın içinde yaratık olmaktan hiç çekinmiyordu heralde. Artık savaşa girmenin vakti geldi. İlk önce diğerleri gelmesin ve şu adamın pardon yaratığın neden maske takmadığını öğrenmek için yarı formuma geçip "Venom of Stunning: Air" saldırısını yapacaktım. Bu sayede marinelerin işi kolaylaşabilirdi. Ancak benim ise hiç bir yararıma olmayacak gibi duruyordu. Kılıcımı çektim ve ilk sağdaki adama doğru uçup onu ısırmaya geri çekilirse de kılıcımla doğramaya başlayacaktım. Bu kötü hareket olabilirdi ancak eğer onu ısırırsam etkisiz hale gelebilirdi. 2 kişi kalırdı o zaman yaratık dışında. Zaten şu an bana saldıracakmış gibi durmuyordu. Ancak çok zorlu bir rakip olacağı kesindi. Belki gaz maskesi olmadığı halde zehirimden etkilenmeyebilirdi.
__________________
Spoiler
Karakter Adı: Yoochun
Korsan/Marine : Marine
Ödülü/Rütbesi : Subay
Silah:Kılıç
Para: 100 800
Meyvesi: Hebi Hebi no mi: Model Basiliks
Karakter Statları: Güç:5+3 Dayanıklılık:4+1 Çeviklik:7+3 Refleks: 4
Vücudundaki değişiklik etrafındaki korsanları oldukça şaşırtıyordu. Bu durum senin lehine gözüküyordu ve tam bu sırada sağındaki adamı ısırmak için harekete geçiyorsun. Adam şakınlığın etkisiyle hiç kıpırdayamıyor ve adamı sol omzundan ısırmayı başarıyorsun. Adamı ısırır ısırmaz zehrin adamın vücuduna etki etmeye başlıyor ve adam önce yere yığılıyor ardından ise titremeye başlıyor. On saniye kadar titredikten sonra adamın öldüğünü görebiliyorsun. Göründükleri kadar dayanıksız olmaları senin işine geliyor. Ancak solundaki adam şaşkınlığı kısa sürede üstünden atarak elindeki kılıcı kuyruğuna doğru sallıyor. Adama tam olarak arkanı dönmemiş olsanda sırtını göstermen senin için iyi olmayacak gibi. Ancak kılıcın geldiğini geçte olsa fark edebiliyorsun. Kurtulman için oldukça kısa bir süren var ve canavar görünümlü adamın ''Oldukça ilginç bir yetenek.Bir ısırıkla insan öldürüyor ve yılana benziyor.''dediğini duyabiliyorsun bu sırada. Eğer saldırıdan kurtulabilirsen fırsat vermeden saldıracakmış gibi bir his uyandırıyor. Oldukça mantıklı davranman gerekli hem saldırıdan urtulmak hem de diğer saldırıya karşı kendini savunabileceğin bir pozisyon almak için.
Ve saldırım başarıya ulaşmıştı. Isırığım adamı 10 saniye içinde öldürmüştü. Bu saldırının hedefine ulaşmasının en büyük nedeni lanetimdi yada meyve her neyse işte. Vücudumdaki değişiklikler onları o kadar şaşırtmıştı ki 10 saniye içinde ölümlerine neden olmuştu. Bu şaşkınlığı çok iyi kullanmalıydım. Diğer ikisini de bu sayede indirebilirdim derken solumdaki herif kendine gelmiş olsa ki kılcını kuyruğuma doğru saldırıyordu. Bu saldırıdan kaçmak kolay olabilirdi. Ancak yaratığın bana söyledikleri onunda bana saldıracağını gösteriyordu. Lanet olsun kaçmam için süre de azalıyordu. Düşün düşün bir şeyler bulmalısın. Hem saldırıdan kaçıp hem de diğer saldırıya fırsat vermeyecek bir hareket lazımdı. Arkamdaki hala afallamış bir halde dursa da onun da şaşkınlığının geçmesine az kalmıştı. Bu yüzden daha dikkatli olmalıydım. Kuyruğumun zehirli kısmı aklıma geldi. Bir kılıç kadar sertti. Kuyruğuma saldıran herifi ona kuyruk acısını yaşatarak öldürebilirdim. Evet kuyruğumdan gelen saldırıyı beklemeyecekti. Sonra ise canavarın saldırısı için savunma pozisyonu alabilirdim. Arkamdaki herifi de görecek bir yere geçecektim. Eğer saldırım başarılı olursa.
__________________
Spoiler
Karakter Adı: Yoochun
Korsan/Marine : Marine
Ödülü/Rütbesi : Subay
Silah:Kılıç
Para: 100 800
Meyvesi: Hebi Hebi no mi: Model Basiliks
Karakter Statları: Güç:5+3 Dayanıklılık:4+1 Çeviklik:7+3 Refleks: 4
Kuyruğunu salladığında araya canavar görünümlü olan giriyor ve kendi safında olan birisinin daha ölmesine izin vermiyordu. Elindeki topuzuyla kuyruğunu rahatlıkla durdurabiliyordu ve sana ''Korsan olmayı hiç düşündün mü? İstersen seni bir tayfaya dahil edebilirim?'' şeklinde bir soru soruyordu. Tam ardından ise ''Vazgeçtim seni öldürmek daha iyi olacaktır. Hem şöhretim daha fazla yayılır. Senin gibi nadir çocukları buralarda bulması zor. Ben Grand Line da senin gibileri yenmeyi bilmiştim. Seni de yeneceğime emin olabilirsin.'' dedikten sonra topuz tutmadığı ve üç tane uzun ve yassı yapıdan oluşan kol şeklindeki uzuvu harekete geçiyordu. Her bir parça ayrı ayır hareket ediyordu ve kuyruğunu savurduktan sonra bu canavar üstüne doğru zıplayarak uzuvuna ilginç bir şekil veriyordu. Hepsi önde birleşerek seni delmeyi amaçladığı belli olan bir cisim şeklini alarak tam kalbine doğru ilerliyordu. Anlaşılan sana bir daha saldırı şansı tanımayacaktı.
Canavara doğru hamleni gerçekleştirdiğinde canavar seri bir hamleyle dönerek araya kola benzer uzuvunu koyarak vücudunun ısırılmasını engelliyor. Ancak zehirin adamın damarlarında zaten dolşamkta ve bu da onun farkında gibi. Bu yüzden elindeki topuzun dikenlerini kullanarak ısırdığın yeri kendisinden ayırıyor ve kısa süre içerisinde adamın kanaması duruyor. Zehir vücuda yayılmadan engellenmiş gibi duruyor ancak gözüne isabet ettirdiğin zehrin etkisini göstermeye başladığını canavarın ''Lanet olsun.'' şeklindeki sözünden anlayabiliyorsun. Bu zehra başka birisi maruz kalmış olsaydı çoktan ölmüş olurdu ancak bu adamın zehire karşı diğerlerinden daha dayanıklı olduğu aşikar. Ayrıca kanamanın kısa sürede durması bu adamın vücudunun hızlı bir şekilde yenilendiğinin göstergesi. Küçük kesiklerle veya ısırıklarla yenebileceğin bir tip olmadığını geç olmadan fark etmen ise büyük şans. Fırsatını yakaladığında kesin ve net darbeyi vurarak bu adamı bu dünyadan silmen gerekiyor.
Yarım metre önünde canavar, arkanda ve yaklaşık olarak üç metre mesafede ise diğer korsan bulunmakta. Sol tarafında ve on beş metre uzağında ise tüfek kullanan korsan bulunmakta. Görüş mesafen ise yaklaşık olarak yirmi metre.Ortalık toz duman içinde olduğundan dolayı burayı savunanların ne durumda olduğunu tam anlamıyla göremesende yerde yatanların çoğunun korsan oluşu savaşın gidişatının değişmeye başladığının işareti. Kumandanın ise ne yaptığını göremiyorsun.
Saldırma fırsatı hala senin elinde ve canavarın savaşmak için elinde kalan tek şey ise topuzu. Kestiği uzvunu şu an için kullanabilmesi mümkün değil. Temkinli davranmaya başlamasının nedeni bu olabilir.
-- Edited by Monkey D Luffy on Sunday 12th of August 2012 12:00:55 AM
Saldırım düşündüğüm gibi ilerliyordu. İki kişi kalacaklardı bu benim için oldukça iyiydi. Ve kuyruğum tam adamın karnına giderken yaratık onu engellemişti o lanet topuzuyla. Bir de üstüne "Korsan olmayı hiç düşündün mü? İstersen seni bir tayfaya dahil edebilirim" diye soru sormuştu. Cevap vermeme izin vermeden "Vazgeçtim seni öldürmek daha iyi olacaktır. Hem şöhretim daha fazla yayılır. Senin gibi nadir çocukları buralarda bulması zor. Ben Grand Line da senin gibileri yenmeyi bilmiştim. Seni de yeneceğime emin olabilirsin" demişti. Zaten korsan olmayı istemiyordum ki. Şimdi tayfanın içine girecektim. O tiksinç su da yolculuk edecektim. Bunlar benim için ölümden daha kötüydü. İsterse öldürsün ama öldüremeyeceği için sorun yok gibi duruyordu. Ancak grandline'dan bahsetmişti. Demek grandline görmüş geçirmiş birisiydi. Bu onu güçlü yapardı benim gözümde. Bakalım gücü ne kadardı. Sonunda yaratık saldırıya geçmişti. O saçma sapan 3 kol saçma sapan bir şekil alıyordu. Adamın tipinde hayır yoktu zaten kolunda mı olacaktı. Kolunun aldığı şekil beni delmeyi amaçlıyor gibiydi. Tam kalbime doğru ilerliyordu. Bundan kaçmam çok zordu. Bir anda eğlenmeden işimi bitirmeyi planlıyordu. Bu benden korktuğu anlama gelebilirdi. Ağzımı açıp yüzüne zehrimi fışkırtacaktım. Görüşümü engellediği gibi onu zehirleme ihtimali de vardı. Bu sayede saldırısından çok rahat kaçabilirdim. Ardından ise kendi saldırımı yapmak için fırsatım olurdu. Evet yüzüne zehrimi fışkırtacaktım tazikli su gibi. Sonra ise diğer saldırım için fırsat kollayacaktım.
__________________
Spoiler
Karakter Adı: Yoochun
Korsan/Marine : Marine
Ödülü/Rütbesi : Subay
Silah:Kılıç
Para: 100 800
Meyvesi: Hebi Hebi no mi: Model Basiliks
Karakter Statları: Güç:5+3 Dayanıklılık:4+1 Çeviklik:7+3 Refleks: 4
Adam hızla üstüne doğru gelirken sen zehrini fışkırtıyorsun. Adamın gövdesi yerine yüzünü nişanladığından dolayı kafasını sağa eğerek zehirden kaçmay çalışıyordu. Tam anlamıyla zehirden kaçamıyordu ve sol gözüne sıçrayan zehirden dolayı sol gözünün görüşü kısıtlanıyordu. Zehir gözüne temas ettiğinde acı ile inlese de saldırısını devam ettiriyordu. Galiba bunun adı tecrübeydi ve bu konuda senden oldukça üstün görünüyordu. Zehiri fışkırtman sayesinde sadece gözünün görüşünü kısıtkalamakla kalmıyorsun ayrıca gelen saldırının kalbini delip geçmesini de engelliyorsun. Kalbini ıskalasa da omzunu ıskalamıyordu. Omzunda iki santimetre çapında bir yara açılmış durumda ve derinliği şu an seni fazla engellemeyecek gibi. Zehirin etkisiyle canavar senden uzaklaşmak için bir iki adım geriye çekliyordu. Etrafındaki diğer korsanları temizlemek için oldukça iyi bir fırsat yakalamış durumdasın ancak sol tarafına fazla yüklenmen seni zor duruma sokabilir.
Adamın üzerine fışkırttığım zehir ne kadar kaçmaya çalışsada sol gözüne gelmişti. Görüşünü az da olsa kapamıştım. Bu benim için oldukça avantajlıydı ancak saldırsına yine de devam etmişti. Zehrim işe yaramış olacaktı ki saldırısın isabet ettiği yer kalbim değil sol omzumdu. Yara 2 cm civarıydı. Her ne kadar şu an sorun etmese de ileride sorun olabilecek gibi duruyordu. Bu tarafımı şimdilik biraz pasif bırakmalıydım. Ancak saldırı geldiğinde kendimi savunmak için yine de kullancaktım. Canavar saldırımın etkisiyle bir iki adım gerilemişti. İşte bu aradığım fırsattı. Şimdi diğerlerine saldırmanın tam zamanıydı. Önce arkadaki adama saldıracaktım. Şaşkınlığı geçmeden ölmesi avantajıma gelirdi. Arkamdaki herif doğru ısırmak için atlayacaktım. Ancak ısrımamı atlatsa bir ona kuyruğumu dolayıp yere vurdurabilirdim. Böylece hareketsiz kalacak ve kılıcımı saplayacaktım göğsüne. Böylece biri daha gitmiş olacaktı. O zamana kadar da yaratık kendine gelebilirdi. Ancak sol gözünün olmayışı ve zehrimin verdiği acı ile dezavantajlı duruma düşecekti. Bu sefer onu yenmem daha kolay olacak gibi duruyordu. Planı uygulamanın vakti geldi. Arkamdaki adama doğru zıpladım.
__________________
Spoiler
Karakter Adı: Yoochun
Korsan/Marine : Marine
Ödülü/Rütbesi : Subay
Silah:Kılıç
Para: 100 800
Meyvesi: Hebi Hebi no mi: Model Basiliks
Karakter Statları: Güç:5+3 Dayanıklılık:4+1 Çeviklik:7+3 Refleks: 4
Arkandaki herifi ısırmak için yaptığın hamle oldukça başarılı oluyor ve adamı ısırp tekrar arkanı canavara döndüğünde yerinde olmadığını görüyorsun. Az önce ısırdığın adamın cesedini kolumsu yapısıyla kavramış ve sana doğru pis pis sırıtmakta. Cesetle ne yapacağını merak etmeye başladığın sırada ''İşte geliyorum.'' dediğini duyabiliyorsun. Sözleri biter bitmez beş metre uzağında bulunan canavar, cesedi sana doğru fırlatıyor ve sadece bir anlığına fırlatır fırlatmaz arkasından koştuğunu görebiliyorsun. Şu an adam cesedin arkasında ve görüş açından tamamen çıkmış durumda. Nasıl bir saldırının seni beklediğini anlaman mümkün değil. Ancak diğer bir sürprizi ise solundaki adam yapıyor ve elindeki kılıcı sana doğru fırlatıyor. Kılıç göbeğinle göğüs kafesinein arasına doğru gelmekte, canavarın ne yapacağını ise kestiremiyorsun. Durumun oldukça kritik ve sağ tarafındaki boşluğuda değerlendiremeyecek gibisin. Sağından ateşlenen bir tüfeğin mermisi de seni hedeflemiş durumda. Uçamayacağına göre yapacak pek bir şeyin yok gibi görünüyor.
Arkamdaki herife yaptığım saldırı başarılı olmuştu. Bunlar gerçekten deneyimsizlerdi. 10 saniye içinde ölecekti bu da diğeri gibi. Ancak canavar bir dakika canavar eski yerinde değil. Nede bu acaba deyip etrafıma bakındım. Yaratık öldürdüğüm adamı o iğrenç koluyla tutmuş bana bakıp sırıtıyordu. Haha çok komik değil mi adamının ölmesi. Gül gül ne güzel bak ben de gülüyorum deyip gülümsedim adama doğru. Ancak adam beni t hiç takmayıp "İşte Geliyorum" dedi. "Beklerim" derken elindeki cesedi bana doğru fırlatmıştı. Bir anlık da olsa onunda cesedin arkasından koştuğunu görmüştüm. Nasıl saldırı yapacağını bilmiyordum. Belki yine kalbimi hedefleyecek belki de bu sefer direk kafama odaklanacaktı. Bildiğim şey ise sol tarafımdaki adamında bana saldırmasıydı. O da kılıcını bana doğru atmıştı. Diğer taraftan ise bir tüfekli bir herif de sağ tarafıma odaklanmıştı. Hey hey hey 3 e 1 hiçte hoş değil. Fakat bunlar korsandı hoşluktan ne anlarlardı ki. Yoksa bu güzelim binaya saldırırlar mıydı ? Saldırılardan kaçacak yerim yoktu artık. Tüm boşluklarım kapanmıştı. Uçamam ya. Bir dakika o zaman ben de yerin dibine girerim. Tüm saldırılar için zamanı bekledim. Sonra ise en başta olanları izlemek için dönüştüğüm forma dönecektim. Bu sanki bir anda yok olmuşum gibi olacaktı. Bu sefer şaşırmamalarına imkan yoktu. Tüm saldırılar üst bölgeme geleceği için beni vurmalarına da imkan yoktu. Ancak şu canavar üstüme basabilirdi. Bu yüzden biraz yana doğru atlayarak dönüşecektim tam formuma. Böylece tüm saldırıları atlatacaktım.
Rp out: Çok büyük bir yılana dönüşürsem derimin kalınlığı artacak mı? Yani normal silah ve kılıç saldırıları beni yaralayabilir mi ?
__________________
Spoiler
Karakter Adı: Yoochun
Korsan/Marine : Marine
Ödülü/Rütbesi : Subay
Silah:Kılıç
Para: 100 800
Meyvesi: Hebi Hebi no mi: Model Basiliks
Karakter Statları: Güç:5+3 Dayanıklılık:4+1 Çeviklik:7+3 Refleks: 4
OUT: Derinin kalınlığının artması mantıklı ancak şu anki meyve statınla böyle saldırıalrı durdurman birazda karşıdakinin gücüne bağlı. Seni zorladığımın farkındayım ama böyle olması senin içinde daha hayırlı.
IN:
Planını uygulamak için hamle yapıyorsun ve yerin dibine giriyorsun. Sen içeriye girdiğinde ne olup bittiğini göremediğinden dolayı bir süre sonra bulunduğun yerden çıkıyorsun ve canavarın tam önünde arkası sana dönük bir şekilde durduğunu görebiliyorsun. Seri bir hareketle tamamen kötü olan durumu kendin için fırsata çevirmenin tam zamanı. Ancak diğer adam seni görüyor ve canavarı bağırarak uyarıyor. Ama hala saldırmak için fırsatın var ve diğer korsan sana müdahale edemeyecek uzaklıkta. Onları izlemek için bulunduğun formdasın ve kısa süreni iyi değerlendirmen gerekiyor. Kılıcını ise şu an göremiyorsun. Yerin dibine girerken onu nerede bıraktığını kestiremiyorsun.
Planım başarıyla sonuçlanmıştı. Yerin dibine girip tüm saldırılardan kurtulmuştum. Yerin dibine girip ne olduğunu göremiyordum. Bunun için bir süre sonra dışarıya çıkmıştım. Yaratık tam bana arkasını dönmüştü. Saldırmak için mükemmel fırsattı. Sen öldün dostum üzgünüm pardon ama artık buraya kadar. O sırada diğer adam beni görmüş ki canavarı uyardı. Siktir sen niye karışıyorsun lan. Bekle sıra sana da gelecek ama önce su adamın pardon canavarın işini bitireyim. Arkasına döndüğü için bacağının arkasını ısıracaktım. Diğer korsan onu uyarsa bile boyutumu bilmediği için yukarıya bakacaktı. Ne olduğunu anlamadan ısıracaktım. Daha sonra ise şu adamı ve tüfekli herifi hallederdim. Zaten yaratık zehrimden öleceği için hadi ölmedi felç olacağı için diğerleri kolay olacaktı. Fakat benim kılıcım nerdeydi. Lanet olsun kılıcımı kaybettim. Neyse sonra bulurum dedim içimden ve canavara atıldım.
__________________
Spoiler
Karakter Adı: Yoochun
Korsan/Marine : Marine
Ödülü/Rütbesi : Subay
Silah:Kılıç
Para: 100 800
Meyvesi: Hebi Hebi no mi: Model Basiliks
Karakter Statları: Güç:5+3 Dayanıklılık:4+1 Çeviklik:7+3 Refleks: 4
Rp out: Kuyruğumda zehir var ucunda. Eğer saldırımı yavaşlatsa bile kılıç gibi olduğu için kesik bir yarası olur ve zehir kanına karışır.
Sorumun cevabını vermeye çalışırken her ne kadar sert görünmeye çalışsa da gözlerindeki zehirin verdiği ve kolunu kestiği zaman ki acı gözlerinden pardon sağ gözünden okunuyordu. Verdiği cevap düşündüğümü kanıtlıyordu. Fakat tuğ-amiral neden suikast demişti ? Yoksa canavarın söylediği gibi o da mı bu işin içinde. Olamaz o adam belki dün gece benim hayatımı kurtarmıştı. Hem de bugün saldırı olacağını da söylemişti. Ancak biraz eksik bilgi vermesi ona karşı güvenimi sarsmamalıydı. Bir dakika ben ona güveniyor muydum ki ? Ben hayatım boyunca sadece babama güvenmiştim. O ölünce ise artık güvenim sadece kendimeydi. Belki de yavaş yavaş iyileşiyorumdur. Belki de değişiklik bana iyi gelmişti. Fakat burdan kurtulamazsam değişimi göremezdim. Peki burada tutulan adamı bu kadar özel kılan neydi? Ne biliyordu ki bu kadar büyük bir savaş çıkmıştı...
Kuyruğumla saldırdığım adam kaçmak yerine savunmaya çalışmıştı. Haha seni aptal bu sadece biraz daha yavaşlatır senin ölümünü. Acı çekerek öleceksin bu senin suçun benim değil. Darbenin etkisiyle yere düşüp tamaman etkisiz hale gelmişti. Son darbeyi vurmak için hazırlanırken tüfekli çocuk "Hey Criatura işini çabucak bitir ve karakola sız. Bu adamla yeterince uğraştık. Onu bu velet için kullanmak istemiyorum" dedi. Benim için kullanamayacağı özel bir saldırı vardı demek. Beni çok küçümsüyordu. Kendi ayıbı sana o saldırıyı yaptırtacağım tüfekli çocuk kesinlikle yaptıracağım. Bu sırada da yaratığın ismini öğrenmiş olduk ama ben yaratık demekten hoşlanıyordum. Evet biliyorum ırkçılık yapıyorum ama baksanıza adamın tipine. Ne güzel topuzunu sallayarak bana doğru koşuyordu. Lan bana saldırıyordu. Büyük ihtimalle böbreklerime gelecek bir saldırıydı bu. Tüfekli çocuk saldırmayacağı için bundan kaçmam kolay olabilirdi. Hemen kılıcımı aradım yerlere bakarak. Oraya doğru atlayacaktım normal bir insana dönerek. Çünkü kuyruğuma vurabilirdi o topuzla ve kendi kolunu acımadan kesen yaratık kim bilir benim o güzel kuyruğuma neler yapardı. Hele kılıcım o tüfekli herifin yakınlarında olursa ne güzel olurdu. Böylece ikinci olarak onu da etkisiz hale getirirdim. Saldırıdan kaçınmak için kılıcımın olduğu tarafa atıldım. Ardından direk savunma moduna geçecektim yeni bir saldırı beklerken yarı formuma dönüşüp. Daha da zaman kaybederlerdi böylece. O sırada da ben de bir kaç bilgi kopartabilirdim.
Rp out: tüfekli adamda gaz maskesi var mı ?
-- Edited by MurdocK on Sunday 12th of August 2012 12:22:43 PM
__________________
Spoiler
Karakter Adı: Yoochun
Korsan/Marine : Marine
Ödülü/Rütbesi : Subay
Silah:Kılıç
Para: 100 800
Meyvesi: Hebi Hebi no mi: Model Basiliks
Karakter Statları: Güç:5+3 Dayanıklılık:4+1 Çeviklik:7+3 Refleks: 4
Topuzdan son anda kurtulmuştum. Arkamdaki herife doğru atlamıştım kılıcım orada olduğu için. Adama baktığımda ise kollarındaki yara zehirden mi yoksa fazla kan kaybından mı öyle gözüküyordu bilmiyorum ama adamın hala hayatta olduğuna şaşırmıştım ancak bu saşırma bir kaç saniyede adamın son nefesini verdiği zaman kaybolmuştu. Tüfekli adam ise "Criatura başlayalım" dedi. Bu sözler üzerine yaratık bir şişe çıkartıp bana doğru attı. Ancak şişeyi nedense bana doğru hedeflememişti. Yani bu saldırı beni etkilemiyordu. O zaman bu neydi diye düşünürken tüfekli adam havada şişeyi hedefleyip bir kurşun atmıştı. Yaratık ise var gücüyle uzaklaşıyordu o alandan. Bu kaçmasının sebebi beni tüfekli eleman oyalarken marineye sızmak mı yoksa bu şişenin içinde zehirli bir gaz ya da sıvı mı vardı. O kaçarsa kaçsın ne de olsa gideceği yeri biliyordum tüfekliyi hallederim ben de o sırada diye düşünürken o da toz bulutunda kaybolmuştu. Ah eski dostum kum bu sefer diğerlerinden mi yanasın? Beni sattın mı? Şişe patlayınca neler olacağını bilmediğim için oradan hemen kaçmalıydım. Yerde öldürdüğüm korsanların birinden gaz maskesini alarak koşmaya başladım zindana doğru. Tüm olaylar orada gerçekleşecekti anladığım kadarıyla. Yaratık da orada olurdu büyük ihtimal. Koşmaya başladım fakat tüfekli adam tarafından vurulmadan koşmaya çalıştığım için normalden biraz daha yavaş koşuyordum.
-- Edited by MurdocK on Sunday 12th of August 2012 01:00:35 PM
__________________
Spoiler
Karakter Adı: Yoochun
Korsan/Marine : Marine
Ödülü/Rütbesi : Subay
Silah:Kılıç
Para: 100 800
Meyvesi: Hebi Hebi no mi: Model Basiliks
Karakter Statları: Güç:5+3 Dayanıklılık:4+1 Çeviklik:7+3 Refleks: 4
Gaz maskesini alman sana biraz süre kaybettiriyor. Mermi şişeye temas ettiği anda büyük bir patlama oluyor ve yerden üç metre kadar yüksekte koskocaman alevden bir bulut oluşuyor. Senin yavaş hareket etmen ise senin dezavanajına oluyor ve sırtında alevin verdiği sıcaklığı hissedebiliyorsun. Seni öldürecek kadar büyük bir yanık olmasa da sen zorlayacağı kesin. Neden zindanlara doğru koştuğuna sende anlam veremiyorsun, yerin dibine girerek bu saldırıdan rahatça kurtulma gibi bir imkana sahipken.
Critaura ise bu sırada tam önünde belirerek topuzunu yukarıdan aşağıya doğru sallıyor. Tam kafanı nişanlamış durumda. Tüfekli adam ise arkandan sana bağırarak ''İşin bitti velet.'' diyor. Critaura ile tüfekli adam arasında olduğun için birbirlerini göremiyorlar. Yani Critaura adamın silahı ateşlediğinden adam ise Critaura' nın sana saldırdığından habersiz.
İki ateş arasına kalmış durumdasın.
-- Edited by Monkey D Luffy on Sunday 12th of August 2012 01:31:25 PM
Canavara doğru atılmıştım arka bacağını ısırmak için. Ancak diğer korsan onu uyardığı için çok seri şekilde arkasını dönüp o üçlü kol saçmalığıyla engellemişti. Fakat zehir yinede vücuduna girmişti. En fazla bir kaç dakika içinde etkisiz olurdu. Yaratık da bunu biliyor olsa ki kolunu topuzuyla vücudundan ayırmıştı. Bu sayede zehirim vücuduna yayılmayacaktı. Lanet olsun sana saldırımı yine etkisiz hale getirmişti. Ancak gözüne fışkırttığım zehirin etkisi yavaş yavaş göstermeye başlamıştı. "Lanet olsun" demesi de bunun göstergesiydi zaten. Şu ana kadar bu zehirleri başkasına versem ölmüşlerdi. Hatta biliyoruz ki diğer iki adam 10 saniye içinde ölmüşlerdi. Fakat bu yaratığın hem kendini yenileme hem de az da olsa zehire karşı dayanıklılığı vardı. Canavar işte sonra bir de bana canavar diyorlar. Neyse biraz sonra öleceği için bu sorun olmayacaktı artık.
Etrafımı 3 korsan çevirmişti. Biri yarım metre önümde canavar, diğeri arkamda olan çöp, ve solumdaki tüfekli adam. Ortalık toz duman içerisindeydi. Şavaşın gidişatının ne olduğunu bilmiyordum ancak görüş mesafemdeki cesetlerin çoğu korsanlara aitti. Ben ise şu ana kadar 2 korsan halletmiştim. Bu benim için büyük başarızılıktı. Ancak anlaşılana göre denizciler durumu lehine çevirmiş gibi gözüküyorlardı. Benim gaz zehrimin de avantajını yok sayamazdık. Felç olan bir çok korsan zaten direk ölmüştür. Bunları halledince yine ortaya geçip o saldırımı yapacaktım eğer bunlar gibi gaz maskesi almadılarsa. Kumandan ise galiba yine ortalıklarda yoktu ya da en ön saflarda savaşıyordu. Bu savaşın manası neydi ki? Neden zindanlara bu kadar önem vermişti kumandan? Yoksa bu saldırı suikast değil de zaten hiç suikaste benzer bir hali yoktu da mahkum kaçırmak için yapılan bir saldırı mıydı? "Hey canavar, Siz kimsiniz ve buraya niçin saldırıyorsunuz?" diye sordum. Bu merakımı dün geceki gibi girdermem lazımdı.
Canavara saldırma fırsatı hala benim elimdeydi. Bir kolunun olmayışı ve o kolununda özel yapıdan oluşması ve sol gözününde acıdan kıvranıp bir şeyler görememesi bu savaşın benim avantajıma olduğunu gösteriyordu her ne kadar 3 kişi olsalarda. Bu yüzden zaten bana saldırmayıp bekliyordu heralde. Fakat önce şu çöpleri indirmem lazımdı. Sonra ise o canavarla teke tek kapışırdık. 5 metre arkamdaki korsana kuruğumla direk bir saldırı yaptım. Kuyruğumun hızı çok fazla ve birden gelen saldırı olduğu için kaçma olasılığı oldukça düşüktü. Eğer saldırım başarılı olursa karşımda 2 kişi kalacaklardı. Bu tüfekli sorun olabilecek düzeydeydi. Ancak kuyruğumun boyu neredeyse 10 metre olduğu için oraya gidersem canavar bana saldırırdı. Bu yüzden 2. olarak da canavara saldıracaktım. Fakat ilk saldırımın başarılı olması gerekliydi.
__________________
Spoiler
Karakter Adı: Yoochun
Korsan/Marine : Marine
Ödülü/Rütbesi : Subay
Silah:Kılıç
Para: 100 800
Meyvesi: Hebi Hebi no mi: Model Basiliks
Karakter Statları: Güç:5+3 Dayanıklılık:4+1 Çeviklik:7+3 Refleks: 4
Sorunun ardından canavar sert görünmeye çalışsa da acıyı yüzünden okuyabiliyorsun. ''Onun çok önemli birisini olduğunu biliyorum. Daha fazlasını ben bile bilemiyorum. '' diyordu. Ardından ise oldukça seri bir şekilde konuşmaya başlayarak ''Buradakilerin hepsini korsan mı sanıyorsun? O adamı kaçırmak için ödül avcılarından bazıları sizinle savaşmayı kabul etti. Düşünebiliyor musun? Ödül avcıları ve korsanlar. Hatta aldığım bilgiye göre marine birliğinden bile destek almaktayız. O adamın çok önemli şeyler bildiği kesin.'' diyerek konuşmasını sonlandırıyordu.
Adamın konuşmasının ardından sen arkandakine doğru kuyruğunla müdahalede bulunuyorsun ancak adam kaçmak yerine kollarını çarpraz bir biçimde kullanarak yönünü değiştirmeye çalışıyor. Ancak bu darbenin sadece gücünün azalmasına neden oluyor. Adamın darbenin etkisiyle yere düştüğünü ve tamamen savunmasız olduğunu görebiliyorsun. Bu sırada tüfekli adam canavara doğru ''Hey Criatura işini çabucak bitir ve karakola sız. Bu adamla yeterince uğraştık. Onu bu velet için kullanmak istemiyorum.'' diyor. Canavarın isminin Criatura olduğunu öğreniyorsun. Kafanı canavara doğru çevirdiğinde sana doğru topuzunu salladığını ve hızla yaklaşmakta olduğunu görebiliyorsun. Az önce yere serdiğin adam ise yerden kalkamayacak bir durumda. Kendini toparlaması için zamana ihtiyacı var ve senin düşünmen gereken şey Criatura olmalı. Yoksa topuzu sağ böbreğine yiyeceksin ve üstündeki dikenimsi yapının gücünü az önce gördün. Böbreğinin parçalanmasını istemiyorsan bir şey yapmalısın.
OUT: Kuyruğunun yapısının farkındayım. Adamın kollarında oluşan kesiği şimdi belirtecektim ama sen benden hızlı çıktın. Gaz maskesi konusuna değinmemek ise benim hatam. Kusuruma bakma
IN:
Topuzdan son anda kurtuluyorsun ve kılıcın arkadaki adamın yanında olduğu için kendini oraya doğru atıyorsun. Kılıcını almak için geriye sıçardığında adamın kollarında aşırı derecede büyük bir kesik oluştuğunu görebiliyorsun. Belki de zehirden belki de kesiğin aşırı kanamasından dolayı adam gözlerini hayata kapatıyor. Kılıcını eline almış durumdasın ve tüfekli adamın ''Criatura başlayalım.'' dediğini duyabiliyorsun. Yaratık donunun içinden küçük bir şişe çıkararak bunu senin üstüne gelecek şekilde fırlatıyor ama ilginç olan seni nişanlamamış olması. Şişe tepene doğru yükselirken tüfekli adamın silahının ateşlendiğini görebiliyorsun. Havadaki şişeyi nişanladığını anlamak senin için zor olmuyor. Bu sırada gözün olan gücüyle gerile sıçrayan Criatura' ya takılıyor. Tüfekten çıkan mermi üstünde süzülen şişeye doğru hızla ilerlemekete ve sen ne olacağını bilmiyorsun.
Tüfekli adamda ise gaz maskesi bulunmamakta ama silahını ateşler ateşlemez toz bulutunun içinde kayboluyor.
Ahh çıkmıyor şu lanet olası gaz maskesi. Zamanımda gittikçe azalıyor ve Boomm!! şişe patlamıştı. Fakat düşündüğüm gibi gaz yada sıvı değildi. Bu direk ateşti ve gittikçe daha da yakınlaşıyordu. Gaz maskesi hiç bir işime yaramayacaktı attım uzak bir yere. Şu an bana kurşunun gelmesini de takamazdım kafaya var gücümle koşmaya başladım. Ancak ateşi yine de sırtımda hissediyordum. Bu siktiğimin ateşi de yaralamıştı beni. İlk önce yorgunluğum sonra omuzlarım şimdi de sırtım lanet olsun git gide bu savaşta işlevsiz hale geliyordum. Keşke şu öldürdüğüm adamı siper olarak kullanıp yerin dibine girseydim. Ne akla hizmet zindana gidiyordum ki...
Ah işte mükemmel bir sen eksiktin yaratık. Bİr de karşıma geçmiş topuzunu sallıyordu. Gel öldür beni gel bak bir de kafama nişan almış sallıyorsun topuzumu. Arkadan da bir ses "İşin bitti velet" demişti. İşte tayfa tamamlandı iki yaratık bir de tüfekli çocuk. O da arkamdan bana nişan almış silahını ateşlemişti. Bu adam hiç kaçacağımı düşünüp de yaratığa geleceğini tahmin edememiş miydi? Yoksa benden dolayı göremiyorlar mıydı birbirlerini? İşte bu güzel bir fırsatı. Eğer zamanında küçük yılana dönüşürsem kurşun yaratığa gelirdi böylece o etkisiz hale gelirdi. Sonra ise gaz maskesi takmamış herifi bitirmek benim için çocuk oyuncağıydı. Şansım dönüyordu. Evet tam zamanın küçük yılana dönüşüp dönüşürken de Venom of Stunning: Air saldırısını yapacaktım. Sonra ise buradan rahat bir şekilde ayrılacaktım.
__________________
Spoiler
Karakter Adı: Yoochun
Korsan/Marine : Marine
Ödülü/Rütbesi : Subay
Silah:Kılıç
Para: 100 800
Meyvesi: Hebi Hebi no mi: Model Basiliks
Karakter Statları: Güç:5+3 Dayanıklılık:4+1 Çeviklik:7+3 Refleks: 4
Küçük bir yılana dönüşerek saldırıdan rahatlıkla kurtuluyorsun. Kurşun havada olan yaratığa isabet ediyor ve iki metre kadar geriye sürükleniyordu. Yaratığın iki metre geriye sürüklenmesi bu kurşunun normal olmadığını anlaman için yeterli oluyordu. Sana isabet etmediği için oldukça şanşlısın.
Tüfekli adam kendi dostunun verdiği şaşkınlıkla bir süre olduğu yerden kıpırdayamıyor ve sende saldırını başarılı bir şekilde gerçekleştiriyorsun. Seni zorlayan rakiplerden kurtulmuş durumdasın ve sırtında inanılmaz bir acı var. İlk anın verdiği sıcaklığıyla bunu pek anlayamasan da şu an bu acı oldukça zorluyor. Üstüne üstlük omzundaki yara ve bir süredir savaşmanın verdiği yorgunluğun üstüne bir de uykusuzluk ekleniyor. Şu an bir arkiple daha savaşıp savaşamayacağını tam olarak kestiremesende üstüne doğru koşmakta olan bir korsan var. Elinde ise kısa bir baltayla beraber sana doğru saldırmakta. Kendini savunamayacak haldesin. Galiba ölmek üzeresin.
Rp out: Koşan korsanda maske var mı yok mu? Bu arada gazım zehir tüm meydana yayılması lazım
Planım başarılı olmuştu yine. Seviyordum böyle olunca. Kurşun tam da yaratığa isabet etmişti. Ölmesi an meselesiydi artık. Bana gelmediği için de oldukça sanslıydım. Sıyırsa bile şu anki durumumla beraber ölüm fermanını imzalamış olurdum. Tüfekli adam ise kendi adamını vurduğu için şaşkınlık içerisindeydi. Saldırımı yapmak için 1 saniye gerekliydi ki ve senin şaşkınlığın onu bana sağlamıştı. Zehirli gazı yayınca onun da işi bitmişti. Artık bana zorluk çıkartan tüm korsanlardan kurtulmuştum. Ancak diğerlerine saldırıp saldırmama konusunda kararsızdım. Sırtım feci bir şekilde ağırıyor, omuzlarım neredeyse oynamayacak hale gelmiş, yorgunluk ve uykusuzluk baş göstermişti. Hiç bir şeyi takmadan savaşın ortasında uyumayı bile düşünmüştüm. Ancak buna korsanlar izin verir mi? Bak bir tanesi baltayla beni kesmeye geliyor. Ne güzel kendimi savunamayacağım bile. O zaman saldırıp işini bitirmekten başka çarem yoktu. Ağzımdan sıvı zehir fışkırtım yüzüne doğru. Tazikli su gibi olduğu için kaçması çok zordu ama kaçarsa işim bitmişti. (Eğer kaçarsa ve gaz maskesi yoksa gaz halinde salacağım zehiri)
__________________
Spoiler
Karakter Adı: Yoochun
Korsan/Marine : Marine
Ödülü/Rütbesi : Subay
Silah:Kılıç
Para: 100 800
Meyvesi: Hebi Hebi no mi: Model Basiliks
Karakter Statları: Güç:5+3 Dayanıklılık:4+1 Çeviklik:7+3 Refleks: 4
RP OUT: Kurgunun devamı için sana bir şeyler yarlamaya çalışıyorum. Gazını bu kadar sorun etme.
IN: Zehrini fırlatmak istesen de bunu yapamıyorsun. Daha doğrusu yorgunluğun etkisiyle zehiri fırlattığını sanıyorsun. Adamın hiçbir şey olmadan üstüne doğru koşmakta olduğunu gördüğünde ise büyük bir şok geçirerek lanetinden şüphe duymay başlıyorsun. Adam baltasını sana saplamak için kaldırsa da indirmeyi başaramıyor. Baltası arkasına düşerken adam da senin yanına yığılıyor. Korsanın yere yıkılmasıyla beraber arkasında onu vuran kişiyi görebiliyorsun. Oldukça havalı bir şekilde duruşunu bozmadan sana doğru gülümsüyor. Yanına ise adamın ekibinden olduğunu gördüğün bir doktor koşmakta. Adam ise duruşunu bozmadan ''Genç asker artık benimle beraber çalışacaksın.'' diyor.
Adamın temsili resmi. Kılıcındaki maviliğin olmadığını düşün.
Rp ın: Zehirimı fırlattım artık bu adamın şansı kalmamıştı. O da ne herif hiçbir şey olmamış gibi üstüme doğru koşuyordu. Ne yani o lanetim ya da meyve işte her ne boksa yaramamış mıydı? Yoksa lanetim benim kafamdan uydurduğum bir olay mıydı? Yok yok öyle olamaz baksana şu öldürdüklerime baksana acı çekişen insanlara bunları kafamda uydurmuş olamam ancak neden fırlatamadım zehiri yoksa yorgunluktan mı? Büyük ihtimal yorgunluktu evet ve ölüyordum. Baba, abi sizin yanınıza geliyorum. Sizle yeniden beraber olacağım, artık bu yalnızlık olmayacaktı değil mi sizin yanınızda, belki belki senden özür dileyince beni affedeceksin dimi kardeşim...
Bana doğru koşan korsan birden elindeki baltayı bırakmıştı. Ardından geçen saniye sonrasında ise yere yığılmıştı. Haha bu bir şaka olmalı kendi bedenimle vedalaştıktan sonra kurtulmuştum. Hey dostum bu hiç komik değil ama şu adamın arkasında duran adam komiğe benziyordu. Bir elinde kılıç bir elinde tabanca ile durmuş bana bakıyordu. Büyük ihtimal hayatımı bu marine kurtarmıştı. "Genç asker artık benimle beraber çalışacaksın." dedi. Sende kimsin be adam. Ben daha marineye kabul edilmemişken bir de onun özel birliğine mi katılacaktım. Artık dalga geçmeyin benimle "Hey hey sen ne zırvalıyorsun orada" dedim adama doğru. Ayakta zor duruyordum artık gözlerimi kapamak için kendi içimde büyük bir savaş veriyordum. Yere dizlerim üstüne düştüm. Uyumamalıyım, savaşmalıyım...
__________________
Spoiler
Karakter Adı: Yoochun
Korsan/Marine : Marine
Ödülü/Rütbesi : Subay
Silah:Kılıç
Para: 100 800
Meyvesi: Hebi Hebi no mi: Model Basiliks
Karakter Statları: Güç:5+3 Dayanıklılık:4+1 Çeviklik:7+3 Refleks: 4
Adam sözlerin karşısında gülümsemesini daha da büyüterek ''Üstlerine karşı böyle konuşmamalısın. Kendimi tanıtayım ben Kaptan Fuerte ve sen de bundan sonra benim subayımsın.'' diyor ve yanına gelen genç bir bayan kaptana korsanların kaçtığını yönünde rapor veriyordu. Bayanı tam olarak göremiyorsun ancak kaptan ''Şimdi dinlenmen gerekiyor. Yaralarınla gemi doktorum ilgilenecek ve iki gün sonra burada tutulan mahkumu daha güvenli bir karargaha götüreceğiz.'' diyordu ve senin gözlerinin kapanışını izlemeye başlıyordu.
Karakter Statı: +2
Yetenek Statı: +1
Konu Tamamlanmıştır.
OUT: Yaralarının durumundan diğer konuda ben bahsedeceğim. Gemide uyanacaksın ve yolculuk başlamış olacak. Bu şekilde yeni bir konu açabilirsin.